Salı akşamı Kanal D’de ilk bölümü yayımlanacak olan ‘Üç Kız Kardeş’ dizisinin çekimleri Ayvalık’ta sürüyor. Üç kız kardeşi canlandırırken kendileri de kardeş gibi olan genç oyuncular Melisa Berberoğlu, Almila Ada ve Özgü Kaya, Hürriyet'te konuştu. Aile ve kardeşlik üzerine kurulu bir eser bu. Siz de bir süredir Ayvalık’ta bir aradasınız. Sizin ilişkileriniz nasıl gelişti, kardeş gibi oldunuz mu? Almila Ada: Gerçekten de olduk, çünkü 40 günü diz dize geçirdik. Özellikle ilk iki bölümde tüm sahnelerimiz birlikte olduğu için diğer oyunculardan bağımsız olarak üçümüz hep yan yanaydık. Özgü’yle daha önce de çalıştım. Zaten çok iyi arkadaşız.Kardeş kavgası oluyor mu arada peki? Özgü Kaya: Olmadı hiç, olacağını da sanmıyorum. O kadar güzel enerjimiz var ki... Benim olmadığım bir gün Almila ve Melisa arasında komik bir olay yaşanmış ve bunu ikisi de heyecanlı bir şekilde anlatmaya çalışıyorlar. Ben de tam ikisinin ortasındayım. İclal Abla (Aydın) da biraz daha ileride bizi izliyor. Kızlar heyecanlı bir şekilde “Hayır böyle olmadı, dur tamam, sen anlat” filan diyor. Ben de “Tamam kızlar, sakin olun” tavrında, bir abla edasıyla onlara yaklaşıyorum. Sonra bir baktık, biz aslında karakterlerimizle birbirimize geçmişiz. Sonra İclal Abla güldü ve “Tamam, siz gerçekten Türkan, Dönüş ve Derya olmuşsunuz” dedi.Almila, bir tek sen tek çocuksun. Dizi sayesinde kardeş deneyimi yaşamış gibi oldun mu? Almila Ada: Kardeşim olmadığı için bunu yüzde yüz söyleyemem belki ama ister istemez yaşamış oldum çünkü birbirimizi çok kolluyoruz. Bizi görseniz... Sette çok soğuk havalarda çalıştığımız için refleks oldu, “Özgü’nün üstünü örtün, o da üşüdü, Melisa’nın da kıyafeti çok ince” gibi şeyler söylüyoruz.Birbirinizde sevdiğiniz ve sevmediğiniz özellikler neler? Almila Ada: Özgü’nün şefkat tarafı bana çok yansıyor. Ben herhangi bir şeyi kafama taktığımda hemen çözüm bulur, beni telkin etmeye özen gösterir. Melisa’nın da enerjisi çok yüksek. Çok da duygusal. Aslında bu beni biraz daha iş havasından çıkarıp insan ilişkisine döndürüyor. Çünkü ben daha mantıksal bakıyorum birçok konuya. Günün sonunda çok iyi arkadaş olduk. Yaptığımız iş çok stresli. Birimiz düşse diğeri onu kaldırmaya çalışıyor ya da hepimizin düştüğü zamanlar olduğunda “Tamam, bugün kötü bir gün, hadi bunu kabullenelim” diyoruz.Melisa Berberoğlu: Özgü’yle aynı yaştayız ama özellikle son dönemde daha çok ablam gibi hissediyorum. Almila’nın mantığının benim paniğim üzerinde sakinleştirici etkisi var. Çözüm odaklı, hepimizi kolluyor.Özgü Kaya: Bir bütün olduğumuzu düşünüyorum zamanla. Melisa beni inanılmaz güldürüyor mesela. Boş kaldığımız zamanlarda çok dertleşiyoruz, gerçekten kız kardeş olduk. Aslında hepimiz duygu olarak birbirimize ablalık yapıyoruz.İclal Aydın’la yani eserin yazarıyla birlikte oynamak nasıl bir şey? Almila Ada: Bize hiç karışmıyor karakterler konusunda ama sen bir şeye kafanı takıp sorduğun zaman gerçekten kollarını açıp sonsuz şekilde yardımını sunuyor. Bence oyunculara ve ekibe saygısından dolayı, eğer bizden biri ona bir şey danışırsa, hikâyeye, karakterlerine dair bilgi veriyor, yazarken ne düşündüğünü söylüyor. Annen hep arkandadır ya, düştüğünde kaldırmak için... Tam o hissi veriyor bize. Bazen senaryoyla ilgili tedirgin olduğumuzda “Ben şöyle düşünmüştüm, hadi gelin beraber hocaya soralım” ya da “Sen ne düşündün, senden duymayı tercih ederim” diyor mesela.Özgü Kaya: Çok özel bir şey. Özgü Kaya: Çok özel bir şey. Set yorgunluğu dışında herhangi bir problemimiz olduğunda hemen herkesten önce fark edip çok anaç yaklaşıyor bize.Melisa Berberoğlu: Set öncesi çalışırken Nesrin olarak her karakter hakkında ne hissettiğini aktarmıştı. İclal Hanım iki şekilde de anne aslında. Hem metaforik olarak karakterleri doğurdu hem de sette de Nesrin’i, yani anneyi oynuyor. Bu inanılmaz bir güven hissi veriyor.Özgü ve Melisa, kardeşlerinizle aranız nasıl? Melisa Berberoğlu: Erkek kardeşim Can, benden 8 yaş küçük. Birbirimizin her şeyine ortağız; eğlencemize, sıkıntımıza... Canımdan bir parça. Londra Kings College’da Film ve drama bölümünde okuyacak. Ayrılacağımız için üzülüyorum.Özgü Kaya: Kardeşim Efe benden 3 yaş küçük. Hem ev arkadaşıyız, hem sırdaşız hem de kardeşiz. O da oyunculuk okuyor. Umuyorum ki benden çok daha iyi yerlere gelir. Ben de tam Türkan oldum şu anda. Ama ona karşı hem minik anne hem de arkadaş gibi hissediyorum.Bu hikâyede sizi en çok çeken neydi? Almila Ada: Önce senaryoyu, sonra kitabı okudum. Ben her dizimi bitirdikten sonra bir sonraki işimde biraz daha farklı bir karakter seçmeye özen gösteriyorum. Hem senaryo hem de karakterim Dönüş çok farklı, bu aile de çok farklı...Kendini farklı şekillerde geliştirebilmek için mi bunu tercih ediyorsun? Almila Ada: Hem öyle hem de biraz daha kendi sınırlarımı göreyim ve o sınırları aşabiliyor muyum, bunu test edeyim diye...Melisa Berberoğlu: Beni romanda en çok etkileyen unsur; bir iyileşme hikâyesi olması. Çok güçlü bağları var ve bu bağların her şeyi iyileştirebileceğini anlatacağız.Özgü Kaya: Benim için spesifik birkaç noktası var ama söylersem ‘spoiler’ olacak galiba. Yaş aldıkça, olgunlaştıkça hem kendimizi tanıdığımız hem de aile bireyleri olarak birbirimizi tanıyıp birbirimize daha sıkı bağlandığımız bir hikâye bu.Melisa Berberoğlu, Bilkent Üniversitesi’nde tiyatro okudu. İstanbul Kadir Has Üniversitesi’nde yüksek lisans yapıyor. Pek çok tiyatro oyununda rol aldı. ‘Kırmızı Oda’ dizisinde Menekşe karakteriyle geçen sene televizyon dünyasına adım attı. Daha sonra BluTV’de ‘Ajans’ adlı komedide ve ‘Yeşilçam’ın ikinci sezonunda oynadı. Berberoğlu, dizideki karakteri Derya’yı şöyle anlatıyor: “Derya evin en küçük kızı. Ablalarına göre sivridilli, dobra bir karakter. Anne ve babası üstüne düşmediği için tek başına bir varoluş mücadelesi vermek zorunda kalmış. Derya herkes doğruyu bulsun, kimsenin hakkı yenmesin istiyor. Hayvanların da hakkını savunan, hep bir koruma dürtüsü üzerinden hareket eden bir karakter.”Almila Ada 2 yaşından 20 yaşına kadar klasik bale eğitimi almış. Mimar Sinan Üniversitesi’nde okuduktan sonra İngiltere’de bale eğitimine devam etmiş. Orada okurken tesadüfen oyunculuk kariyeri başlamış. Scarlett Johansson ile aynı filmde figüran olarak rol almış. Şimdi Türkiye’de oyunculuk kariyerine devam ediyor. Ada, Dönüş karakterini şöyle anlatıyor: “Dönüş, üç kız kardeşin ortancası. Sağlık konusunda hassas bir karakter. Bu yüzden de kız kardeşleri ve anne-babası tarafından üstüne düşülüyor. Evin okumayı, yazmayı seveni... İzleyici Dönüş’ün yazdığı günlükten hem kendisinin hem de kardeşlerinin çocukluğunu anlattığı bir aile hikâyesi dinliyor.Her şeyi biraz daha edebi ve romantik tarafından görmeyi seçen Dönüş, kardeşlerinin ya da anne-babasının başına kötü bir şey geldiğinde bile ‘Olsun, bunun da bir sebebi vardır. Daha güzel bir gün gelir’ diyebilen, pozitif bir karakter. Derya gibi inatçı değil, Türkan gibi kötülüğü göremeyen biri de değil.”Gitar, keman ve piyano çalan Özgü Kaya, güzel sanatlar lisesi mezunu. Üniversitede opera bölümüne giren Kaya, ikinci sınıfta Kanal D’den teklif gelince okulunu dondurmuş. Oyunculuk yapmadığı zamanlarda profesyonel anlamda müzik kariyerine devam etmeyi hedefliyor. İleride film müzikleri yapmak ve müzikallerde oynamak istiyor.Özgü Kaya, karakteri Türkan’ı şöyle anlatıyor: “Türkan nahif, kırılgan ve annesinin ilk göz ağrısı... Aslında annenin o anaç yanını almış. Yeri geldiğinde kardeşlerine küçük annelik yapan bir karakter. Dönüş’e ve Derya’ya göre biraz daha ketum, acısını içinde saklayarak ‘Aman onlar üzülmesin’ korkusuyla her şeyle tek başına mücadele ediyor.”