Psikiyatr Budd Hopkins şimdiye kadar kaçırıldığını iddia eden 160 kişiyi dinlemiş. Hepsi hikayesini hipnoz altındayken anlatmış. Çoğunda da benzerlikler var. İşte o hikayeler! ORTAK NOKTALAR: Tüm kaçırılanların anlattıkları ortak bir nokta var; yaratıklar ortalama 1.20 m. boyunda, iri gözlü ve gri tenli. Hepsi de yaratıkların onları almak gökyüzünden geldiklerini söylüyor. Bu garip ziyaretçiler insanları hipnotize ederek evlerinden ya da arabalarından alıyorlar. Ve daha da garibi, bu olayları yasadığını söyleyenlerin çok azı yasadıklarının gerçekliğine inanıyor. STEVEN KİLBURN OLAYI: Tenis ögretmeni Steven Kilburn’ün hipnoz sırasında anlattıklarına göre; Kilburn o gece arabayla eve giderken uykusu gelmiş ve arabası aniden yoldan çıkmıştı, sanki dev bir mıknatıs onu sağa çekmişti. Göğe baktığında iki garip ışık gördü. Korkusunu hafifletmek için arabadan indi, biraz yürüdükten sonra 4-5 ufak yaratığa rastladı. OMURGASINA İĞNE BATIRDILAR İçlerinden birisi liderleri gibi görünüyordu. Yüzleri anlamsızdı ve kireç gibi beyazdı. İri simsiyah gözleri vardı. Bir tanesi yere eğilmiş, kazıyordu. Bu noktada Kilburn, etrafının sarıldığını ve yaratıkların ona karsı bazı aletler kullandıklarını anlattı. Bundan sonra bir rampada ilerlemiş, beyaz bir odanın içindeki bir masada oturmuştu. Tavandan tuhaf aletler sarkıyordu. Daha sonra omurgasında bir iğnenin açısını hissetmişti, sonra da tüm vücudu incelenmiş ve kendisini bir kurbağa gibi hissetmişti. Bacaklarını ayırmışlardı. Sonra sağ bacağı üzerinde metal bir alet gezinmişti. Ayağının derisi incelenmişti. Sonra daha kötü şeyler olmuştu MELEZ IRK YARATMA ÇABASI Hopkins'e göre, birçok kişiden melez çocuklar yaratılmıştı. Bunlardan biri de Bayan Katie Davis’ti. Bayan Davis uzaylılar tarafından birkaç kez kaçırılmıştı. Bir seferinde de melez yaratmak için cenini alınmıştı. Davis hipnoz seansında şunları anlattı: "Orada, her yerin beyaz olduğu bir yerdeydim sanki beni geldiğim yere dönmeye hazırlıyorlardı. Benimle isleri bitmişti, büyük bir odada bir grup küçük gri insan vardı. Hatırladığıma göre, birinin kolları belimdeydi. Çok rahattım, ayaktaydım, onlarsa çevremdeydi. Birisi omzuma dokundu, herkes benden hoşnut gibiydi ve ben nedenini bilmiyordum.... Sonra, küçük bir kız odaya girdi, iki küçük yaratık ona eslik ediyordu. Kapı eşiğinde durdu... BİR MELEK GİBİYDİ Dört yaslarında görünüyordu. Diğerlerine benzemiyordu ama bize de benzemiyordu. Bir peri veya bir melek gibiydi. Büyük mavi gözleri, küçücük bir burnu vardı... Çok güzeldi, yüzü solgundu takat dudakları pembeydi ve gözleri masmaviydi, saçları beyazdı, çok ince ve narindi, normalden biraz büyük bir bası vardı. Tıpkı yapma bir bebek gibiydi... Onu bana getirdiler ve orada durup bana baktı. Ben de ona baktım, ona sarılmak istedim ve birden ağlamaya başladım. Anladığım kadarıyla içlerinden birisi bana gurur duymam gerektiğini söylüyordu." Davis çocuğunu beraberinde götürmek istemiş ama çocuğun çok alışık olduğu biri, belki de babası; onun dünyada yasayamayacağını Davis'in onu besleyemeyeceğini ve onlarla kalması gerektiğini anlatmış ÜÇ ARKADAŞININ GÖZLERİ ÖNÜNDE KAÇIRILDI Bir oduncu olan Travis Valton, üç arkadaşının gözü önünde, ormanda bir uzay aracı tarafından kaçırıldı. En yakin dostu olan Mike Rogers, tüm olanların tanığıydı. FBI tarafından yapılan soruşturmada ve yalan makinesi testlerinde Walton ve Rogers'in yalan söylemedikleri anlaşıldı. Walton, uzaylıların kendi üzerinde acı veren deneyler yaptıklarını ve uzay aracının içinde daha birçok kaçırılan insanin bulunduğunu anlatıyordu. Walton, kaçırıldıktan bir hafta sonra geri döndü. Anais 1993 yılında İngiliz UFOLOG John Spencer ve ekibi tarafından yapılan hipnotik deneylerde uzaylılar tarafından kaçırıldığını ve sekso biyolojik deneylerde kullanıldığını anlatıyordu. Oysa güncel yaşamında böyle bir olayı hiç hatırlamıyordu. KARI KOCA KAÇIRILDI Barney bir şirkette memurdu, Betty ise sosyal bir görevliydi. Kanada'dan geri dönerlerken tipik bir UFO olayı yasadılar. Barney, UFO'yu gördükten sonra arabasını yolun soluna aldı. İki saat sonrasında hiçbir şey hatırlamıyorlardı. Ayıldıklarında, kendilerini yolun 35 mil aşağısında buldular ve buraya nasıl geldikleri hakkında hiçbir fikirleri yoktu. SPERMİ ALINDI Hipnoz sırasında Hill çifti dünya dişi yaratıkların onları arabadan inmeye zorladıklarını ve bir uzay aracına bindirmek istediklerini söylediler. Araca bindiklerinde ayrı ayrı testlere tabi tutulmuşlar, Betty'nin göbeğine iğne sokulmuş, deri ve tırnak örnekleri alınmıştı. Barney kendisinden sperm aldıklarını da ekledi. POLİS SCHİRMER OLAYI: Tarih 3 Aralık 1967. Yer, ABD Nebraska Ashland. Polis memuru Herbert Schirmer rutin gece görevini tamamlamak üzere, anayoldan kente doğru gidiyor. Saat 02:30 civarında yolun kenarında ışıklar görüyor. Sonra evine gidiyor ve yatıyor ama sabahleyin şiddetli bir ağrı ve boynunun yanında nedenini bilmediği kırmızı bir lekeyle uyanıyor. ARABANIN İÇİ YEŞİL IŞIKLA DOLDU Schirmer, yıllar sonra boyun ağrısı nedeniyle bir hipnoz seansına giriyor ve tüm gerçekler orada ortaya çıkıyor: Schirmer yol kenarında ışıklara bakmak için durduğunda ışıklı cisim ona doğru gelmiş ve otomobilinin yanına inmiş. Schirmer, olayı kıpırdamadan izlerken cismin içinden insanımsılar çıkmış ve yaklaşmışlar. Bir tanesinin gözlerinden fışkıran bir ışık arabaya vurunca, arabanın içi yeşilimsi bir gazla dolmuş. Schirmer, silahını çekmeyi düşünmüş ama nedense bunu yapmamış ve aksine yanındaki pencereyi iyice açmış. Sonra yaratıklardan birisi elini uzatıp, Schirmer´i boynundan tutmuş ve sonra kendisini arabanın dışında bulmuş. O anda kafasının içinde "Sen bu yerin gözetleyici misin?" diye soran bir ses duymuş ama Schirmer cevap verememiş. Ses devam etmiş; "Bir uzay aracına hiç ateş ettin mi?" demiş, o zaman Schirmer, "Hayır efendim" demiş. Sonra Schirmer´i bırakmış ve aracına geri dönmüş. İNSANA BENZİYORLARDI Schirmer, hipnoz altında yaratıkların boyunu 120-130 cm olarak tanımladı, başlarının insanlara göre daha uzun ve dar olduğunu söylerken, derilerinin gri-beyaz, burunlarının çok düz, ağızlarının bir yarık gibi olduğunu ve ağzın hiç hareket etmediğini belirtiyordu. Yaratıkların gözleri oval ama çok büyük değildi, gözlerini kırpmıyorlardı. Giysileri gümüş grisiydi ve vücutlarına yapışıktı, başlarının sağ tarafında antene benzer bir çıkıntı vardı. Göğüslerinin sağ tarafında ise kanatlı bir yılana benzer bir amblem görmüştü. Hipnoz altında yaptığı çizimlerde Schirmer´in çizdiği yaratıkların insana çok benzediği görülüyordu. İNSAN IRKINI İZLİYORLAR Olayın devamı da vardı; sonraki 15 dakika içinde Schirmer, telepatik sesler duymuştu. Çevresinde daha küçük bir aracın uçtuğunu sanmıştı, yaratıklar uzun zamandan beri insan ırkını izlediklerini ve adına "Üreme Analiz Programı" dedikleri bir proje ile meşguldüler. Dediklerine göre, rasgele insanlar seçiyorlar ve örnekler alıyorlardı. Güvencede kalmak istiyorlardı, Schirmer onların bizleri kendi varlıklarına karşı tehlike olarak gördüklerini söylüyordu. Düşmanca davranmamışlardı ama olanları hatırlamayacağını ve onu yine ziyaret edeceklerini söylemişlerdi. Schirmer´e "Unutma Gözetleyici, yine geleceğiz ve birgün evreni göreceksin." demişlerdi. Herbert Schirmer aracına döndükten sonra uzay cismi uçup gitti. Boynundaki leke, yaratığın ona dokunduğu yerdi. TOMS IRMAĞI’NDAKİ UFO: İki arkadaş 19 Şubat 1998´de, New Jersey, Toms Irmağı´nda UFO gördüklerini söylediler ve 6 saatlerini hiç hatırlamıyorlardı. Zaman kaybına uğradıklarını belirtiyordu. Olay yeri New York´un 160 km. güneyi idi. O gün, saat 10:00´da itfaiyeci Bob Moorie ve arkadaşı George Pazzinski, 37 no´lu yolda arabaları ile gidiyorlardı. Yan yola saptıklarında araba sallanmaya ve savrulmaya başladı. Birden önlerinde koca bir cisim belirince, zorlukla frenlere asılan George arabayı durdurdu, çarpmaktan son anda kurtulmuşlardı. Yolun ortasında tabak şeklinde, üç bacaklı bir araç duruyordu. Kayarak durdukları yerle cisim arasında en fazla on metre vardı. 6 SAATLERİ KAYBOLDU Sonra George arabayı çevirdi ve korkuyla, hiç durmadan ve konuşmadan araba sürerek doğrudan eve gittiler ama Bob´un evine yaklaştıklarında inanamadıkları bir şeyi fark ettiler. Gün batıyordu ve saat altıyı çeyrek geçiyordu oysa en fazla bir saat araba sürmüşlerdi. Aradaki saatlere ne olmuştu? Daha sonraki günlerde, UFO´nun ayaklarının arasında yere inik bir merdiven bulunduğunu, üzerinde hiçbir işaret olmadığını ve cismin mat aleminyum renginde olduğunu anımsadılar. Bob ve George´un saat 11:00 ile akşamüstü 05:00 arasındaki anıları yok oldu. Bu altı saati hiç anımsamıyorlar. KİTAPTAKİ UZAYLININ GÖZLERİ YANLIŞ Kahramanımızın adı Bruce; New York'ta yasıyor; bir öğle sonrasında Syracuse'da bir kitapçıda dolaşırken, yeni basılmış bir kitabı görünce korkuyla irkildi. Kapaktaki resim onu etkilemişti. Unutulmayacak bir yüzdü, yeşile dönük bir teni, belirgin sivri bir çenesi ve iri derin gözleri vardı. Gözlerinin rengi madeni siyahtı. Kitap; Whitley Strieber’in çok satan kitabı olan "Communion”du ve dünya dışı ziyaretçilerle ilgiliydi. Bruce, kitaba söyle bir baktıktan sonra satıcıya giderek, gözlerin yanlış çizilmiş olduğunu söyledi ve sonra kitabı bırakarak kaçarcasına oradan uzaklaştı. HER ŞEYİ HATIRLADI Yolda kendini sorgulamaya başladı. Gözlerin yanlış olduğunu nereden biliyordu? Resmi kendi çizmemişti. Fakat garip bir içgüdüyle sanki yıllardır unuttukları aklına geliyordu: 1978 yılı yaz aylarında Bruce, karısı Marion ve oğlu Steven'le bir akrabalarından dönüyorlardı. Steven göğü izlerken birden alçak uçan bir uçağın inmeye çalıştığını söyledi. Bruce olayı söyle anlatıyor: “Askeri üniformaları olan iki kişi geliyordu, üniformalar normaldi, üstleri bej, altları siyah renkti. Dışarıdakilerin gözlerinden kendimi alamıyordum. Sanki kilitlenmiştim. Birden arkamda bir kapı sesi duydum, Marion gitmişti, askerlerden birisiyle gidiyordu. Sanki gezintiye çıkmıştı, dışarı çıkıp Marion’u almak istedim, ama etrafta başkaları belirmişti. Kendimi koruma hissine kapılmıştım. Ama tam bu sırada arkamdan biri beni dürttü, sağ tarafımdaydı, sanki bir iğne batırılmıştı." BİR DAHA BU KONUDA HİÇ KONUŞMADILAR Bu noktadan sonra Bruce her şeyin bulanık olduğunu söylüyor. Emin olduğu tek şey ise, yol üzerinde biraz sürüklendiği. Sonrasını anımsamıyor. Ve birden kendisini Marion ve Steven ile eve dönüş yolunda ilerlerken buluyor. Aile eve beklenenden iki saat sonra dönmüştü. İşin en garip yani, aile bu konuyu bir daha hiç konuşmadı, ne kendilerine geldikten sonra, ne de daha sonra. Beyanlara göre yaratıklar bazen kaçırdıkları ama hamile olmayan kadınlara bir bebek doğurmak üzere olduğunu söylüyorlarmış. Böylece kadın doğum pozisyonunda uzanıyor ve sonra yaratık doktorlar melez bir bebeği kadının bacakları arasından alıyorlarmış. Hikayelerin çoğunda; sperm ve yumurtalarin melez bir irk yaratmak için alındığına dair detaylar var. İşte bir hipnoz seansındaki konuşmalar: BRUCE; Bir parmak... Plastik gibi görünüyor. Sanki lastik gibi ama bana dokunduğunda plastikten daha sert olduğunu hissediyorum, ben düşündükçe daha da büyüyor ve ben daha çok nefret ediyorum. HOPKiNS: Vücudunda neler oluyor? BRUCE: Bana ereksiyon sağlayan uyarıcılar monte ediyorlar, sperm almaya çalışıyorlar. HOPKiNS: Uyarıcı neydi? BRUCE: Bunu tarif edecek bir şey bulamıyorum fakat inekten süt sagarken kullanılan vakumlara benziyor. HOPKiNS: Orgazm olduğunu hissettin mi? BRUCE: Hayır. Çok hızlıydı, gerçekten çok hızlı yaptılar, istediklerini aldılar, HOPKiNS: Bağlantılı bir his var mı? Baskı veya acı? BRUCE: Aletten gelen bir basla var ama çok değil.