Uzanların izini Ürdün'de aradı
Abone olÖzkök, Uzanların pasaportuna el konulacağını belirterek "Ürdünde olmadıklarını biliyorum" dedi
"Uzanlar bir yere başvururlarsa pasaportları konfiske edilecek
(el konulacak). Yani artık pasaportları geçerli değil. Uzanlar
Ürdün'de değiller, nerede olduklarını da bilmiyorum." Ürdün Kralı
Abdullah İbnül Hüseyin Bin Tallal ile Kızıldeniz kıyısındaki Akabe
şehrinde buluştuk. Burada, Kral'a ait bir saray var. Saray Akabe
Körfezi'nin hemen yan tarafındaki İsrail şehri olan Eliad'a 500
metre mesafede. Yani Ürdün Kralı'nın sarayıyla, İsrail sınırı dip
dibe diyebiliriz. Saray'daki sohbetin siyaset dışındaki renkli
taraflarını ve Akabe'ye ait gözlemlerimi yarın yazacağım. ÜRDÜN
Kralı Abdullah, kamuoyunun merakla beklediği sorunun cevabını
Hürriyet ve CNN Türk'e açıkladı: Daha önce Türkiye'ye çeşitli
defalar geldiniz değil mi? - Evet, gençken çeşitli defalar
Türkiye'ye geldim. Babamın vefatından sonra, ilk resmi
ziyaretlerimden birini Türkiye'ye yaptım. Türkçe biliyor musunuz? -
Birkaç kelime biliyorum. Ama babam Türkçe biliyordu. Çünkü,
büyükannem Türk'tü. Cem ve Hakan Uzan'a pasaport verdiniz mi? -
Evet Cem ve Hakan Uzan'a, 5 yıl süreli olarak pasaport verdik.
Pasaportların süreleri 2004 sonunda bitiyor ancak yetkililere yazı
yazdık. Bir yere başvururlarsa pasaportlarına el konulacak. Böylece
Ürdün Kralı Abdullah, iki yıldan beri Türkiye'de tartışılan bu
soruya en üst düzeyde açıklık getirdi. KÜRT SORUNUNA ORTA YOL
BULMAK GEREKİR İşte Ürdün Kralı Abdullah'a sorduğumuz sorular ve
verdiği cevaplar: Türkiye ile Ortadoğu'nun ilişkilerini nasıl
görüyorsunuz? - Türkiye bir dönem, Ortadoğu ile fazla ilgili
görünmüyordu. Yüzü daha çok Batı'ya dönüktü. Ancak, İsrail-
Filistin sorunu ve özellikle Irak'ta meydana gelen olaylardan
sonra, şimdi bölgeyle daha ilgili duruma geldi. Türkiye çok
stratejik rol oynayan bir ülke. Ortadoğu'da tarafsız rol
oynayabilecek nadir ülkelerden biri. Peki Ortadoğu'nun Türkiye'ye
ilgisi nasıl? - Tabii Ortadoğu'nun da Türkiye'ye ilgisi arttı. Yani
iki tarafta da birbirine karşı tutum değişikliği başladı. Bundan
sonra politikalarımızı koordine etmeye daha çok ihtiyacımız var.
Öyle sanıyorum ki, Türkiye'nin AB üyeliğinden sonra, bu ilişkiler
daha da güçlenecektir. Türkiye'nin Avrupa Birliği ile ilişkileri ve
bir gün tam üye olması Ortadoğu'yu etkiler mi? - Hiç şüphesiz,
Türkiye'nin AB'ye katılımı, bizler için de çok olumlu sonuçlar
doğuracaktır. Avrupa ülkeleri içinde, iyi ilişkilere sahip bir
Müslüman ülke elbette önemli yararlar sağlar. Çünkü bu ülke
Ortadoğu ile de tarihi ve kültürel ilişkilere sahip. Türkiye'de
İslami duyarlılığı daha fazla olan bir partinin iktidara gelmesi,
ilişkileri etkiledi mi? - Türkiye'de hükümetlerin değişmesi,
ilişkilerimizi ve politikalarımızı etkilemez. Eski hükümetlerle de
iyi ilişkilerimiz vardı. Şimdiki hükümetle de var. Kuzey Irak'taki
Kürt sorununu nasıl değerlendiriyorsunuz? - Benim için zor bir
soru. Çünkü Ürdün'ün bir Kürt sorunu yok. Ancak, hepimiz biliyoruz
ki bu, Türkiye, İran ve Suriye için ciddi bir sorun. Dolayısıyla
bir orta yol bulmak gerekiyor. Orta yol ile neyi kastediyorsunuz? -
Şöyle izah edeyim. Kürtlerin bugüne kadar edindikleri fiili bir
durum var. Özerk bir duruma geldiler. Dolayısıyla bundan geri adım
atmak istemeyeceklerdir. Buna karşılık, bölgedeki ülkelerin de
bağımsız bir Kürt devletine karşı kesin tavırları var. İşte, sorun
buradan kaynaklanıyor. Yani Amerika'nın çözüm bulması gereken
budur. ABD BAŞKANI TÜRKİYE'NİN DUYARLILIĞINI BİLİYOR Peki
Amerikalılar bunun farkında mı? - Şu kadarını söyleyeyim ki, ABD
Başkanı, Kürt sorununun Türkiye için ne kadar duyarlı olduğunu
biliyor. Irak'ta demokrasi yerleşirken şöyle bir durumdan söz
ediliyor. Şiiler çoğunlukta olduğuna göre, yönetimdeki ağırlık da
onların olmalı. - Şiilerin Irak'ı yönetmesi, senaryolardan biri.
Irak'ta üç ayrı gruptan söz ediliyor. Şiiler, Sünniler ve Kürtler.
Ama Kürtlerin de Sünni olduğunu unutmayın. Yani Irak'ın büyük
çoğunluğun Şii olduğunu söylemek yanlış olur. Amerika'nın, Büyük
Ortadoğu Projesi hakkında görüşünüz nedir? - Aslında bu refomları
bizim kendimiz yapmamız gerekir. Haziran ayında G-8'lerin bir
formül empoze etmelerini istemiyorsak, biz bölge ülkelerinin kendi
reçetelerini yazmamız gerekir. Bizim için sorun yok. Çünkü biz
zaten bir reform programını uyguluyoruz. Eğitimde, ekonomide,
sosyal hayatta, reformlarımızı uygulamaya başladık. Göreve
geldikten sonra zorluk çektiniz mi? - Babam vefat ettikten sonra,
elbette zor anlarım oldu. Ama hemen reformları uygulamaya başladım.
Önce özel sektörle kamu sektörünün temsilcilerini bir araya
getirerek, bir arama toplantısı düzenledim. İlk altı saat büyük
umutsuzluğa kapıldım. Bu işi başaramayacaklarını düşündüm. Ama iki
günün sonunda gerçek bir programı ortaya çıkarmaya başardılar.
MEDENİYETLER SAVAŞI YOK MÜSLÜMAN İÇ SAVAŞI VAR Bugün geldiğiniz
noktada durum nedir? - Şöyle açıklayayım. 1999'da, ABD'ye
ihracatımız 14 milyon dolardı. Şimdi 660 milyon dolara çıktı.
Merkez Bankası'nın kasasında, 30-40 milyon dolar para vardı. Bugün
bu rezerv üç milyar doları geçti. Sizin istihbaratınız çok iyi.
Sizce El Kaide nedir? - Bana göre bir aşırı örgüt. Ama bu örgüt
Doğu ile Batı arasında sorun yaratmıyor. Bu İslam'ın kendi içinde
bir savaş. Yani benim tarafımda olursun ya da seni aşağı indiririm.
11 Eylül İslam'ı ve Orta Doğu ülkelerini zayıflattı. Yani El Kaide
İslam için bir tehdit oluşturuyor. El Kaide ile mücadele etmek için
ne yapmak lazım? - Bu savaşın çeşitli aşamaları var. Tabii ki bunun
askeri ve istihbarat yanı var. Bu bir veya iki yıl alabilir. İkinci
olarak bu örgütün finansal kaynaklarının kesilmesi geliyor. Ancak
asıl önemli olan uzun dönemli mücadeledir ki, bu da eğitimle
kazanılır. Bu insanların Kuran'ı yorumlama biçimi Müslümanların
çoğunun inancından farklı. Ben daha çok Uzak Doğu ülkelerini
düşünüyorum. Orada insanlar Arapça bilmedikleri için başkaları
gelip Kuran böyle diyor dediği zaman doğrusunu öğrenemiyorlar.
Gelecek için ne düşünüyorsunuz? - 11 Eyül biz Müslümanların aynaya
bakmasını sağladı. Müslüman dünyanın sessiz çoğunluğu artık sessiz
kalmayıp, bunun inandığımız İslam olmadığını söylemeye başladı. El
Kaide ve yandaşları bunu bir medeniyetler çatışması haline getirip
İslam'ı zayıflatmak istiyorlar. Benim şahsi görüşüm şudur:
Müslümanlar bunun Doğu-Batı çatışması değil, kendi iç savaşı
olduğunu öğrenmelidirler. ÜRDÜN’DE DEĞİLLER Türkiye'de herkesin
merak ettiği bir soru var. Siz Cem ve Hakan Uzan'a pasaport
verdiniz mi? - Cem ve Hakan Uzan'a, yatırımlarda kolaylık sağlamak
üzere her yatırımcıya yaptığımız gibi 5 yıl süreli olarak pasaport
verdik. Biz, yatırımcıların buraya gelmelerini kolaylaştırmak
isteriz. Pasaportların süreleri 2004 yılı sonunda bitiyor ancak biz
bütün yetkili yerlere yazı yazdık. Pasaportla bir yere
başvurdukları takdirde, pasaportları konfiske edilecek (el
konulacak). Yani artık pasaportları geçerli değil. Bunda sizinle
arkadaşlığının rolü oldu mu? - Hayır, bu konuda kişisel
ilişkilerimin hiçbir rolü yoktur. Uzan ailesinin kaçak üyelerinin
Ürdün'de olduğu söyleniyor. Bu konuda bilginiz var mı? - Size şunu
açıklıkla söyleyebilirim. Ürdün'de değiller. Ama nerede olduklarını
da bilmiyorum. IRAK'TA ETNİK SAVAŞ TEHLİKESİ VAR Irak'ta etnik bir
savaşın patlamasından endişe ediyor musunuz? - Irak'ta bir etnik
savaş tehlikesi var. Aslında herkes bunun farkında ve bunu önlemeye
çalışıyor. Böyle bir savaş bölgeyi nasıl etkiler? - Irak'ın
komşularının böyle bir savaşa tahammülü yoktur. Son haftalardaki
kanlı olaylar, bu tehlikeyi daha da arttırdı. Hepimiz elimizden
geldiğince bu etnik savaşı önlemeye çalışmalıyız. Sizce
Amerikalılar Irak'ı anlıyor mu? - Hiç süphesiz Amerika'da da iyi
insanlar var. Ama kültürel farklılıklarımız da var. Amerika'daki
bazı insanlar buradaki insanları anlamakta güçlük çekiyor. Biz,
Türkiye ve öteki komşu ülkeler, Amerikalılara doğruları
göstermeliyiz. Amerika'da bazı insanlar dediniz. Bununla kimleri
kastettiniz? - Washinton'da farklı çevreler var. Bunlar Saddam
sonrası hakkında farklı görüşlere sahiptiler. Pentagon ile ABD
Dışişleri Bakanlığı arasındaki koordinasyon iyi çalışmadı. Sizce
Saddam'ı devirmek hata mıydı? - Bu sorunu cevabını, bugün değil,
birkaç yıl sonra vermek gerekir. Eğer Irak'ta istikrarlı bir devlet
kurulur, işler yoluna girerse, ‘‘Saddam'ı devirmek doğruydu’’
cevabını verebiliriz. Ama bir iç savaş çıkar, Irak parçalanırsa, o
zaman bunun bir hata olduğu sonucuna varacağız. Resmi Gazete’deki
Uzanlar kararı Ürdün'de yabancı kişilere pasaport verilmesi işlemi,
Bakanlar Kurulu kararıyla gerçekleşiyor. Ve bu da vatandaşlık
işlemiyle paralel gidiyor. Bu kararlar ayrıca, Ürdün Resmi
Gazetesi'nde de yayınlanıyor. Resmi Gazete'de yayınlanan kararda
Cem ve Hakan Uzan'a vatandaşlık hakkı verildiği de belirtiliyor.
Cem Uzan ‘Pasaportlar photoshopla yapılmış’ diyordu GENÇ Parti
Genel Başkanı Cem Uzan, Ürdün vatandaşı olduğu ve pasaportu
bulunduğu iddialarını hep reddetti. Uzan, pasaportlarının
fotokopileri 5 şubat 2004 tarihinde Hürriyet'te yayınlanınca da,
bunların ‘‘Photoshop'la bilgisayarda yapıldığını’’ öne sürmüş,
İddiaları iftira olarak nitelemişti. Cem Uzan adına Star
Gazetesi'ne yazılı açıklama yapan avukatı, ‘Bu basın ahlak
kurallarına yakışmayan girişim, Ürdün devletinin resmi belgeleriyle
yalanlanmıştır. Genç Parti Genel Başkanı Cem Uzan'ın Ürdün
pasaportu bulunmamaktadır’ demişti. Yarın geliyor Akabe Sarayı’nda
Ertuğrul Özkök’le görüşen Kral Abdullah İbnül Hüseyin Bin Tallal
resmi temaslarda bulunmak üzere iki günlük gezi için yarın
Türkiye'ye gelecek.