Maksat üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek olunca
ortaya çok absürt manzaralar çıkabiliyor. Tıpkı Levent
Üzümcü’nün yediği son “halt”
gibi…
Gezi olaylarında ön saflarda yer alan ve
provokatif söylemleriyle hatırlanan Levent
Üzümcü, Denizli'de ağacın altında kalarak
hayatını kaybeden 47 yaşındaki imam Ramazan
Akbaş’ın ölümüyle dalga geçti.
Üzümcü’nün bu paylaşımı bozuk
zihniyetini ve İslam düşmanlığını bir kez daha gözler
önüne serdi.
İslam düşmanlığını gizlemeden açıkça kinini kusan
Üzümcü, Denizli'nin Çivril ilçesinde
kestiği ağacın altında kalarak hayatını kaybeden imam
Ramazan Akbaş ile dalga geçti.
Üzümcü, kendi kestiği ağacın altında kalarak
feci şekilde can veren Akbaş ile ilgili haberi
paylaşarak, ''Ah be Ramazan... bi imam kolay mı
yetişiyor...'' notunu düştü.
Bu nasıl bir zihniyet anlayabilmek mümkün değil.
Taksim’de ezanı ıslıklayan ne
idüğü belirsizlerden sonra şimdi de bir sanatçının kaleminden çıkan
söz..!
Artık içlerinde biriken fitne, nefret ve düşmanlık
cerahatini daha fazla tutamıyorlar, kusuyorlar…
Müslümanın asla geri adım atmaması gerektiğini ve dik
duruş sergilemesi gerektiğini herhalde görebiliyorsunuz
değil mi? Susarsak neler yapmak istediklerini,
niyetlerini anlıyor ve idrak ediyorsunuz değil mi?
Düşünün, bir insan ölmüş, arkasında acılı bir
eş ve gözü yaşlı yetimler bırakmış. Anne babası ise bağrına taş
basmış, gözyaşlarını akıtmakta…
Siz ise bütün bunları görmezlikten gelerek ölüm gibi acı
bir olay üzerinden bacak bacak üstüne atarak hadsizce paylaşımlar
yapabiliyorsunuz…
Ben bu zihniyeti asla anlayamadım, sanırım bu gidişle
anlayamayacağım da…
Empati yoksunu böyle insanlar aramızda olduğu
müddetçe toplumsal barış bir hayal.
Medeni insan ve dahi sanatçı insan farklı düşüncelere
saygı duymasını bilmesi gereken insandır.
Eğitimin değişmez kurallarından mihenk taşı niteliğinde bir
kural vardır; her insan karşıt fikre, düşünceye, ideolojiye
saygı duyduğu oranda saygıyı hak eder.
Sosyolojik ve psikolojik olarak irdelendiğinde ya da işin ilmi
zaviyesinden bakılması durumunda uzmanlar; bir şahsın başka bir
şahıs küçültmeye, küçük görmeye, hakir davranmaya iten sebeplerin
başında; yetersizlik, kişilik problemi ve çekememezliğin
yattığını söylerler.
Hepimiz aynı havayı teneffüs ediyor aynı toprak bütünlüğünde
yaşamalarımızı idame ettirmeye çalışıyoruz. Eğitim, kültür,
değerler, ideolojiler, inançlar doğrultusunda farklılıklar
perspektifinde hayatlarımızı yaşasak da bir diğerini ötekileştirme
ya da hakir görme haddimiz yok.
Ne köydekinin şehirdekine ne tahsillinin okumamışa ne zenginin
fakire ne uzunun kısaya ne güzelin güzel olmayana söz söyleme,
sataşma haddi olamaz.
Hani hep dem vururlar ya “toplumsal barış”
deyü…
“Bizi anlamıyorlar” “Yaşam hakkımıza saygı
göstermiyorlar” deyü çemkirip duruyorlar ya.
Önce siz bir saygı duymasını öğrenin, ondan sonra saygı
bekleyin.
Ölüm gibi bir acı üzerinden insanları küçümse, dalga
geç, alay et, ondan sonra saygı bekle…
Amiyane bir tabir olacak ama istediğin kadar uğraş üzümü
sıksan da bulamazsın o saygıyı…
Bir düşünceyi benimseyebilirsin, eleştirebilirsin,
katılmayabilirsin...
Karşısında durabilirsin, kendi söylemlerini dile
getirebilirsin…
Adabınca yazıp çizebilirsin…
Ama sırf o düşünceye katılmıyorsun diye bir
şahsın ölümüyle alay etmek nasıl bir hastalıklı zihnin
eseridir yahu…
El insaf…
Güya bir de sanatçı olacak Üzümcü
beyefendi.
Bir toplumun sanatçısı böyleyse yandık ki ne yandık…
Üzümcü, öyle bir “halt” yedi
ki skandal paylaşımı kendisini sosyal medyada takip eden
sempatizanları tarafından bile tepki gördü.
Lütfen biraz hassasiyet…
facebook.com/msbeser
twitter.com/msbeser
instagram.com/msbeser