Uyuşturu parasıyla hacca gidiyorlar
Abone olVan'da yaşanan olaylardan sonra gözler doğuya çevrildi. Bölgede uyuşturucu üretmek ve satmak son derece normal. Hatta kazanılan para ile hacca bile gidiliyor.
Yüksekova ve Başkale'de ahırlarda uyuşturucu imalatı yapılıyor.
Uyuşturucu imalatı yapanların bölgedeki adı: 'Köylü Kimyager'ler.
'Kimyager'lerin büyük bölümü kadın. Uyuşturucunun garantisi ise
aşiretler. Aşiret mensupları, yanlış yapıldığı zaman kendi içinde
infaza gidiyor. Son 6 ayda Başkale'de 8 köylü bu şekilde öldürüldü.
Eski milletvekili Mustafa Bayram'ın oğlu Hamit Bayram, polise 10
gram eroin satmak isterken yakalanınca gözler bu bölge üzerinden
yapılan uyuşturucu kaçakçılığına çevrildi. Peki bu bölgede dönen
uyuşturucu miktarı nedir? Güvenlik güçlerinin uyuşturucu ile
yaptığı mücadele yeterli mi? Uyuşturucu trafiği nasıl işliyor ve
kimler ne kadar pay alıyor? Bu soruların cevabını Van, Başkale,
Yüksekova, Hakkari ve sınır köylerinde yerinde araştırdık.
Köylülerden, aşiret mensuplarına, işadamlarından, güvenlik
güçlerine ve kamu görevlilerine uyuşturucu kaçakçılığının nasıl
yapıldığını sorduk. İşte Van'daki baskın sonrası mercek altına
aldığımız "Başkale-Yüksekova-Balaban" dosyası... Altın Hilal'in
Şeytan Üçgeni Türkiye, Altın Hilal ülkeleri olarak bilinen
Afganistan, Pakistan ve İran'da üretilen uyuşturucunun transit
geçiş yaptığı bir köprü. Özellikle Avrupa'ya, buradan da Amerika'ya
kadar uzanan uyuşturucu kaçakçılığında, "şeytan üçgeni" olarak
adlandırılan Yüksekova-Başkale-Van güzergahı büyük rol oynuyor.
Türkiye üzerinden Batı'ya geçen uyuşturucunun büyük bölümü bu
güzergahtan giriyor. Bölgede uyuşturucu ticareti 1975 yılından
sonra ivme kazandı. O tarihlerde çuvallarla kaçırılan afyona,
köylerde 'incir çürüğü' ismi veriliyordu. Uyuşturucu ticaretinin
seyri PKK terör örgütünün ortaya çıkmasıyla değişti. Artık
uyuşturucu ticareti, bireysel olmaktan çıkıp bir 'organizasyon'
haline dönüştü. Köylü kadın 'kimyager'ler Daha çok geçiş noktası
olarak kullanılan 'Şeytan Üçgeni'nde son yıllarda uyuşturucu
imalatı da yeniden artmaya başladı. Başkale ve Yüksekova'nın sınır
köylerinde uyuşturucu imalatı için laboratuara çevrilmiş ahırlar
ortaya çıkarıldı. Uyuşturucu imalatı yapanların bölgedeki adı:
'Köylü Kimyagerler.' Sınırdan geçirilen hammadde (haşhaş sütü)
asetrik anhidrit ile fermantasyona tabii tutulduktan sonra iğnelik
eroin elde ediliyor. Köylü kimyagerlerin büyük bölümünü oluşturan
kadınlar, mutfaktaki maharetlerini laboratuarlara dönüştürülen
ahırlarda da sergiliyorlar. Bölgede üretim yapılmasına rağmen
Şeytan Üçgeni'nden batıya sevk edilen uyuşturucunun çok büyük
bölümü hala Altın Hilal bölgesinden geliyor. İran'dan Türkiye'ye
uyuşturucu 3500-4100 metre yüksekliğindeki dağların zirvesinden
katırlarla taşınıyor. Güvenlik güçleri ise bu dağların zirvesinden
geçen sınırı kontrol altında tutmakta yetersiz kalıyor. Van'ın
İran'la sınırı 140 kilometre. Sınır karakolları ise bir elin
parmakları kadar. Askerler bir noktayı tutsalar, kaçakçılar başka
noktalardan giriş yapıyorlar. Kaçakçılar, akşam güneşin batış
saatlerinde yola çıkıp, güneş doğmadan tekrar Türkiye topraklarına
giriş yapıyor. Aşiret içinde infaz Sınırlar belirlendikten sonra
aşiretler de İran ile Türkiye arasında ikiye bölündü ancak
akrabalık ilişkileri "değişik boyutlarıyla" devam ettiriliyor.
Hatta bu "ticari akrabalıklar" karşılıkla kız alıp vermeyle de
güçlendiriliyor. Araştırma yapmak için gittiğimiz 90 haneli sınır
köyü Kocadağ'dan, 20'ye yakın kız İran'a gelin gitmiş. Uyuşturucu
bağlantılarının kurulmasında büyük önemi olan akrabalık, aynı
zamanda "malın garantisini" de oluşturuyor. Uyuşturucuyu alan
Türkiye'deki isim, İran'daki bağlantısına parayı ödemezse, ya
akrabaları tarafından İran tarafına teslim ediliyor ya da infaz
Türkiye'de aşiret içerisinde gerçekleşiyor. Son 6 ay içerisinde
Başkale sınırının iki tarafında bu şekilde öldürülen 8 kişi tespit
edildi. Şükür namazı Bu arada uluslararası uyuşturucu tüccarlarının
taşeronluğunu yapan kişilerin, yaptıkları işi 'sıradan bir meslek
gibi' gördükleri anlaşılıyor. İnsanların hayatını karartan
uyuşturucu maddenin taşınmasında aracı olanlar, 'alıcıya mal
ulaştığı zaman şükür namazı' dahi kılıyorlar. Bir kamu görevlisi,
yıllardır uyuşturucu kaçakçılığı yapan bir aşiret mensubunun, "Bu
sene iyi para kazanırsam Hac'ca gideceğim" dediği bilgisini bizimle
paylaşıyor. Eroine karşı tarla rehin Başkale'de uyuşturucu ticareti
yapan kişilerin kendi aralarında yaşadıkları anlaşmazlıklar
fıkralara konu olacak türden. İlçede 1990'lı yıllarda görev yapan
bir yargı mensubu, başından geçen ilginç olayı, "Bir gün köylü
vatandaş geldi, 'size bir şikayet dilekçesi vermek istiyorum' dedi.
'Hayırdır' diye sorduğumda şikayetini şöyle açıkladı; ben M.E'ye
eroin verdim. Karşılığında bana tarla verecekti. Ancak şimdi ne
tarlayı vermek istiyor ne de benden aldığı malı... Tabii haklarında
gereken yasal işlem yapıldı" diye anlattı. PKK komisyon alıyor Öte
yandan uyuşturucu trafiğinin terörle çok yakından ilişkisi var.
PKK, kontrolünde yapılan taşıma işinden önemli bir finansman elde
ediyor. Resmi verilere göre Türkiye üzerinden geçen uyuşturucu
trafiğinin yüzde 30 ile 40'i PKK tarafından kontrol ediliyor.
Bölgeden geçen uyuşturucunun önemli bölümü yine terör örgütü
tarafından kontrol altında tutuluyor. Balaban'ı geçen Amsterdam'a
varır İran'dan geçen uyuşturucunun izlediği güzergahta son durak
Van'ın çıkış noktasında bulunan Balaban Jandarma kontrol noktası.
Yüksekova, Başkale ve Van şehir merkezi yolunu takip eden
uyuşturucu tüccarları, "Balaban'ı geçen Amsterdam'a varır"
düşüncesine sahipler. Bu nedenle bölgede Balaban ismi ayrı bir önem
taşıyor. Mazot dahil her türlü kaçak maddelerin batıya geçişinde
köprü rolünü üstlenen Balaban'la ilgili son dönemde farklı bir
sıkıntı yaşanıyor. Kontrol noktasında geçtiğimiz günlerde 'yeni
yapılanma' olması nedeniyle kaçak mazot taşıyan tankerlerin
'beklemede' olduğunu öğreniyoruz. Tabii beklemede olan sadece kaçak
mazot değil. Kışın depolanıp yazın dağıtılıyor Uyuşturucu
ticaretinde mevsimler belirleyici rol oynuyor. Kış aylarında
köylerde depolama işlemi yapılıyor. Bu yöntemin uygulanmasında
kışın köy yollarının kapalı olması ve güvenlik güçlerinin denetim
yapamaması dikkate alınıyor. Kış boyunca bir taraftan İran'dan
uyuşturucu taşınırken diğer taraftan köylü kimyagerler yoğun mesai
harcıyorlar. İran üzerinden katırlar veya insan üzerinde getirilen
uyuşturucu ile köylerde üretilenler depolamanın ardından belli
merkezlere taşınıyor. Bundan sonra devreye motorlu taşıtlar
giriyor. Bu taşıma işleminde "güvenlik" en önemli unsur olarak
karşımıza çıkıyor. Güvenliğin sağlanması için kaçakçılar ilginç
yöntemler uyguluyorlar. Örneğin bir kamyon sahibi uyuşturucunun
sahibi ile bir yerde buluşur. Kamyonu teslim eder, bir süre sonra
kamyon tekrar sahibine teslim edilir ve gitmesi gereken yer
söylenir. Böylece kamyon sahibi ne uyuşturucunun kamyonun neresine
konduğunu ne de depolama merkezinin yerini bilir. Hatta kendisine
hiç bir isim söylenmez, "sen oraya ulaştığında alıcı bağlantı
kuracak" denir. Karayoluyla taşınmaya başlayan uyuşturucunun bu
aşamadan sonra büyük bir riski vardır. Güvenlik güçlerinin
kontrollerinden geçebilmek için uyuşturucu araçlara "zula" olarak
adlandırılan özel bölmelerde taşınır. Zulanın yapımı ustalık işi
Zulanın yeri, şekli ve niteliği ise kaçakçının "hayal gücü" kadar
geniştir. Zulanın yapımı ise ayrı bir ustalık ister. Emniyet
birimleri yaptıkları araştırmada zulaların tamamına yakınının
sanayisi gelişmiş Gaziantep'te yapıldığını ortaya çıkardı. Bu arada
uyuşturucu taşımacılığında kullanılan bir araç ikinci partide
değiştiriliyor. Bölgede 'sıfır' araç sayısının fazla olması bu
gerekçeye dayandırılıyor. Yüzbaşı ile çobanın uyuşturucu dostluğu
Güvenlik güçleri ve bölgedeki mülki amirler uyuşturucu
kaçakçılığına karşı mücadele ediyorlar. Ancak bu mücadele sırasında
bazı görevlilerin işin içine girdiği görülüyor. Zaten halkta
'Müsaade edilmese bu kadar mal geçmez' şeklinde bir kanaat oluşmuş
durumda. Araştırma yaptığımız bir haftalık süre içinde 1 yüzbaşı, 3
astsubay ve 2 polis memuru olmak üzere 6 görevli 'uyuşturucu
kaçakçılığı ile bağlantısı' olduğu gerekçesiyle tutuklanarak
cezaevine gönderildi. Bu rakam da gösteriyor ki, kamu görevi
yapanlar bazı isimler bu çarkın içinde yer alıyor. Yüzbaşı O.Ü'nün
yakalanmasında ilginç bir bağlantı olduğu tespit edildi.
İstanbul'dan Başkale'nin köyüne binlerce km uzaktan gelen O.Ü'nün
bir çobanla temas kurduğu bilgisi alınınca cep telefonu dinlendi.
Yaklaşık bir ay süren araştırma sonucunda yüzbaşının uyuşturucu
bağlantısı nedeniyle Başkale'ye geldiği tespit edildi. Suçüstü
yapılan O.Ü, Başkale'ye neden geldiği sorulduğunda, "Daha önce
burada görev yapmıştım, dostumu görmeye geldim" diye kendini
savundu. Yüzbaşının özel aracıyla binlerce kilometre yol gelmesine
neden olan dostluğunun diğer ucundaki isim aracılık yapan bir
çoban. Kaynak: Yeni Safak