Üyelik, Avrupa'nın armağanı değil
Abone olBill Emmott, Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecine ilişkin olarak, 'Üyelik Avrupa'nın size bir armağanı değildir. Karşılıklı çıkarlar söz konusudur'' dedi.
The Economist'in Baş Editörü Bill Emmott, Türkiye'nin AB'ye
üyelik sürecine ilişkin olarak, 'Üyelik Avrupa'nın size bir
armağanı değildir. Karşılıklı çıkarlar söz konusudur'' dedi.
Emmott, Türk yazılım sektörü şirketlerinden Logo'nun 20. kuruluş
yıldönümü nedeniyle, ''Genişleyen Avrupa'da Türkiye'nin Rolü''
konulu bir konferans verdi. Konuşmasında, dünyadaki değişim ve
gelişmelere değinen Emmott, 11 Eylül ile dünyanın gidişatının
değiştiğini, şu anda oldukça karmaşık bir dönemden geçildiğini
söyledi. Buna rağmen dünyanın çok büyük potansiyelleri bulunduğunu
vurgulayan Emmott, 2004 yılında dünya ekonomisinin, son 30 yıldaki
en hızlı büyümesini gerçekleştirdiğini söyledi. Bill Emmott,
gelecekte dünyayı etkileyecek 5 faktör olduğuna işaret ederek,
bunları köktenci terör, terör ile savaş politikalarının etkisi,
AB'nin bu konular karşısındaki değişimi, dünyadaki büyük güç
dengeleri arasındaki dönüşüm ve ekonomide liberal ve açık sistemin
ağırlık kazanması olarak sıraladı. Küreselleşme ve serbest
ticaretin ivmesiyle global pazarların genişleyeceğini ancak,
bölgesel ticari ilişkilerin öneminin de artacağını belirten Emmott,
bu ortamda düşük maliyetli rekabetin önem kazanacağını ifade etti.
Son zamanlarda Avrupa ile ABD arasında köktenci terörizmin
jeopolitik konu olarak görülüp görülmemesi konusunda bir görüş
ayrılığı bulunduğunu anlatan Emmott, ''Şu anda bu sistemik bir
tehdit değildir. Ancak, böyle bir risk vardır. El Kaide gerçek
anlamda dünyayı değişterecek güce sahip değil, fakat devletin
kaynaklarını ve olanaklarını ele geçirirse tehdit haline
gelebilir'' şeklinde konuştu. Emmott, ayrıca Avrupa'nın dünya
politikalarını izleyen bir taraf olarak kalıp kalmayacağına yönelik
tartışmaların da ortaya çıktığını kaydederek, ''Avrupa ancak kısmi
etki yaratabilir. Ben Avrupa'nın bu konudaki mevcut konumunun
değişmeyeceğini ve dünya çapında çok büyük etki yaratmayacağını
düşünüyorum. Çünkü tek bir siyasi birlik değildir, çok sayıda
ülkenin bir araya geldiği yapıdır'' dedi. Avrupa'nın dünyayı
değiştirecek güç dengesi olamayacağını dile getiren Emmott, ''Bu
ülkeler Çin ve Hindistan olacaktır. İki devin ekonomik güç olarak
ortaya çıkması sonucu dünya ekonomisinde çok büyük değişimler söz
konusu olacaktır'' dedi. ''TÜRKİYE DE AB SÜRECİNE DAHİL OLMALIDIR''
Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecine işaret eden Emmott, Türkiye'nin
önümüzdeki 10 yıllık zaman diliminde bu sürece dahil olması
gerektiğini, Ukrayna'nın da bu oluşumda yer alması gerektiğini
söyledi. Emmott, Türkiye'nin AB üyeliğinin hem Türkiye hem de AB
açısından büyük kazanımları beraberinde getireceğini vurgulayarak,
şöyle konuştu: ''Büyüme potansiyeli, nüfusu ve Avrupa'ya yakınlığı
bunu sağlayacak unsurlardandır. Bence Avrupalılar müslüman bir
ülkeyi AB'ye üye alma konusunda fazla kafa yoruyor. AB açısından en
büyük yararı Türkiye gibi orta gelir düzeyli, genç nüfusu olan,
büyüme potansiyeli olan bir ülkenin dahil olmasıdır. Üyelik
Avrupa'nın size bir armağanı değildir. Karşılıklı çıkarlar söz
konusudur. üyelikle Türkiye'de çok daha büyük yatırım fırsatı
doğacak ve ticari potansiyeli artacaktır. Ancak Türkiye ekonomik ve
siyasi açıdan daha disiplinli davranmalıdır. Bu disiplin
Türkiye'nin yararına olacaktır. Türkiye şimdiye kadar dalgalı bir
ekonomik performans gösterdi. Ancak bu disiplin uygulanırsa,
Türkiye için olumlu uygulama olacaktır. Ayrıca Türkiye AB sayesinde
Çin ve Hindistan gibi büyüyen devler karşısında siyesi bir ses
bulma imkanı yakalayacaktır.'' Emmott, Çin'in ekonomik gelişimine
de değinerek, ''Çin özellikle kotaların kalkacağı 2005'ten sonra
birçok ülkeye korku salıyor. Tekstil ve işgücünün önemli olduğu
Türkiye için de büyük bir tehdit. Çin'in başarısı mali krizlerden
sonra ayakta kalıp kalmayacağıyla ilgili. Çin henüz böyle bir
sınavı vermedi'' diye konuştu.