Uzman isim dünyadaki en büyük salgını açıkladı! Koronavirüs değil
Abone olHarakani Devlet Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doktor Gökhan Perincek, Dünya’daki en büyük salgın hastalığının hala tüberküloz olduğunu belirtti.
24 Mart Dünya Tüberküloz Günü dolayısıyla açıklamalarda bulunan
Perinçek, “24 Mart dünyada tüberküloz günü olarak kabul edilmiştir.
Savaşlar ve göçler dünya tarihinde her zaman tüberküloz
hastalarının sayısında ve tüberküloz nedeniyle ölümlerde artışa
neden oldu. Bugün dünyada en büyük salgını hala tüberküloz
yapmaktadır. Uzun yıllardır, her yıl 1.5 milyon ölüme yol
açmaktadır. Yıllık ortaya çıkan 10 milyon tüberküloz hastasının
2020 yılında yüzde 58’i kayıtlara geçmiştir. Tüberküloz bu boyutta
bir sorun iken, bu konuda ciddi finansman açığı yaşanmaktadır.
Özellikle dirençli tüberküloz tedavisinde kullanılan yeni ilaçların
fiyatlarının tüm ülkeler için ulaşılabilir düzeyde olması için
destek gereklidir. Tüberküloz için yeni bir aşı yoktur. Halen, 101
yıl önce bulunan ilk verem aşısı (BCG) kullanılmaktadır. Kovid-19
için 1 yılda çok sayıda aşı geliştirilmiştir. Yıllık aşı bütçesi de
verem için 117 milyon iken, Covid-19 için 107 milyar dolardır.
Bugün tüberkülozun tamamen bitirilmesi için yeni tekniklere dayalı,
etkili bir aşının bulunması acil bir ihtiyaçtır” dedi.
Dünyada yaşanan bütün büyük savaşların verem hastalığında ciddi
artışlara neden olduğuna dikkat çeken Perinçek, “Birinci ve İkinci
Dünya Savaşları'nın olduğu dönemde özellikle savaşa katılan Avrupa
ülkelerinde, hastalık sayı ve ölümlerinde zirve yaşanmıştır.
Türkiye tarihinin de en yüksek verem hasta ölümleri bu iki dünya
savaşı döneminde görülmüştür. İstanbul’da yüz bin nüfusta verem
ölümleri Birinci Dünya Savaşı'nda 351 iken İkinci Dünya Savaşı'nda
301 olarak kayda geçmiştir. Hasta sayısı da bu ölüm oranlarının iki
katıdır. Savaşlar, yoksulluğu artırmakta, sosyal yapıları bozmakta,
sağlık hizmetlerinin düzenli yürütülmesini zorlaştırmaktadır. Bütün
bu koşullar, verem hastalığını da artırmaktadır. Türkiye’nin sınır
komşularında yaşanan Irak ve Suriye işgali, Afganistan işgali,
Afrika’daki savaşlar ve bunların yol açtığı göçler ülkemizde
ekonomik, sosyal ve sağlık sorunlarını da birlikte getirmiştir.
Bugün, bu etkiler sürmektedir. Ukrayna’daki savaşın yol açtığı
göçleri de her gün izliyoruz” diye konuştu.
"Türkiye’nin farkı, göçle gelen insanlara, Türkiye
vatandaşlarına sağlanan olanakların sağlamasıdır"
Perincek, “Birleşmiş Milletler 2022 Göç Raporu'na göre, 2020
yılında yaklaşık 281 milyon uluslararası göçmen vardır ve dünya
nüfusunun yüzde 3,6’sını oluşturmaktadır. 2020 yılında yaşanan
göçler içinde Suriye’den Türkiye’ye olan yaklaşık 4 milyon göçmen,
dünyada ikinci sıradadır. Birinci sırada Meksika’dan ABD’ye olan
yaklaşık 11 milyon göçmen yer alır. Dördüncü sırada Rusya’dan
Ukrayna’ya ve beşinci sırada Ukrayna’dan Rusya’ya, her biri
yaklaşık 3,5 milyon göç söz konusudur. Göçler, insanların kendi
ortamlarından ve sosyal olanaklarından kopmalarına yol açar.
Yoksulluk yaşatır. Yaşam koşullarını kötüleştirir. Sağlık
hizmetlerinde önemli düşüşler yaşatır. Temizlik ile ilgili asgari
koşullar sağlanamaz. Bütün bu fiziksel sorunlara, insanların
yaşadığı sıkıntı ve üzüntüler de eklenince hastalıklar için uygun
zemin ortaya çıkar, bulaşıcı hastalıklar artar. Bütün bu sorunlar,
bütünlüklü ve düzenli yürütülmesi gereken verem savaş
çalışmalarında da ciddi eksikliklere neden olur. Sonuçta,
tüberküloz hastalığında ve ölümünde artış görülür. Günümüzde
Covid-19 salgınının etkisi de eklenince, dünya genelinde verem
savaşının yaşadığı sorunlar, göçmenlerde katlanarak artmıştır. Dil
ve iletişim sorunları nedeni ile de çözüm güçleşmektedir.
Türkiye’nin farkı, göçle gelen insanlara, Türkiye vatandaşlarına
sağlanan olanakların sağlamasıdır. Bu, dünyanın birçok ülkesine
göre, göçmenlere büyük bir avantaj sağlamıştır. Tüberküloz ile
ilgili hizmetlerin ücretsiz olması ve ülke çapında düzenli çalışan
bir verem savaşı dispanserleri ağı olması verem savaşında başarılı
bir model olarak öne çıkmıştır” şeklinde konuştu.
"En çok Suriye, sonra sırasıyla Afganistan, Somali,
Türkmenistan, Pakistan, Azerbaycan’dan hastalar
bulunmaktadır"
Yabancı hastaların ilaçlara daha dirençli olduğunun altını çizen
Perinçek, “Türkiye’de kamunun ve özellikle Sağlık Bakanlığı'nın bu
konudaki çabaları takdir edilmektedir. Başta İstanbul'da olmak
üzere Verem Savaşı Dernekleri'nin ihtiyacı olan göçmen hastalara
yönelik maddi ve sosyal destekleri de bu konudaki çalışmalara
önemli katkı sağlamaktadır. Ülkemizde bulunan yabancı ülke doğumlu
tüberküloz hastaları, toplam tüberküloz hastalarının yüzde 16’sını
oluşturmaktadır. En çok Suriye, sonra sırasıyla Afganistan, Somali,
Türkmenistan, Pakistan, Azerbaycan’dan hastalar bulunmaktadır.
Yabancı ülke doğumlu hastalarda ilaç direnci daha fazladır. Yine
yabancı ülke doğumlu hastalarda tedavi başarısı daha düşüktür. Bu
durumda bile ülkemizdeki yabancı ülke doğumlu hastalara ücretsiz ve
başarılı bir tüberküloz tanı, tedavi, koruma hizmeti sunmaktayız.”
dedi.