Uzan hükümeti NAZİ'lere benzetti
Abone olUzan, ailesinin ancak Nazi Almanyası'nda olabilecek türden uygulamalara maruz kaldığını iddia etti.
Tasarruf Mevduatı ve Sigorta Fonu'nca el konulan Uzan
şirketlerine el konulmasından sonra Genç Parti Genel Başkanı Cem
Uzan Flash TV'nin canlı yayınında konuştu. Hakkındaki iddiaların
sorulduğu yayında Uzan, hükümeti Nazi Almanyası'nın politikalarını
kendi ailesine uygulamakla eleştirdi. Uzan şunları söyledi: "Benim
dört çocuğum var. En küçüğü Ağustos ayında doğdu. İmar Bankası'na
el konduğunda annesinin karnındaydı. Kendisine tedbir kondu. Onun
tek suçu benim evladım olması. Ondan sonra ben AB'ye gireceğim
diyeceksin. Böyle Avrupa Birliği&'ne giremezsin. Benim
çocuklara yapılan budur. Bu genetik bir suçtur. Bu Nazi
Almanyası'nda olabilecek bir suçtur. Benim 15 ve 16 yaşındaki
çocuklarım Türkiye'ye gelemiyor. Senin benim ailemle karımla
çocuğumla alıp veremediğin nedir? Babamın borcu olabilir. Benim
borcum yok. Seni o dediğim rakam doğru mu. Sen söylüyorsun.
Gerçekte öyle mi? Benim çocuğumun ne günahı yok. Star ÇEAŞ-KEPEZ
burada. Çimento fabrikaları ortada. Hisseleri tedbirli. Kimse
kaçıramaz. Bu şirketlerinin durumu ortada. Hangi rakam ortada.
Yargılama devam ediyor. Siz altı aylık bebeklere saldırıyorsunuz.
Annesinin karnında mı suç işledi bu çocuk." Polis tarafından
mahkeme izni olmaksızın evine baskın yapıldığını savunan Uzan,
"Tartaklandım, AKP Hükümeti'nin atadığı polis şeflerince
engellendim. Evim polis tarafından ablukaya alındı. Benim evim
Hizbullah yuvası mı?" dedi. Oturduğu evin kendisine değil büyük bir
inşaat firmasına ait olduğunu söyleyen Uzan, evde kiracı olduğunu
anlattı. İş dünyasından çekildiğini ancak Rumeli Plaza'da bir
çalışma ofisi bulunduğunu anlatan Uzan, "İş hayatından çekildim ama
ben mülkümden malımdan feragat etmedimki. Çalışma ofisinde
begelerim var. Hakkımda açılan davalarla ilgili dosyalarım
delillerim var" dedi. Hükümet kanadından yapılan "Bizimle
görüşmediler" şeklindeki açıklamaları gayrı samimi olarak
değerlendiren Uzan, "Tamamen çarpıtma. İki defa Adalet Bakanıyla
bizzat görüştüm. Başbakan'a defalarca ekranlardan çağrı yaptım. Bu
çarpıtmadan başka bir şey değildir" şeklinde konuştu. BU SANSÜR
DEĞİL DE NEDİR? Star'a el konulmasını sansür olarak değerlendiren
Uzan, "Muhalefet yapan bir haber bültenini, AKP yandaşı bir haber
bültenine getirmektir amaç" diye konuştu. Uzan, "Benim malıma
mülküme el koyuyorsunuz, Can Ataklı'yı neden ekrana
çıkarmıyorsunuz? Kırmıza koltuğu kaldırıyorsunuz. Bu sansür değil
de nedir? Objektif programının tekrarı var. AKP'ye ve başbakana
iddialar var onu yayından kaldırıyorsunuz. Cevher Kantarcı,
Hayrullah Mahmut ve Taşkın Şenol'un yazılarına izin vermiyorlar. Bu
yazılara neden tahammül edemiyorsunuz?" dedi. YÖNETİM KURULU
GEÇERSİZ Uzan, yönetim kurulunun göreve başlayabilmesi için Ticaret
Kanunu'na göre, ticaret siciliyle tescil edilmesi gerektiğini
söyledi. Cuma günü kar nedeniyle devlet kuruluşlarının öğleden
sonra tatile girdiğini hatırlatan Uzan, "Siz cumayı cumartesiye
bağlayan gece atandığınızı söylüyorsunuz. Ticaret sicili de kapalı.
Siz nasıl bir yönetim kurulusunuz? Tescil bile edilmemişsiniz siz.
Polis zoruyla bir müesseseye giriyorsunuz 'seni görevden aldım'
diyorsunuz" şeklinde konuştu. ATANLAR AKP'Lİ Uzan yönetim
kurullarına yapılan atamalarda için seçilen isimleri de
eleştirerek, "Benim bilgim dahilinde atananların yarısı koyu
AKP'li" dedi. Uzan, Star televizyonunda yönetici olmak için AKP'li
ya da AKP sempatizanı olması gerektiğini ileri sürdü. İSTİHDAM
SUÇSA ASIN BENİ Cem Uzan, Uzan Grubu'na bağlı şirketlerde 40 bin
kişinin istihdam edildiğini belirterek, "İstihdam yaratmak suç mu?
Böyle hırsızlık mı olur? Eğer istihdam yaratmak suçsa asın beni"
dedi. Plazaya geldiği zaman kendisiyle vedalaşanların isimlerinin
alındığını kaydeden Uzan, bu kişilerin işlerine son verileceğini
iddia etti. PASAPORTUM YOK Ürdün vtandaşı olduğu haberlerinin
hatırlatılması üzerine Uzan, "Daha önce de açıkladım. Benim Ürdün
pasaportum yok" diye konuştu. Bu konuda çıkan haberleri de ağır bir
dille eleştiren Uzan, "Bir devletin başka bir devlete gönderdiği
yazıya mı inanacaksınız? Yoksa bir paçavraya mı" dedi.