Yaşlı yüz belirtileri her insanın karşılaşacağı bir süreç. Günümüz teknolojisiyle yaşlanmanın önlenebileceğini ifade eden Medicana International Ankara Hastanesi Plastik ve Rekonstüriktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Fulya Fındıkçıoğlu, yüz yenileme ve gençleştirme çalışmalarının kişiye özgü olması gerektiğinin altını çizdi. Op. Dr. Fulya Fındıkçıoğlu, ameliyatsız yüz gençleştirme yöntemleri arasında PRP, Fraksiyonel Mikro-iğneli Radyo Frekans (RF) ve iğnesiz mezoterapi uygulamaların günümüzde sıklıkla kullanıldığını belirterek önemli bilgiler verdi.PRP uygulaması PRP uygulamasını tanımlayan Dr. Fındıkçıoğlu, “PRP; kanda bulunan trombositlerden elde edilen bir maddedir. Trombositlerin içerdikleri bu büyüme faktörleri sayesinde uygulandıkları dokuda (kemik, kıkırdak, sinir, bağ dokusu, tendon) yenilenmeye yardımcı olduğu yapılan çalışmalarla gösterilmiştir. Yüz bölgesi uygulamalarında ise kollajen üretimi uyarılır ve daha parlak ve zinde bir görünüm elde edilebilir” dedi."3-4 uygulama yapılmalı" PRP uygulamasının detaylarını paylaşan Dr. Fındıkçıoğlu; kişinin kendi kanı alındıktan sonra santrifüj işlemiyle elde edilen trombositlerce zengin serum ince iğneleri olan enjektörlere yardımı ile hedeflenen bölgelerde deri altına enjekte edildiğini ve etkin sonuç alabilmek için iki hafta ara ile 3-4 uygulama yapılması gerektiğini açıkladı."30-40 dakika içinde 2000 ve üzeri atış" Op. Dr. Fulya Fındıkçıoğlu, Fraksiyonel Mikro-iğneli Radyo Frekans (RF) yöntemi hakkında şunları söyledi: “Yüz gençleştirmede gelişen teknoloji sayesinde özel tasarlanmış mikro iğneler aracılığıyla cilt altına Radyo Frekans enerjisi verilmektedir. Etkinliği bir yıl kadar devam etmekte ve yüz bölgesinde acı, iğne izi, morarma ve kanama olmadan altın iğnelerle 30-40 dakika içinde 2000 ve üzeri atış yapabilmektedir.”İlk defa 1952 yılında uygulandı İlk defa 1952 yılında uygulanan ve günümüzde sıklıkla tercih edilen medikal estetik uygulamalardan biri olan mezoterapi hakkında bilgi veren Op. Dr. Fulya Fındıkçıoğlu, “Cildin altına bazı ilaçların enjekte edilmesi prensibi ile yapılan bir işlemdir. Orta deri tabakasına vitamin, mineral, çeşitli enzimler ve aminoasit gönderilmesi şeklinde yapılan bu işlem 1987 yılında alternatif tıp olarak değerlendirilmemeye, geleneksel tıp yöntemlerinden biri olarak kabul edilmeye başlandı. Uzun süre iğne ile enjeksiyon yapılması şeklinde uygulanan bu tedavi kanama, morarma gibi çeşitli yan etkilere de sahipti. Ancak günümüzde iğnesiz mezoterapi yani mezopeeling yöntemi geliştirildi” ifadelerini kullandı.Op. Dr. Fulya Fındıkçıoğlu, cildi gençleştirmek, sıkılaştırmak, lekeleri gidermek için mineral, aminoasit, vitamin, enzim ve ilaçların orta deri tabakasına verilmesi işlemi olan mezoterapinin tedavinin yerine göre hazırlanan ilaç karışımının çeşidi ve miktarı da değişmekte olduğunu bildirdi.İğnesiz mezoterapi Dr. Fınfıkçıolğu iğnesiz mezoterapinin ise elektroporasyon yolu ile bu solüsyonların ciltten daha derin tabakaya geçirilmesi işlemi olduğunu anlatarak, “Elektriksel bir akım ile oluşan mikro kanallar ve polarizasyon yardımıyla gerekli tedavi kokteyli derinin orta tabakasına geçer. Yapılan çalışmalarda iğnesiz mezoterapi sisteminin iğneli yönteme göre daha homojen bir ilaç uygulaması sağladığı için daha etkili sonuçlar verdiği görülmüştür” dedi.30 yaşın geride kalmasıyla birlikte ciltteki kollajen ve elastin lif oranında azalmalar meydana geldiğini vurgulayan Dr. Fındıkçıoğlu, buna ek olarak ciltte kuruluk da görüldüğünü ve bu durumun da özellikle yüz bölgesinde ince çizgiler ve kırışıklıklara neden olduğunu ve ciltte elastikiyet kaybı olabileceğini bununla sonucu olarak da kırışıklık görünümü de derinleşmeler gözlemlenebileceğini aktardı. Fındıkçıoğlu, “Çeşitli vitaminler, mineraller, aminoasitler ve enzimler içeren iğnesiz mezoterapi işte bu noktada devreye girebilir” dedi.