Uzanlar'ın müthiş savunma timi!
Abone olÇünkü Uzanlar bugüne kadar, bankacılık konusunda uzman 60 profesör ve 200 avukatla işi yürüttü.
Aksiyon Dergisi'nden Faruk Mercan'ın haberine göre,Ankara’dan İstanbul’a, Şişli Cumhuriyet Başsavcılığı’na 17 Temmuz 2003 günü ulaşan bir suç duyurusundan bu yana Şişli Adliyesi, bugüne kadar görülmemiş bir hareketlilik yaşıyor.
Ankara’dan İstanbul’a, Şişli Cumhuriyet Başsavcılığı’na 17 Temmuz 2003 günü ulaşan bir suç duyurusundan bu yana Şişli Adliyesi, bugüne kadar görülmemiş bir hareketlilik yaşıyor. Uzan ailesine ait İmar Bankası’na el konulmasından 12 gün sonra gelen bu suç duyurusunun muhatabı baba Kemal Uzan, oğulları Cem Uzan, Hakan Uzan ve kardeşi Yavuz Uzan. Cem ve Hakan Uzan bankanın yönetim kurulunda bulunmadıkları için şimdilik “gözaltı” tehlikesi ile karşı karşıya değiller. Ancak, baba Kemal Uzan ve amcaları Yavuz Uzan, ilk gözaltı ve tutuklanma tehlikesini 13 Ağustos Çarşamba akşamı yaşadılar. İmar Bankası’nın bilgisayar kayıtlarına bir türlü ulaşamayan üç savcı, Uzan ailesine ilk gözdağını çarşamba günü verdi. Bilgisayar kayıtları gelmediği takdirde, Kemal ve Yavuz Uzan o akşamı İstanbul Mali Şube’nin nezarethanesinde geçirecekti.
Son yılların bu en ilginç batık banka soruşturmasında Şişli Cumhuriyet Başsavcılığı bu sefer değişik bir yol izledi. Normalde her bir batık banka dosyası bir savcıya veriliyordu. Ancak bu sefer öyle olmadı. İmar Bankası dosyasında üç savcı birden görev aldı. Batık banka soruşturmalarında en tecrübeli isimler olarak ön plana çıkan ve isimleri kamuoyu tarafından da bilinen Sudi Güner, Mecit Ceylan ve Sait Kunt, İmar Bankası soruşturmasını birlikte yürütüyor. Savcı Sudi Güner, Engin Civan’ın 1993’te vurulması ile patlak veren Emlak Bankası skandalını soruşturan isimdi. Mecit Ceylan; Egebank, Yurtbank ve İnterbank ile ilgili pek çok dosyayı ve Orhan Aslıtürk’ün hayali ihracat vurgununu soruşturan savcıydı. Sait Kunt da Toprakbank soruşturması ve Uzanlar ile ilgili bir kara para dosyası başta olmak üzere bu alanda görevler üstlendi.
Dördüncü haftasına girilirken, soruşturmada hangi aşamaya gelindiğini sorduğumuz bir yetkili, “Savcılar henüz denize iki metre kadar açılabildi. Belki sekiz bin metre derinliğe kadar inmeleri gerekecek” diyor. Soruşturmanın odağında İmar Bankası bulunuyor. Ancak, tıpkı öteki batık banka patronlarında yaşandığı gibi, olayın dalga dalga Uzanlar’ın bütün şirketlerine ve malvarlıklarına yayılması bekleniyor. Zaten suç duyurusu geldiği gün Cem Uzan da dahil bütün aile fertlerine yurtdışı yasağı konulması ve bütün malvarlıklarına tedbir konulması bunu gösteriyor.
Soruşturmanın seyrini yakından izleyen yetkili, “Tam 60 profesör ve 200 avukat tutmuşlar” diyor. Normal ceza ve hukuk davalarında en olağan işlemin sanıklar tarafından “avukat tutulması” olduğu biliniyor. Ancak boyutları milyar dolarlık rakamlara varan batık banka davalarında, konunun uzmanı birkaç “profesör tutmak” sanıklar için hayati önem taşıyor. Çoğunlukla bankacılık ve şirket konuları ile ağır ceza alanında uzman bu profesörler, sanıklar için çok önemli iki görev üstleniyor. Birincisi, hazırladıkları mütalaa ve bilirkişi raporları ile mahkemeyi sanık patronlar lehine yönlendiriyor. İkincisi, sanık avukatlarına önemli taktik bilgiler vererek, duruşmalarda etkili oluyorlar.
Uzan ailesi adına Şişli Adliyesi’ndeki soruşturmayı izleyen avukatlık büroları içinde ikisi özellikle dikkat çekiyor. Bunların birincisi Bayraktar Hukuk Bürosu, diğeri Tavşanoğlu Hukuk Bürosu. Bayraktar Hukuk Bürosu, aynı zamanda Profesör unvanı da olan Köksal Bayraktar’a ait. Aydın Doğan’dan Dinç Bilgin’e, Turgay Ciner’den Cavit Çağlar’a, Korkmaz Yiğit’ten Ali Balkaner’e kadar neredeyse bütün ünlü patronların avukatı olan Köksal Bayraktar, Uzan ailesinin avukatlığını da üstlendi. Galatasaray Üniversitesi profesörlerinden Bayraktar’ın Uzan ailesinin vekaletini de alması yargı çevrelerinde normal karşılandı. Çünkü, “Şu anda ağır ceza konusunu en iyi bilen iki üç kişiden biri olduğu için herkes onun kapısını çalıyor” yorumu yapılıyor. Avukat Turgut Tavşanoğlu ise Halis Toprak’ın davalarını üstlenmesi ile gündeme gelmişti.
İmar Bankası soruşturmasında şu anda Uzan ailesinin tuttuğu profesörler ve avukatlar ile dosyaya bakan üç savcı arasında adeta bir taktik savaşı yaşanıyor. Avukatların amacı, 68 yaşındaki Kemal Uzan’a gözaltı muamelesi yapılmasını ve birkaç gününü polis nezarethanesinde geçirmesini önlemek. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun (BDDK), “örgütlü bir suç faaliyeti” içinde olmakla itham ettiği Kemal Uzan tutuklanacaksa bile bunun kibar biçimde yapılmasını sağlamaya çalışıyorlar. Birinci aşamada, Kemal Uzan’ın polis sorgusuna tâbi tutulmadan ifadesinin savcılar tarafından alınmasını, ikinci aşamada ise yargılamanın Kemal Uzan tutuklanmadan yapılmasını sağlamayı deniyorlar.
Uzan ailesinin şifreleri gizleyip savcıların banka kayıtlarına ulaşmasına güçlük çıkarması üzerine, 13 Ağustos günü savcılardan Mali Polis’e, “Bilgisayarlar açılmazsa Kemal Uzan dahil hepsini toplayın” talimatı ulaşınca Kemal Uzan, hayatında ilk defa o geceyi gözaltına alınma endişesi ile geçirdi. Çünkü gözaltına alınması, yedi gününü polis sorgusunda, yedi geceyi de nezarethanede geçirmesi anlamına geliyordu.
Ankara’dan İstanbul’a, Şişli Cumhuriyet Başsavcılığı’na 17 Temmuz 2003 günü ulaşan bir suç duyurusundan bu yana Şişli Adliyesi, bugüne kadar görülmemiş bir hareketlilik yaşıyor. Uzan ailesine ait İmar Bankası’na el konulmasından 12 gün sonra gelen bu suç duyurusunun muhatabı baba Kemal Uzan, oğulları Cem Uzan, Hakan Uzan ve kardeşi Yavuz Uzan. Cem ve Hakan Uzan bankanın yönetim kurulunda bulunmadıkları için şimdilik “gözaltı” tehlikesi ile karşı karşıya değiller. Ancak, baba Kemal Uzan ve amcaları Yavuz Uzan, ilk gözaltı ve tutuklanma tehlikesini 13 Ağustos Çarşamba akşamı yaşadılar. İmar Bankası’nın bilgisayar kayıtlarına bir türlü ulaşamayan üç savcı, Uzan ailesine ilk gözdağını çarşamba günü verdi. Bilgisayar kayıtları gelmediği takdirde, Kemal ve Yavuz Uzan o akşamı İstanbul Mali Şube’nin nezarethanesinde geçirecekti.
Son yılların bu en ilginç batık banka soruşturmasında Şişli Cumhuriyet Başsavcılığı bu sefer değişik bir yol izledi. Normalde her bir batık banka dosyası bir savcıya veriliyordu. Ancak bu sefer öyle olmadı. İmar Bankası dosyasında üç savcı birden görev aldı. Batık banka soruşturmalarında en tecrübeli isimler olarak ön plana çıkan ve isimleri kamuoyu tarafından da bilinen Sudi Güner, Mecit Ceylan ve Sait Kunt, İmar Bankası soruşturmasını birlikte yürütüyor. Savcı Sudi Güner, Engin Civan’ın 1993’te vurulması ile patlak veren Emlak Bankası skandalını soruşturan isimdi. Mecit Ceylan; Egebank, Yurtbank ve İnterbank ile ilgili pek çok dosyayı ve Orhan Aslıtürk’ün hayali ihracat vurgununu soruşturan savcıydı. Sait Kunt da Toprakbank soruşturması ve Uzanlar ile ilgili bir kara para dosyası başta olmak üzere bu alanda görevler üstlendi.
Dördüncü haftasına girilirken, soruşturmada hangi aşamaya gelindiğini sorduğumuz bir yetkili, “Savcılar henüz denize iki metre kadar açılabildi. Belki sekiz bin metre derinliğe kadar inmeleri gerekecek” diyor. Soruşturmanın odağında İmar Bankası bulunuyor. Ancak, tıpkı öteki batık banka patronlarında yaşandığı gibi, olayın dalga dalga Uzanlar’ın bütün şirketlerine ve malvarlıklarına yayılması bekleniyor. Zaten suç duyurusu geldiği gün Cem Uzan da dahil bütün aile fertlerine yurtdışı yasağı konulması ve bütün malvarlıklarına tedbir konulması bunu gösteriyor.
Soruşturmanın seyrini yakından izleyen yetkili, “Tam 60 profesör ve 200 avukat tutmuşlar” diyor. Normal ceza ve hukuk davalarında en olağan işlemin sanıklar tarafından “avukat tutulması” olduğu biliniyor. Ancak boyutları milyar dolarlık rakamlara varan batık banka davalarında, konunun uzmanı birkaç “profesör tutmak” sanıklar için hayati önem taşıyor. Çoğunlukla bankacılık ve şirket konuları ile ağır ceza alanında uzman bu profesörler, sanıklar için çok önemli iki görev üstleniyor. Birincisi, hazırladıkları mütalaa ve bilirkişi raporları ile mahkemeyi sanık patronlar lehine yönlendiriyor. İkincisi, sanık avukatlarına önemli taktik bilgiler vererek, duruşmalarda etkili oluyorlar.
Uzan ailesi adına Şişli Adliyesi’ndeki soruşturmayı izleyen avukatlık büroları içinde ikisi özellikle dikkat çekiyor. Bunların birincisi Bayraktar Hukuk Bürosu, diğeri Tavşanoğlu Hukuk Bürosu. Bayraktar Hukuk Bürosu, aynı zamanda Profesör unvanı da olan Köksal Bayraktar’a ait. Aydın Doğan’dan Dinç Bilgin’e, Turgay Ciner’den Cavit Çağlar’a, Korkmaz Yiğit’ten Ali Balkaner’e kadar neredeyse bütün ünlü patronların avukatı olan Köksal Bayraktar, Uzan ailesinin avukatlığını da üstlendi. Galatasaray Üniversitesi profesörlerinden Bayraktar’ın Uzan ailesinin vekaletini de alması yargı çevrelerinde normal karşılandı. Çünkü, “Şu anda ağır ceza konusunu en iyi bilen iki üç kişiden biri olduğu için herkes onun kapısını çalıyor” yorumu yapılıyor. Avukat Turgut Tavşanoğlu ise Halis Toprak’ın davalarını üstlenmesi ile gündeme gelmişti.
İmar Bankası soruşturmasında şu anda Uzan ailesinin tuttuğu profesörler ve avukatlar ile dosyaya bakan üç savcı arasında adeta bir taktik savaşı yaşanıyor. Avukatların amacı, 68 yaşındaki Kemal Uzan’a gözaltı muamelesi yapılmasını ve birkaç gününü polis nezarethanesinde geçirmesini önlemek. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun (BDDK), “örgütlü bir suç faaliyeti” içinde olmakla itham ettiği Kemal Uzan tutuklanacaksa bile bunun kibar biçimde yapılmasını sağlamaya çalışıyorlar. Birinci aşamada, Kemal Uzan’ın polis sorgusuna tâbi tutulmadan ifadesinin savcılar tarafından alınmasını, ikinci aşamada ise yargılamanın Kemal Uzan tutuklanmadan yapılmasını sağlamayı deniyorlar.
Uzan ailesinin şifreleri gizleyip savcıların banka kayıtlarına ulaşmasına güçlük çıkarması üzerine, 13 Ağustos günü savcılardan Mali Polis’e, “Bilgisayarlar açılmazsa Kemal Uzan dahil hepsini toplayın” talimatı ulaşınca Kemal Uzan, hayatında ilk defa o geceyi gözaltına alınma endişesi ile geçirdi. Çünkü gözaltına alınması, yedi gününü polis sorgusunda, yedi geceyi de nezarethanede geçirmesi anlamına geliyordu.