İnsan okuyunca hisleniyor.
Meğer Cem Uzan ne kadar pürü pak bir adammış.
Ne kadar iyi niyetli, çalışanlarının haklarını koruyan, siyasete
mesafeli, gazetecilerin işlerine karışmayan bir patronmuş.
Yaşamasak, Uzan grubunda gazetecilik yapmasak
içimiz acıyacak.
…
1999 yılının sonlarına doğruydu. Uzan grubuna
ait star televizyonunun Ankara sorumlusuydum. Bir gün İstanbul
Editörlerinden deneyimli gazeteci Mehmet Güç
elinde bir fezleke ile ofise geldi. Çok heyecanlıydı. Jandarmanın
hazırladığı ve savcılığa ilettiği fezlekede enerji
bakanlığındaki yolsuzluklar anlatılıyor, önemli isimlere
önemli suçlamalar atfediliyordu.
Onlardan birisi de Cem Uzan’ın Taraf röportajında bahsettiği
Turgut Yılmaz’dı. Mesut Yılmaz hükümette Başbakan
yardımcısı idi. Bu nedenle fezleke tutanın elini
yakacak cinstendi. Mehmet Güç ele geçirdiği bu çok önemli
belge ile İstanbul’un yolunu tuttu. Haberin başında Uğur
Dündar vardı. Editör ekibiyle yapılan toplantıda, benim
fikrim de alındı, haberin yayınlanması kararı verildi.
Haber yayınlandı ve ortalık karıştı.
….
Şimdi Cem Uzan’ın Taraf röportajında “Turgut Yılmaz
odamı bastı” bölümüne geliyoruz. Elbette star haber ekibi
bu haberi yayınlarken Turgut Yılmaz’ın da peşine düştü. Ancak
Turgut Yılmaz ilk etapta konuşmadı. Sonra işi patrondan
bağlayıp canlı yayına çıkmak istedi. Ugur Dündar için o
dönem fark eden bir şey yoktu. İddiaları doğrudan muhatabına
soracaktı. Sordu da. Ama ne olduysa o yayın sırasında oldu.
Cem Uzan Turgut Yılmaz’ın konuşmalarına dayanamadı. “Hiçbir
yayına karışmadım” diyen Uzan rejiye kadar gidip yayının
kesilmesini istedi. Ugur Dündar’a bu mesaj iletildi ama
Dündar röportajı kesmedi. Sonra da Uzan Uğur Dündar ile selamı
sabahı kesti.
…
Uzan bu, istediği yapılmadığında hareket tarzı
kestirilemez bir insandı. Zenginliğinin herkesi satın
alabileceğini düşünen bir patrondu. Turgut Yılmaz röportajında
istediğini yaptıramadı ve haber merkezi artık onun için gözden
çıkarılmıştı. Ayrıca siyasi baskılar da vardı tabii. Öncelikle daha
göreve başlayalı birkaç ay olan gazetecilerin maaşlarını
indirdi, haberin önündeki dizinin aynı bölümünü üç gün üst
üste yayınlattı. Uğur Dündar’ın gitmesini
istiyordu, istediği gibi de oldu.
…
Uğur Dündar ile hayata bakışımız farklı. O dönem Star
televizyonundan onunla birlikte de ayrılmadım, sonra bir daha da
beraber çalışmadım.. Ama eğriye eğri, doğruya doğru. Uğur Dündar
Patron ile ilişkisini en azından benim bulunduğum dönemde
gazetecilik ilkesine göre kuran bir yöneticiydi.
Uzan’ın her şeye burnunu sokmak isteyen tarzına dayanamadı.
Aldığı transfer parasının büyük bölümünü iade ettiğini, elinde
kalanları işten ayrılan gazetecilere dağıttığını da biliyoruz.
Sonra o gazetecilerin yıllarca işşiz kaldıklarını, çok zor
duruma düştüklerini de.
Beyaz Enerji fezlekesine ilişkin haberde sorumluluğu üstüne
almamasını da eleştiriyoruz. Ama burada konu Uğur Dündar değil Cem
Uzan. Cem Uzan doğruyu söylemiyor. Uzan’ın doğruyu
söylemediğini de en iyi Uğur Dündar’dan sonra Star’da göreve
başlayan Ali Kırca ve ekibi biliyor. Genç Parti’de iktidar
rüyaları görürken televizyonu nasıl kullanmak istediğini o dönemde
yanında olan gazeteciler çok daha yakından yaşadı.
Kimbilir, belki onlar da anlatırlar Uzan’ı. Ali Kırca’ın
Amerika’ya kaçısı konuşulur belki bir gün, o gittikten
sonra Star Haber merkezinde yaşananlar da.
Kim bilir?