Uzaktan kumanda hasta ediyor

Uzaktan kumanda, yürüyen merdiven, asansör gibi, günlük hayatı kolaylaştıran alet ve mekanizmaların, çeşitli hastalıkları artırdığı bildirildi.

Metabolik Sendrom Derneği tarafından düzenlenen ve ''Bir endüstrileşme ve kentleşme hastalığı'' olarak nitelendirilen ''Metabolik sendrom'' konusunun ele alındığı ''3. Metabolik Sendrom Sempozyumu'' Antalya'nın Belek beldesinde başladı.

Sempozyum Başkanı Prof. Dr. Aytekin Oğuz, sempozyum düzenleme komitesi üyeleri ve dernek yöneticileriyle birlikte düzenlediği basın toplantısında, metabolik sendromu, insanın yaşı ilerledikçe kalp hastası olma veya şeker hastalığına yakalanma olasılığını artıran bir durum olarak tanımladı.

Metabolik sendromun çığ gibi büyüyüp, salgın bir hal aldığına dikkati çeken Prof. Dr. Oğuz, şu bilgileri verdi: ''Metabolik sendrom, bir endüstrileşme ve kentleşme hastalığıdır. Her gün sabah kalkıp, işe kahvaltı yapmadan çıkan, trafikte kayda değer bir zaman geçirip, bütün gün masasının başında, bilgisayar karşısında hareketsizce işini yapan, öğle yemeğini hızlı yemeklerle
geçiştirip, akşam eve geldiğinde ise yemeklere saldırıp, televizyon karşısında uyuyakalan insan hastalığıdır.''

Prof. Dr. Oğuz gazetecilere, ''Haber başlığınızı (Uzaktan kumanda hasta ediyor) diye atabilirsiniz'' diyerek, hastalığın başlıca nedeninin, günlük yaşam tarzının değişmesi olduğunu kaydetti. Prof. Dr. Aytekin Oğuz uzaktan kumandanın hareketsiz yaşamı simgelediğini işaret ederek, şöyle devam etti:

''Yürüyen merdiven ve uzaktan kumandanın hayatımıza girmesiyle bu hastalık arttı. Yaşam biçimimiz bu hastalığa neden oluyor. Yaşam tarzını belirlememiz metabolik sendromu önlemeye değil, artırmaya doğru gidiyor. Okulların bahçeleri daraldı, çocuklar okulların dershane ve koridorlarında oynuyor. Şehirlerde nefes alınabilecek geniş alanlar, inşaat alanı oldu. Bu yüzden son zamanlarda çocuk yaşta insanların kalp krizi sonucu öldüğü yönündeki haberler çoğaldı.''

5 RİSK FAKTÖRÜNDEN 3'ÜNÜN BİR ARAYA GELMESİ

Sempozyum Düzenleme Komitesi Üyesi Doç. Dr. Sadi Güleç de şeker ve kalp hastalıkları oluşumu için aynı risk faktörlerinin bir araya gelmesine metabolik sendrom ismi verildiğini söyledi. Metebolik sendromda 5 risk faktörünün başta geldiğini ifade eden Doç. Dr. Güleç, şu bilgileri verdi:

''İyi kolesterolün düşük olması, kan yağlarının yüksek olması, kan basıncının yani tansiyonun büyük 13, küçük 85 ve üzerinde olması, açlık kan şekerinin 100'ün üzerinde olması, bel çevresinin kadınlarda 88, erkeklerde 102 santimetrenin üzerinde olması başta gelen risk faktörleridir. Bu 5 risk faktörünün 3'üne sahip olan kişilere biz 'Metabolik sendromlu' diyoruz. Bel çevresinde yağların toplanması, son zamanlarda büyük önem arz ediyor. Önceden insanın kilosuyla uğraşılıyordu, şimdi kilodan çok bel çevresi kalınlığıyla ilgileniliyor.''

HER DOKTORA BİR MEZURA

Sempozyum Genel Sekreteri Dr. Ahmet Temizhan ile Düzenleme Kurulu
Üyesi Doç. Dr. Yüksel Altuntaş da ''Metabolik Sendrom Eylem Planı''
oluşturmak amacıyla hazırlıklara başlandığını bildirdiler. Temizhan ve Altuntaş, Eylem Planı içerisinde bir de ''Her hekime bir mezura'' kampanyası düzenleyeceklerini belirterek, ''Hangi uzmana giderseniz gidin, hekimin bir de bel çevresini ölçmesi gerekiyor. Kadın doğumcuların da hastalarının bel çevrelerini ölçmeleri yararlı olacaktır'' dediler.

Basın toplantısına katılan uzmanlar, çağın getirdiği bu hastalıktan kurtulabilmek için haftada en az üç gün, 30-60'ar dakika süreyle kesintisiz, tempolu yürüyüş yapmak gerektiğini, mümkünse yürüyen merdiven ve asansör kullanılmamasını, merdivenlerin ikişer basamak çıkılmasını, aşırı karbonhidratlı besinlerden kaçınılmasını önerdiler.

Belek'te 26 Martta sona erecek sempozyumda, Türkiye'de metabolik sendrom için ne yapılması gerektiği ele alınacak, metabolik sendromun yeni tanım ve yorumlarının tartışılacak, çocuklarda metabolik sendrom
ve hipertansiyon tedavisi, egzersiz ve diyet, metabolik sendromlu hasta nasıl tedavi edilmelidir, metabolik sendrom eğitimi gibi konularda bildiriler sunulacak.