Uzayda yaşam koskoca bir yalan mı?
Abone olDünya dışı varlıklar şimdilik yalnızca teleskopik gözler ve kulakların yardımıyla aranıyor.
Honolulu’daki Hawaii Üniversitesi astronomi profesörü
Michael Liu, uzak yıldızların çevresindeki gezegenleri optik
teleskopla izliyor.
Liu yakın bir zamana kadar dünyadaki teleskopların uzaydaki
cisimleri net gösteremediğini söylüyor. Bunun nedeni atmosferin
ışık kırılmasına yol açması: “Son 15 yıl içinde teleskoplarda
gelişmeler oldu. ‘Uyumlu optik’ adı verilen bir teknoloji
geliştirildi. Bu teknoloji, atmosferdeki titreşimlerin frekansını
ölçüp, size görüntüyü doğru olarak yansıtabiliyor.”
Profesör Liu’ya göre, yıldızlar eskiye oranla on kat daha
net görünebiliyor.
Uzak güneş sistemlerindeki gezegenlerin teleskopla bile görülmesi
imkansız. Bu gezegenlerin varlıkları yalnızca ait oldukları
yıldızlara dönük çekim güçleriyle anlaşılabiliyor. Ayrıca ısı yayan
genç gezegenlerin varlıklarına yönelik ipuçları alınabiliyor. Bunun
yanı sıra, bu gezegenlerin büyüklükleri, ne kadar enerji yaydıkları
ve nelerden oluştukları da hesaplanabiliyor.
Michael Liu: “Elimizdeki her bulgu, gezegen sistemleri arasındaki
benzerlikleri gösteriyor. Her geçen gün, kendi dünyamıza benzeyen
gezegenlere, kendi güneşimize benzeyen yıldızlara adım adım
yaklaşıyoruz. Bu artık kaçınılmaz bir şey.”
Bazı uzmanlar, büyük çanak antenlere sahip radyo teleskoplar
kullanıyor. Bunlar uzayın derinliklerindeki radyo dalgalarını
yakalamaya çalışıyor.
İskoçya’daki St. Andrews Üniversitesi’nde görevli astronomi
profesörü Alan Penny, kısaca SETI olarak bilinen ve Dünya Dışı
Akıllı Yaşam Araştırması adlı grubun İngiltere biriminin başkanı.
Grup, Britanya adalarındaki tüm radyo teleskopları birbirine
bağlayıp uzayın derinliklerinde akıllı yaşam izleri arıyor.
Skype üzerinden sorularımızı yanıtlayan Profesör Penny,
yıldızlardan ve gökadalardan gelen seslerin doğal ve karmaşık
olduğunu, ama akıllı yaşam unsurlarının oluşturacağı seslerin bir
düzeni bulunacağını söylüyor: “Bu yapıyı doğal bir kaynak size
veremez. Bir yıldız ya da gökadadan düzenli frekanslar alamazsınız.
Gökyüzünün fotoğrafını çekerseniz, renklere bakın.
Algılayabileceğiniz doğal renkleri görürsünüz. Keskin bir renk
grubu görürseniz, kesinlikle yapay olması, akıllı yaşam unsurlarına
işaret etmesi gerekir.”?
Ancak gökyüzü devasa büyüklükte. Astronomların dünya dışı
canlı araması çok zor.
Alan Penny, “Belki bazıları bize benziyor. Başka gezegenlerde
yaşıyorlar ve güçlü radyo sinyalleri gönderiyorlar. Böyle bir
sinyal aldığınızda teleskopunuzu gezegen olduğunu bildiğiniz
sistemlere çeviriyorsunuz. Son on yıldır, yakındaki yıldızların
çevresinde gezegenler belirlemeye başladık” diyor.
Profesör Penny, arama çalışmalarına özel yardımlarla ödenek
sağlandığını, UKSETI’nin önümüzdeki iki yıl içinde tam
faaliyete geçeceğini söylüyor. Bu arada uzmanlar dünya dışı yaşam
izleri aramaya devam edecek. Çünkü birçokları evrende yalnız
yaşamadığımız ihtimalinin yüksek olduğuna inanıyor.