Uzan'ı MİT bile anlayamadı

Abone ol

İmarbank olayıyla dolandırıcı literatürüne yeni bir yöntem girdiğini belirten Bilgin, ek önlemler alınacağını söyledi.

Bilgisayar sistemindeki verilerin disketlerde değil büyük kasetlerde tutulduğunu bildiren Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu Başkanı Tevfik Bilgin, devreye MİT’in girmesine rağmen 2003 öncesine ait hiçbir kayda ulaşılamamasından yakındı. İmar’da dünya bankacılık tarihine geçecek dolandırıcılık örneğiyle karşılaşıldığını belirten Bilgin, yaşanan olaylardan ders aldıklarını belirterek, “Şubelerden başlayan yeni bir denetim sistemi uygulamaya başladık.” dedi. Bu çerçevede bankaların denetiminde kullanılan bilgisayar programları değiştirildi. Bankaların hesapları takip edilirken bu işte uzman BDDK elemanlarından da yararlanılacağı kaydedildi. Yapılan işlemlerin de Sermaye Piyasası Kurulu ve diğer birimlerle de koordineli yürütülmesi hedefleniyor. BDDK Başkanı Bilgin ve yardımcıları Sabri Davraz ile Binnur Berberoğlu, Uzan grubu hakkındaki bilgileri, fona devredilen bankalara ilişkin iddiaları araştırmak üzere kurulan Meclis Araştırma Komisyonu’na açıkladı. İki hafta önce komisyona brifing veren Bilgin ve yardımcıları, daha çok İmar Bankası’yla ilgili sorulara muhatap kaldı. Zaman’ın ulaştığı tutanaklara göre, komisyon üyesi milletvekilleri, bankadaki batık mevduatın 7,5 katrilyon liraya çıkmasının niçin fark edilmediğini sordu. BDDK Başkan Yardımcısı Davraz, denetimlerin her yıl yapıldığını, ancak bu mevduatın tespit edilemediğini söyledi: “Biz murakıplar, her bankaya gittiğimizde, hangi kayıtlar ve belgeler ibraz edilirse onların üzerinden inceleme yaparız.” dedi. 2001’den önce yazılan bir murakıp raporunda, banka kayıtlarının sıhhatinden ve bu kayıtlara güvenilerek yapılan incelemenin sağlığından şüphe duyulduğunun ifade edildiği bilgisini veren Davraz, “Ama bu, şüphede kalmıştır. Çünkü tespit edilememiştir.” ifadelerini kullandı. Ardından, komisyonun tutanaklarına şu ilginç diyaloglar geçti: Sabri Davraz: Şube mevduatı genel merkezdeki bilgisayar sistemine gönderiyor. Genel Müdürlük, bunların kayıtlarını tutuyor. Ardından, bunu şubeye gönderiyor. “Sizin defter-i kebiriniz budur” diyor. Defteri, şube çıkarmıyor. Tevfik Bilgin: Bu büyük bilgisayar sistemindeki veriler, disketlerde değil büyük kasetlerde tutuldu. Elimizdeki kasetler, 2003 yılı başından 3 Temmuz’a kadar. Emniyet Teşkilatı, MİT vesaire işin içinde olduğu halde 2001, 2002 ve önceki yıllara ait kasetleri dahi bulamıyoruz. 2003 öncesi hiçbir veri yok. Türk bankacılık tarihinin en büyük organize dolandırıcılık örneğiyle karşı karşıyayız. Dünya bankacılık tarihine de belki bir case study (örnek vak’a) olarak geçecektir. (Bilgin, İmar Bankası şubelerinin genelde ara sokaklarda ve sırf mevduat üzerine yoğunlaştıklarına dikkat çekiyor.) Komisyon üyesi: Lisansı iptal edildiği halde, gazetelere ilanlar verip Hazine bonosu satışları yapıldı. Bankanın bu izninin olmadığını BDDK’nın bilmesi gerekmiyor muydu? Binnur Berberoğlu (BDDK Başkan Yardımcısı): Böyle bir bilgi yok. Tevfik Bilgin: Kurumların koordineli çalışmaması, en büyük nedendir. Elinizde, belge-bilgi yoksa bunu fark etmeniz güç. Biraz, Sermaye Piyasası Kurulu’nun alanına giren bir husustur. Sabri Davraz: Yetkisinin 1990’da kaldırıldığına ilişkin bize gelmiş bir bilgi yok. Kanunun ‘ilanları takip etme ve izinsiz sermaye piyasası faaliyetlerinde bulunanları tespit edip gerekenleri yapma’ görevini verdiği SPK bile olayı atlıyor. Kaynak : Zaman

Günün Önemli Haberleri