Uzmanlardan tatilcilere uyarı
Abone olUzmanlar, yaz aylarının gelmesiyle birlikte açılan deniz sezonunun, birçok hastalık ve kazaları da beraberinde getirdiğini belirterek, sığ s...
Uzmanlar, yaz aylarının gelmesiyle birlikte açılan deniz
sezonunun, birçok hastalık ve kazaları da beraberinde getirdiğini
belirterek, sığ suya atlama ve havuz etrafındaki ıslak zeminde
düşme sonucu oluşan omurilik hasarları, diz ve ayak bileği
yaralanmalarının yaz aylarında sık görüldüğünü söyledi.
Yaz mevsimiyle beraber yapılan tatil planlarında alınacak basit
önlemler ve dikkat, hayat kurtarıcı olabilir. Deniz sezonunun
açıldığı bu günlerde göz ardı edilmemesi gereken en büyük konu
‘deniz ve havuz kazaları’ oluyor. Yaz aylarında meydana gelen
kazaların başında ‘sığ suya’ balıklama atlama sonucu oluşan
omurilik felci geliyor. Bu tür kazalarda genellikle 15-25 yaş
arasındaki genç erkeklerin yaralandığını belirten Bostancı Romatem
Fizik Tedavi Rehabilitasyon Merkezi’nden Prof. Dr. Tunç Alp Kalyon,
gençlerin kendi aralarında yarışması ve diğer arkadaşlarına
gösteriş yapma amacıyla riskli atlayışlar gerçekleştirdiğini ve
uyarılara rağmen her yıl çok sayıda vakayla karşılaşıldığının
altını çizerek, “Birçok uyarı ve önleme rağmen bu tablonun azalmak
yerine artması, sorunun önemi ortaya koymaktadır” dedi.
KOLLARDA VE BACAKLARDA FELÇ ORTAYA ÇIKIYOR
Karşılaşılacak en ciddi sakatlık durumlarından birisinin “Omurilik
Yaralanması” olduğunu belirten Prof. Dr. Kalyon, “Omuriliğin tüm
gövdeyi hareket ettiren ve duyuları sağlayan sinirlerin çıkış yeri
olması nedeniyle meydana gelecek sığ su atlamalarında boyun
omurgasının içindeki omurilik zedelenir ve buradaki milyonlarca
sinir hücresi o anda ölür. Bunun sonucunda, sinir hücrelerinin
fonksiyonları kayba uğrar ve maalesef görmek istemediğimiz tablo
yani, kollarda ve bacaklarda felç ortaya çıkar” diye konuştu.
BİLİNÇSİZ İLKYARDIM YATAĞA BAĞLAYABİLİR
Kazaların önlemediği durumlarda ise kaza sonrasında yapılacak ilk
yardım büyük önem taşıdığını, bilinçsiz yapılan ilk yardımın bazı
durumlarda kazadan çok daha hasar verici olduğunu belirten Prof.
Dr. Tunç Alp Kalyon, şunları söyledi:
“Yapılacak ilk müdahalede, kazazedeyi sudan çıkarıp sırt üstü düz
bir yere yatırdıktan sonra kalp atımları ve solunumu kontrol
edilmeli. Ardından boyun bölgesi boyunlukla sabitlenmeli ve hasta
derhal hastaneye sevk edilmelidir.”
Prof. Dr. Kalyon, erken dönemde yapılacak tıbbi ve cerrahi müdahale
sonrasında hastanın uzun süreli bir rehabilitasyon programına
alınmasının gerekli olduğunu ve bu programın mutlaka bir fizik
tedavi ve rehabilitasyon uzmanı hekim tarafından planlanması,
deneyimli fizyoterapistler tarafından da uygulanmasının önemine
değindi.
BİLİNÇLİ OLMAK, KAZALARDAN KORUNMAK İÇİN EN ETKİLİ YÖNTEM
Üzücü durumlarla karşılaşmamak için en etkili yöntemin bilinçli
olmak, tehlikeli gösterilerden uzak durmak ve gereksiz yere risk
almamak olduğunu söyleyen Prof. Dr. Kalyon, denizde ve havuzda
meydana gelebilecek kazaları önlemek için alınması gereken
önlemleri şöyle sıraladı:
“Derinliği bilinmeyen veya 2 metreden daha az olan sulara
kesinlikle balıklama atlanmamalıdır. Sığ sularda şakalaşırken suya
itmekten veya kontrolsüz şekilde suya atlamaktan kaçınılmalıdır.
Havuz kenarlarına ve plajlara uyarıcı levhalar konmalıdır.
Arkadaşlar birbirini uyarmalı, balıklama atlamayı yarışa
dönüştürmek yerine atlamak isteyenleri vazgeçirmeye çalışılmalıdır.
Okul çağındaki gençlere konu hakkında bilgi verilmelidir. Merkezi
İstanbul’da olan Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği bu konuda
eğitim programları yapmakta ve bunlar çok yararlı olmaktadır.”
Yaz aylarında deniz mevsiminde sığ suya atlamaktan kaynaklanan
sağlık sorunundan başka, hareket sistemine ait diğer sorunlar da
meydana geliyor. Örneğin havuz kenarlarındaki ıslak ve kaygan
zeminlerde düşme sonucu el bileği, diz ve ayak bileği yaralanmaları
oluşabiliyor. Düşme sırasında korunma amaçlı elin yere
bastırılmasıyla birlikte el bileğinde tipik bir kırık
olabiliyor.
Prof. Dr. Kalyon bu tip yaralanmalar için “Colles kırığı” adı
verilen bu durumdan sakınmak, düşmenin kontrollü olması ve vücut
ağırlığının geniş bir yüzeye dağıtılması açısından büyük önem
taşıdığının altını çizerek, “Böyle bir durumun olması halinde vakit
kaybetmeden doktora gidilmeli ve kırık şüphesi varsa röntgen veya
MR çekilmeli” dedi.
TANSİYON VE ŞEKER HASTALIĞI OLANLAR; GÜNEŞE DİKKAT
Güneş ışığının D vitamini ihtiyacı bakımından oldukça önemli olduğu
belirten Bostancı Romatem Fizik Tedavi Rehabilitasyon Merkezi’nden
Prof. Dr. Tunç Alp Kalyon, “Her gün yeteri kadar gün ışığına çıkmak
oldukça önemlidir. Bu noktada dikkat edilmesi gereken konu ise,
aşırıya kaçmamaktır. Güneş banyosuna 5 dakika ile başlanmalı, her
gün 1 dakika ekleyerek 15-20 dakikaya kadar çıkılmalıdır. Daha uzun
süre güneş altında kalmak cildin kurumasına, kırışmasına ve güneş
lekelerinin oluşmasına yol açabilir. Özellikle yüksek tansiyonu ve
şeker hastalığı olanların güneş altında kalmaları sakıncalıdır”
dedi.
MANTAR ENFEKSİYONU YAZ AYLARININ BAŞ BELASI
Yazın dikkat edilmesi gereken konulardan bir diğerinin mantar
enfeksiyonları olduğunu ekleyen Prof. Dr. Tunç Alp Kalyon, “Deniz
ve havuz kenarında mümkün olduğunca çıplak ayakla dolaşılmamalı,
havuza girmeden önce ilaçlı suyla ayaklar yıkanmalı, çıktıktan
sonra mutlaka duş alınmalıdır. Gün sonunda plaj terlikleri güneşin
altında bırakılarak kurutulmalı, nemli ayaklarla naylon çorap
giymemeli, duştan sonra ayaklar iyice kurulanmalıdır” diye uyarıda
bulundu.
(İHA)