Uzana ağır suçlama
Abone ol'Kemal Uzan'ın banka suçlarını gerçekleştirmek amacıyla bir suç örgütü oluşturduğu belirtildi.
''İmar Bankası Davası''na ilişkin hazırlanan gerekçeli kararda,
''Kemal Uzan tarafından özellikle banka suçlarını gerçekleştirmek
amacıyla bir suç örgütü oluşturulduğu'' belirtildi.
İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından hazırlanan 521 sayfalık
gerekçeli kararda, mağdur-müşteki sıfatıyla 1038 kişinin adı ile
Sermaye Piyasası Kurulu ve Hazine Müsteşarlığı'na yer verildi.
Kararda, davayı açan iddianameler, yargılama aşamasındaki sanık ve
tanık anlatımları ile hazırlanan raporlar ayrıntılarıyla anlatıldı.
Kararda, bankanın yönetim kurulu üyeleri Erol Hürbaş, Birol
Çilingir, Yaşar Avni Güral ve Gürol Demirkol'a ilişkin
değerlendirme yapılırken, bu kişilerin ''saman üye'' konumunda
oldukları belirtildi. Bu yönetim kurulu üyelerine tahsis edilen
herhangi bir oda
bulunmadığı, sekreterlerinin olmadığı, yönetim kurulu
toplantılarının ayda bir kez yapıldığı ve sanıkların genellikle
Kemal Uzan'ın daha önceden aldığı kararları imzaladıkları ifade
edilen kararda, şöyle denildi:
''Erol Hürbaş, Yaşar Avni Güral, Birol Çilingir ve Gürol
Demirkol'un inkara yönelik aksi sabit olmayan savunmaları, bu
sanıkların bankadaki ve dosyadaki konumlarının birbirlerine yakın
olması, suç örgütü lideri sanık Kemal Uzan ve başta genel müdür
sanık Hilmi Başaran ile diğer çete üyeleri tarafından bir nevi
piyon olarak kullanılmış bulunmaları ile tüm dosya kapsamı dikkate
alındığında yönetim kurulu üyesi olan bu sanıkların suç işleme
kastı içerisinde bulundukları yolunda kesin ve inandırıcı deliller
elde
edilememiştir.''
BAHATTİN UZAN
Bahattin Uzan'ın, Merkez Yatırım A.Ş'nin Yönetim Kurulu Başkan
Vekili olarak görev yaptığı ifade edilen kararda, bu firmanın
sadece Uzan Grubu firmalara teknik destek verdiği ve bunun dikkati
çekici bir husus olduğu kaydedildi.
Kararda, ''Ağabeyi suç örgütü lideri sanık Kemal Uzan'ın tüm
yaptığı yolsuzlukları, zimmeti ve diğer eylemlerini bilebilecek
durumda olan sanık Bahattin Uzan'ın, suça konu eylemleri de bildiği
yolunda mahkemece herhangi bir kuşku bulunmamaktadır. Sanık
Bahattin Uzan'ın, ağabeyinin verdiği talimatları itirazsız yerine
getirdiği bizzat kendi ikrarına bağlı bir gerçektir. Kemal Uzan, ne
emretti ise Bahattin Uzan onu aynen yerine getirmiştir''
denildi.
Kararda, Bahattin Uzan'a ilişkin daha sonra şu tespit yapıldı:
''Bahattin Uzan'ın, eşinden daha yakın hissettiği ve inandığı suç
örgütü lideri Kemal Uzan'ın yasal veya yasal olmayan tüm emir ve
talimatlarını yıllarca neredeyse gözü kapalı yerine getirmesi
karşısında, konumu, yaşı nedeniyle edindiği tecrübe, almış olduğu
eğitim, içinde bulunduğu kültür seviyesi ve Kemal Uzan'a yakınlığı
dikkate alındığında üzerine atılı suçların tamamının içinde olup bu
fiilleri doğrudan işleyen konumunda olduğu tüm dosya kapsamı
karşısında anlaşılmış bulunmaktadır.''
YEŞİM ÖZTÜRK
Kararda, Yeşim Öztürk'e ilişkin yapılan değerlendirmede de, bu
sanığın ''suça konu olayı gizlemekle kalmadığı, suç delillerini yok
etmek için azami gayret sarf ettiği, bu amaçla bulunduğu
cezaevinden kocası Tahsin Öztürk'e gönderdiği mektupla delil
olabilecek belge ve bilgileri imha etmesi talimatını verdiği''
kaydedildi. Kararda, Öztürk'ün ''Kemal Uzan'a örgüt üyesi sıfatıyla
sadakatini
yargılama aşamasında dahi sahibi olduğu bilgileri ve delil olduğunu
düşündüğü bir kısım belgeleri fiilen gizleyerek sürdürdüğü,
bankacılık deneyimi ve bankacılık mesleğindeki kıdemi, olayın oluşu
ile tüm dosya kapsamı karşısında Kemal Uzan'ın oluşturduğu suç
örgütüne üye olarak mevduat ve vergilerden dolayı toplanan paraları
zimmete geçirmek eylemine bizzat, bilerek ve isteyerek tam bir
kasıt altında iştirak ettiği anlaşılmıştır'' denildi.
SUÇ ÖRGÜTÜ
''Suç örgütü lideri sanık Kemal Uzan tarafından özellikle banka
suçlarını gerçekleştirmek amacıyla oluşturulan bir suç örgütünün
varlığı açıkça ortadadır'' denilen kararda, şu tespitlerde
bulunuldu: ''Kemal Uzan tarafından suça konu eylemler ve işlemler,
çalışanlar ve bir kısım yönetim kurulu üyeleri, kamu otoriteleri
yanında BDDK tarafından atanan veto yetkili yönetim kurulu üyeleri
de dahil olmak üzere yıllarca tüm kamuoyundan saklanmıştır. Yani,
örgütte tam bir gizlilik uzun süre mevcudiyetini korumuştur. Hatta,
yargılamaya başlandıktan sonra sanıkların 2.5 yıllık yargılama
süresince dahi suça konu olaylar hakkında bildiklerini ifade
etmeleri engellenmiştir. Bu durum, verilen dinleme kararları
üzerine yapılan telefon görüşme tutanakları ile sabittir.
Haklarında mahkumiyet hükmü tesis edilen sanıklar, olayların içinde
yer aldıkları ve derin bilgi sahibi oldukları halde yargılamanın
sonuna kadar ketumluklarını sürdürmüşlerdir.''
Söz konusu örgütte tam bir hiyerarşik yapı söz konusu olduğu
belirtilen kararda, Kemal Uzan ne emrederse başta kardeşi Bahattin
Uzan olmak üzere tüm örgüt üyelerinin itirazsız yerine getirdikleri
ifade edildi.
KILIF OLARAK KULLANILAN BANKA TÜZEL KİŞİLİĞİ
Kararda, daha sonra da şöyle denildi: ''Kemal Uzan tarafından
kurulduğu anlaşılan suç örgütünün üyeleri banka genel müdürü Hilmi
Başaran, banka genel müdür yardımcıları Sadık Karagöz ve Tacettin
Pak, Karagöz'e bağlı olarak çalışan ve olayların merkezinde bulunan
Yeşim Öztürk, Merkez Yatırım A.Ş. Genel Müdürü Mustafa Akar ve
Yönetim Kurulu Başkan Vekili Bahattin Uzan ile Kemal Uzan arasında
sıkı bir örgüt dayanışması, iş bölümü ve suç işleme kararının
bulunduğu yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamıyla sübuta
ermiştir. Bu suç örgütünün amacının, banka kaynaklarının Uzan
Grubu'na aktarılması olduğu tüm dosya kapsamıyla ortaya çıkmış
bulunmaktadır. Hatta bu eylemin, İmar Bank Off-Shore Ltd'de olduğu
gibi uluslararası boyuta ulaştığı görülmüştür. Bu amaçla yapılan
yolsuzluk eylem ve işlemlerinde bankanın yasal tüzel kişiliği kılıf
olarak kullanılmıştır.''
İmar Bankası'nın kuruluşu, daha sonra banka hisselerinin Uzan
ailesine devredilmesi ve TMSF tarafından el konulmasına kadarki
işleyişi hakkında bilgiler verilen kararda, şu tespitler yapıldı:
''04 Temmuz 2003 tarihinden sonra yapılan incelemelerde, işlemlerin
kayıt dışı bırakıldığı, eksik beyan edildiği, gerçek mevduat
rakamının gizlenerek kamu otoritelerine onda 9 nispetinde eksik
gösterildiği ve gösterilen bu eksiği iç etmek şeklinde zimmete
geçirildiğine ilişkin eylemleri konusunda Kemal Uzan ve
arkadaşlarının yıllarca sakladığı gerçek nihayet ortaya çıkmıştır.
8 Haziran 2005 tarihinde, ülkemizin en büyük, dünyanın ise
sayılıbanka yolsuzluk olayına konu olan Türkiye İmar Bankası
A.Ş'nin suça konu eylemlerin sonucunda İstanbul 2. Asliye Ticaret
Mahkemesi'nce
iflasına karar verilmiştir. Banka hakkında halen müflis hükümleri
uygulanmaktadır.''
İÇ EDİLEN PARA MİKTARI
Bankada mevduatların eksik gösterilmesi keyfiyetinin uzun yıllar
devam ettiği anlatılan kararda, ''Sonuç olarak, tüm Türk halkına
yüklendiği ve bankanın mevduat hesabında yer alması gerekirken iç
edilen 6 katrilyon 937 trilyon 374 milyar 60 milyon 956 bin 80 TL,
açığa hazine bonosu satışından kaynaklanan ve iç edilen 728 trilyon
353 milyar 435 milyon 849 bin 917 TL, mudilerden toplanan
mevduatların faizlerinden kaynaklanan gelir vergisi ve benzeri
paraları ilgili yerlere yatırmamak suretiyle iç edilen 833 trilyon
177 milyar 69 milyon 803 bin 116 TL olmak üzere toplam 8 katrilyon
498 trilyon 904 milyar 566 milyon 609 bin 113 TL'nin Kemal Uzan'ın
oluşturduğu suç
örgütünün faaliyeti olarak haklarında mahkumiyet hükmü tesis edilen
sanıklarca Kemal Uzan ve onun yakınları ile Uzan Grubu menfaatine
ihtilasen zimmete geçirme eyleminin subuta erdiği kabul
edilmiştir'' denildi.
CEZALAR
Sanıklar Hilmi Başaran, Bahattin Uzan, Mustafa Akar, Yeşim Öztürk
ve Tacettin Pak'ın ''suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye
olmak'' suçundan 1 yıl 8'er ay hapis cezasına çarptırıldığı
belirtilen kararda, Hilmi Başaran'ın ''düzeltici, iyileştirici ve
kısıtlayıcı önlemleri almamak suretiyle talimatlara aykırı
davranmak'' suçundan 3 yıl 4 ay hapis, ''ihtilasen ve zincirleme
zimmet'' suçundan da 17 yıl 6 ay hapis cezasına mahkum edildiği
anlatıldı.
''İhtilasen ve zincirleme zimmet'' suçundan Bahattin Uzan ve
Mustafa Akar'ın 15 yıl 6 ay 20'şer gün, Yeşim Öztürk'ün 14 yıl 7
ay, Tacettin Pak'ın da 13 yıl 5 ay 10 gün hapis cezasına
çarptırıldığı belirtilen kararda, davanın gıyabitutuklu sanıkları
Kemal, Yavuz ve Hakan Uzan'ın dava dosyalarının ayrıldığı, Sadık
Karagöz hakkındaki davanın ölümü nedeniyle düştüğü, diğer
sanıkların da haklarındaki suçlamalardan beraatlerine hükmedildiği
hatırlatıldı.