Utandığı için 13 yıl boyunca baba olamadı!
Abone olİZMİR ’de 13 yıl önce testis kanseri tanısı konan ancak hastalığından utandığı için doktor kontrollerine gitmeyen Bayram Karaboğa, tedavisinin ardından 13 yıl sonra baba oldu.
İZMİR 'de ilginç bir olay yaşandı. Kendisine 2005 yılında testis kanseri tanısı konan Bayram Karaboğa (40), bir müddet tedavi oldu ve iyileştiğini düşünerek bir daha doktora gitmedi. Hastalığından utandığı için kontrollerine gitmeyen genç adam, hep baba olmak istese de hastalığından dolayı bir türlü çocuk sahibi olamadı.
2018 yılında yeniden hastalığı nükseden Bayram Karaboğa, yaşadığı ağrılara dayanamayarak doktora gitti. Kanser hücresinin nüksettiğini öğrenmesiyle ameliyat olmak zorunda kalan genç adam ardından kemoterapi aldı. Tedavilerini hiç aksatmayan Karaboğa, yıllardır özlemini çektiği evlat hasretine de tam 13 yıl sonra kavuştu.
Yaşadığı süreci anlatan Bayram Karaboğa, “Yıllar önce testislerimde şişkinlik oldu utandım, hastaneye gitmedim. İnsanların utanmamasını tavsiye ediyorum. Çünkü ben geç kaldım ve çok farklı neticeleri oldu. Daha sonra ameliyat oldum ve sonrasında bir buçuk yıl kemoterapi aldım. Kontrollerim vardı ancak kemoterapiden nefret ettiğim için hastaneye 13 yıl boyunca hiç uğramadım.
Tedavimin ardından 13 yıl sonra baba oldum: Rahatsızlığından dolayı 13 yıl boyunca evlat hasreti çektiğini dile getiren Karaboğa, “Baba olamıyordum. Ameliyatımdan ve tedaviden sonra baba oldum. Allah herkese nasip etsin. Onu görünce gözüm başka hiçbir şeyi görmüyor. Bambaşka bir duyguymuş, bilemiyorum. Bu duyguyu yaşamak lazım, inanın anlatamıyorum. Hayatta kalmaya devam edeceğim. Mücadele edeceğim, Allahımın vermiş olduğu sağlığı iyi kullanmak için çabalayacağım” ifadelerini kullandı.
Ciddi bir risk altındaydı: Hastasının 2005 yılında ikinci evre testis kanseri tanısı aldıktan sonra kemoterapi uygulandığını anlatan Taner, “İlginç olan 2005 yılında ameliyat olan bir hastanın ve ‘tedavi oldu’ dediğimiz bir hastanın, yaklaşık 13 yıl sonra hastalığının nüksetmesi. Geç relaps diye tabir ettiğimiz bu grubun hastalığının görülme sıklığı çok çok düşüktür. Tüm testis kanserleri içinde yüzde 1,5-2’dir. Ciddi bir risk altındaydı hem hastalık anlamında hem de cerrahi olarak risk taşıyordu. Hem nadir görülmesi hem de ciddi bir ameliyat olması nedeniyle yapılma sıklığı da az, yapan sayısı da çok az. Hastamızı ameliyat ettik, kitleyi tamamen çıkardık ve ardından hastamızı izlemeye aldık. Yaklaşık 6 aydır da bir sorun yok” dedi.
Ürolojik kanserler içinde nadir görülen kanser türü: Hastasının tedavisinin ardından uzun yıllar sonra çocuk sahibi olduğuna değinen Prof. Dr. Rauf Taner Divrik, “Testis tümörü hastalarının yaklaşık yüzde 50’si tanı aldığı anda bile infertilite yani kısırlık riskine sahiptir. Bizim hastamız cerrahiden sonra kemoterapi de aldı ve bunun sperm üzerinde geçici de olsa olumsuz etkisi vardır. Yaklaşık yüzde 25 grup da kemoterapi sonrası kısırlık nedeniyle çocuk sahibi olamaz. Bizim hastamız da uzun süre çocuk sahibi olamadı ancak tedaviden sonra çocuğu oldu. Zaten kemoterapinin yapmış olduğu etki geriye dönüşümlü bir etkidir. Hastamız da yüzde 50 geçici olan gruba girmiş ve çocuk sahibi olmuştur” dedi.
İleri evrede doktora başvuruyolar: Genelde kitleyi çok önemsemezler ama ağrı başladıktan sonra doktora gitme isteği duyarlar. Testisle ilgili hastalar aslında geç tanı alıyor. Bununla ilgili hem bizim Türkiye’de yapmış olduğumuz yayın var ki dünya yayınları da böyledir. Genelde ortalama 2-3 ay hatta 6 aya kadar kitleyle ağrıyla dolaşıp nerdeyse bazıları ileri evreye geldikten sonra doktora başvuruyor. Bunun nedeni belki kapalı bir toplum olmamız, inançlar, kültürel yapımız gibi nedenlerle geç başvuruyorlar. Ama acıkan insan yemek yer, dolayısıyla bu çok doğal bir durumdur ve üstelik de hastalıktır. Bir ağrı olduğunda gidebileceğiniz, yapabileceğiniz en doğru hareket bir üroloji uzmanına başvurmaktır.”