Uzmanlar anlattı! İşte Türkiye'de tape psikolojisi!
Abone olUzmanlar 17 Aralık yolsuzluk operasyonu sonrası yayınlanan ses kayıtlarının toplumda yol açdığı psikaytrik sonuçları değerlendirdi. İşte Türkiye'de tape psikolojisi...
17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonu sonrası sosyal
medya ve internet sitelerinde her gün yenileri yayınlanan ses
kayıtları, sadece kayıtlarda adı geçen kişiler için değil
dinleyenler için de hayatı zorlaştırmaya başladı. Psikiyatristler
AKP'ye göre montaj, yayınlayanlara göreyse gerçek olduğu iddia
edilen bu kayıtlarla ortaya çıkan bilgilerin dinleyenlere ağır
geldiğini dile getiriyor.
Wall Street Journal'dan Ayşegül Akyarlı Güven'in haberine göre,
İstanbul Üniversitesi Psikiyatri Profesörü Dr. Vedat Şar
"Yüzleşilen konular dinleyenler için de üzücü olmaya başladı.
Psikolojide biliriz ki kişi hoş olmayan gerçekleri ancak
dayanabileceği ölçüde kabul eder" derken, ismini vermek istemeyen
bir başka psikiyatrist en büyük sorunu paranoya hastalarında
yaşadıklarını ve onlara 'Hayır seni izlemiyorlar' demenin giderek
zorlaştığını ifade ediyor.
0 SES KAYDI 20 MİLYON TIK!
Türkiye'de operasyon sonrası yayınlanan ses kayıtlarının sayısı
60'ı aştı. Bunların izlenme sayısı ise 20 milyonu aştı. Sayı ve
izlenme arttıkça, olayların iç dünyamıza yansıması da değişmeye
başladı. Kasetler konusunda ilk günlerde özellikle merak ve
şaşkınlığın hakim olduğunu ifade eden İstanbul Üniversitesi
Psikiyatri Profesörü Vedat Şar "Eğer ortaya atılan bilgiler kişinin
dünyaya bakışını dayanılmaz ölçüde sarsıyorsa inkar yoluna gider.
Ya da öfke ile karşılayabilir, eğer hayal kırıklığına uğradı ise
kendini depresif hisseder. Bu tapelerle ortaya çıkan bilgiler
siyaseten hangi sonuca yol açarsa açsın herkes için üzücüdür"
dedi.
KAYITLAR AŞAMA AŞAMA HANGİ ETKİLERİ
YAPIYOR?
Bilgilerin gerçekliği tartışmalı denilebilse de en azından bir
bölümünün iddiaların yöneldiği kişiler tarafından doğrulandığını
ifade eden Şar ses kaydı dinleyenlerin aşama aşama yaşadıklarını
şöyle anlattı:
- Önce merak, sonra tanık olunan şaşırtıcı bilgiler nedeniyle
kişinin kendine ve çevresine yabancılık hissetmesi (bunlara tanık
olan ben miyim? rüyada mıyım? gibi hisler)
- Sonra kişinin kabul düzeyi ve yaklaşımına göre bazen inkar, bazen
öfke, bazen de üzüntü duyguları açığa çıkıyor.
- Tabii anlatılanlar kandırılma ve hak yenmesi gibi kırıcı konular
içerdiğinden kişinin hayatta anlam atfettiği değerleri de
sarsıyor.
- Çünkü insan hayatta ancak ortak değerleri paylaştığı insanlarla
birlikte anlam bulabiliyor.
- Tanık olunan konular maalesef toplumda kimilerinin ortak
çıkarları değil de kendi arzuları doğrultusunda bir yaşamı daha
uygun gördüğünü düşündürüyor.
- Bu hisler yalnızlık, anlamsızlık, hayatta önem verilen hedeflerin
anlamını yitirmesi gibi sorgulamalara yol açıyor.
TAPE PSİKOLOJİSİ VATANDAŞA NELER YAŞATIYOR?
Şar'ın verdiği bilgilere göre vücudumuzun bu duygu durumuna verdiği
fiziksel tepki de kalp çarpıntısı, hava açlığı, boğulma hissi,
halsizlik, kaslarda çekilme gibi anksiyete belirtileri olabiliyor.
Şar'ın tape psikolojisi konusundaki sorularımıza verdiği cevaplar
şöyle:
Biz bu tape'leri neden merak ediyoruz? Gerçekten neler olup
bittiğini öğrenmek için mi? Yoksa gözetleme duygumuz mu ağır
basıyor?
Gözetleme duygusunun burada etkili olduğunu düşünemeyiz. Zaten
kimsede bunlara tanık olmaktan ötürü hoş duygular oluşmuyor. Ancak
toplumda uzun süredir bir baskı hissi değişik kesimlerde yaşanıyor.
Sır olan bazı bilgilerin ortaya çıkması toplumun bazı kesimlerinde
bir değişiklik beklentisi oluştururken aynı zamanda da korku
hissine neden oluyor. Bu korku daha çok baskı görme ihtimali ya da
toplumun bir kaosa sürüklenmesi endişesinden kaynaklanabilir.
Bu durumun toplumu nasıl etkilediğini düşünüyorsunuz? Son
dönemlerde hastalarınızdan aldığınız en yaygın şikayetler
neler?
Böyle dönemlere insanların kendilerine ayırdıkları zaman ve emek
azalıyor. Bizim hastalarımızın bir çoğu düşünmeyi ve tartışmayı
sevdiklerinden iyi bir tedavi için huzurlu bir ortama da ihtiyaç
duyuyorlar. Dolayısı ile toplumda sarsıntılı olan dönemler
hastalarımızın yardım arama ihtiyacının artmasından çok içine
kapanmaları, hayatı ve tedaviyi askıya almaları, zamanı durdurma ve
enerjisini koruma isteği gibi korunma ve geri çekilme
davranışlarına yol açıyor.
Örneğin ülke gündemi artık terapi esnasında ya da
hastalarınızla görüşürken bir sorun olarak daha çok öne çıkıyor mu?
Kişisel problemlerin önüne geçiyor mu?
Hastalarımızla bazen güncel konuları konuşuruz. Ama bunlar
genellikle tedavinin merkezini oluşturmaz. Çünkü ruhsal problemler
toplumla bağlantılı da olsa kişisel olarak ele alınmaya ihtiyaç
gösterirler.
Tape'ler toplumdaki paranoya duygusunu "İzleniyor muyum"
korkusunu nasıl etkiler?
İzlenme duygusu toplumda zaten var. Bu his korkuya neden oluyor.
Tapeler korkulan bir şeyin aslında sanal bir korku değil gerçek
olduğunu gösteriyor. Yani izlenmeler gerçek.
Bu duygu karmaşası uzun sürerse kalıcı kişilik ya da ruhsal
problemlere yol açar mı?
Kişisel olarak insanların hastalanacaklarını düşünemeyiz. Toplumsal
hayat etkileniyor elbette. Bazıları bu konular üzerinde çok
konuşmayı ve yazmayı bazıları da susmayı tercih ediyor.
RÖPORTAJIN TAMAMI İÇİN BURAYA TIKLAYIN...