Uyku sağlığınızın bir aynası
Abone olUyku kalitesi sağlığınızın göstergesi. Psikiyatri hastalıklar, ilaç kullanımı, sigara, çay ve kahve tüketimi gibi nedenlere bağlı olarak uyku sorunları görülebiliyor.
Son zamanlarda nasıl uyuduğunuzu hiç düşündünüz mü? Yanıtınız
“bir bebek gibi deliksiz uyudum mu” muolurdu yoksa “sık sık uyandım
sabah da yorgun kalktım” mı diyerek yakınır mıydınız? Aslında her
iki kişiden birinin yaşamının bir döneminde uyku problemi olduğunu
düşünürsek her iki yanıtı da eşit sıklıkta duyabileceğimiz ortada.
Yaşadığımız yüzyılın temposundan çoğumuz ” uyku hijyeni”
etkileniyor. Uyku bozukluğunu birçok kişi az uymak, ya da
uyuyamamak olarak kabul ediliyor. Uyku problemi yaşayanların yüzde
10-20’sinde kronikleşme ortaya çıkıyor. Uyku bozukluğunun temelinde
yatan nedenler basitten başlayarak çok daha komplike olanlara kadar
geniş bi yelpaze yayılıyor. Çözümlenemeyen gündelik yaşam
sorunları, psikiyatrik bozukluklar, yaşlılık ve kullanılan ilaçlar
uykusuzlukta etkili oluyor. UYKU BOZUKLUĞU Acıbadem Hastanesi
Kadıköy Uyku Bozukluğu Merkezisorumlusu nöroloji uzmanı Dr. Nalan
Ertaş, uyku bozukluğunu şöyle tarif ediyor: “Uykuya dalma, uykuyu
sürdürme ve sonlandırmayla ilişkili durumlara bağlı olarak uykunun
dinlendirici ve sağlıklı olmamasına, bunu sonucunda gündüz
uyanıklık zamanının sağlıksız geçirilmesine neden olan tüm
rahatsızlıklara uyku bozukluğu diyebiliriz.Amerikan Uyku
Bozuklukları Birliği’nin 1997 yılında yaptığı sınıflandırmaya göre
88 çeşit uyku bozukluklarını uykusuzluk, uyku süresinin uzaması,
gündüz uyuklama ve uykuda ortaya çıkan anormal durumlar olarak
özetleyebiliriz. UYKUSUZLUK TİPLERİ Uykusuzluk uykuya dalamama,
uykunun bölünmesi ya da erken uyanma biçiminde ortaya çıkabiliyor.
Uykusuzluğun bir belirti olduğuna işaret eden Dr. Nalan Ertaş,
“Uykusuzluk psikiyatrik, tıbbi hastalıklar ya da spesifik uyku
bozukluklarıyla birlikte görülsede çoğunlukla psikiyatrik ve
psikofizyolojik kökenlidir” diyor ve devan ediyor: “Uyku süresinin
azalması sabah kolaylıkla uyanamama ve gündüzleri uyuklama
durumudur. Bu hastala, örneğin araç kullanırken, okulda, iş
yerinde, sosyal etkinliklerde uyuyakalırlar. Daha uzun süre
uyumakla bu yakınmaları düzelmez; sabah yorgun uyanırlar, bir
konuya yoğunlaşmakta ve dikkatlerini sürdürmekte zorluk çekerler.
Sebepler arasında uyku apneleri, narkolepsi, birçok psikiyatrik,
medikal ve nörolojik hastalık, ilaç ya da alkolün kötüye kullanımı
sayılabilir. Uykuda ortaya çıkan anormal durumlar arasında, uykuda
yürüme, konuşma, kabuslar görme, gece işemesi, diş gıcırdatma, REM
uykusunda davranış bozukluğu, periyodik bacak hareketleri, uykuda
epileptik nöbetleri görmek mümkün.” UYKU APNESİ Uykuda soluk
kesilmesi olarak tarif edilen apne hastalığının görülme sıklığı
yüzde 1-10 arasında değişiyor. Uyku-apne erkeklerde kadınlara
oranla 10-20 kat daha fazla görülüyor. Dr. Nalan Ertaş, uyku
süresinin uzaması ve gündüz uykululuğun en sık nedeni olan
uyku-apne hastalığının normal kilosunu üstünde, ileri yaşlarda, üst
solunum yollarında problemleri olanlarda, erkeklerde, menapoz
sonrası kadınlarda ve ailesel yatkınlığı olanlarda sık görüldüğünü
belirterek şunlar söylüyor: “Uyku apnesi kandaki oksijen miktarını
azalttığı için beraberinde kalp hastalığı, yüksek tansiyon, cinsel
işlev bozukluğu gibi birçok soruna neden olabilir. Uykuda diş
gıcırdatma, yürüme, konuşma, kabuslar, gece işemesi gibi uykuda
ortaya çıkan anormallikler ergenlik çağındakilerde, ailesel
yatkınlığı olanlarda ve psikolojik etkenlere bağlı olarak görülür.
Bu yakınmalar seyrek olmayarak uykuda ortaya çıkan epilepsi
nöbetleri ile karışır. Çünkü bazı sara tipleri yanlızca uyku
sırasında kendini gösterir. Uykuda periyodik bacak hareketleri
hastalığı kansızlık, üremi, şeker hastalığı, hormonal
düzensizlikler, bel ve boyun fıtıklarında daha sıkı görülüyor.”
TANI YÖNTEMLERİ Uyku bozukluğunun birçok farklı tip olduğu için
hastanın ayrıntılı bir biçimde değerlendirilmesi gerekiyor.
“Uykusuzluk problemi olanların bazılarında, uyku süresi uzamış
olanların ise büyük çoğunluğunda uyku laboratuvarında
polisomnografik inceleme yapmak gerekir” diye konuşan Dr. Nalan
Ertaş, “polisomnografi beyin dalgalar (EEG), göz hareketleri (EOG),
bacak ve çene kasından EMG, EKG, horlama sesi, ağız-burun, göğüs ve
karında solunum hareketleri, kanda oksijen yoğunluğu ve yatış
pozisyonu verilerinin en az altı saat süreyle bilgisayar ortamında
kaydedilmesinden oluşur. Bu biriktirilen verilerin
değerlendirilmesi ile uyku bozukluğunun nedeni aydınlatılır” diyor.
TEDAVİDEKİ BAŞARI Tanı konulduktan sonra uyku bozukluğunun türüne
göre tedavi planlanıyor. Geçici ve kısa süreli uykusuzluklarda
tedavi yaklaşımı farklılık gösteriyor. Geçici ve kısa süreli
uykusuzluklar hipnotik ilaçlar ve davranışsal tekniklerin
uygulanması ile düzeltilebiliyor. Dr. Nalan Ertaş uyku bozukluğun
tedavisinde çok yönlü yaklaşımın önemine işaret ediyor: “Uyku
poliklinikleri kulak-burun-boğaz, nöroloji, psikiyatri, göğüs
hastalıkları ve iç hastalıkları bilim dallarından biri ya da
birkaçını ilgilendiren uyku bozukluklarına çok yönlü bir yaklaşımın
yapılabildiği yerlerdir. Gerektiğinde hasta bu bilim dallarından
birine yönlendirilerek tedavisi sağlanır. Uyku-apne hastalığından
uyku polikliniği, kulak burun boğaz bilim dalı ile yakın iletişim
içinde çalışır. Polisomnografi sonucuna göre hasta değerlendirerek
tedaviye karar verilir. Tedavide geniz, yumuşak damak, dil kökü
gibi üst solunum yolları üzerinde bulunan anatomik bozuklukların
cerrahi yöntemlerle düzeltilmesi, ağız içi araçların kullanılması
ya da basınlı hava üfleyen maskelerden yararlanılıyor. Uykuda
görülen konuşma, yürüme ve anormal davranışların epilepsi
nöbetlerinden ayırdedilebilmesi için poligrafik uyku vazgeçilmez
bir incelemedir. Epilepsi tanısı konulmuş ama tedaviye iyi yanıt
alınmamış hastalarda da uykuda EEG incelemesi yapılması daha iyi
bir tanı ve tedavi yaklaşımı sağlar. Parasomniler genellikle iyi
huylu durumlardır ve bunlarda seyrek olarak ilaçla tedavi
gereklidir.” KAYNAK: www.Acibadem.com.tr