Internet Haber Mobil Uygulama
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Doğru!
Tayyip Erdoğan, “Gidiyorlarsa gitsinler” dedi.
Dedi de…
Öncesinde ne dedi peki?
Boşverin öncesini, sonrasını…
“Gidiyorlarsa gitsinler” yetiyor değil mi?
Yetti de…
Akşener’e, Kılıçdaroğlu’na, Karamollaoğlu’na, Davutoğlu’na,
Babacan’a… hepsine birden yetti. En çok da teröre ve teröristlere
selam çakan Türk Tabipler Birliği’nın başındaki PKK sevicisine
yetti. Hepsi bir olup, “Biz buradayız gitmiyoruz, sen gideceksin”
diyorlar Erdoğan’a.
Gitsin tabii ki…
Bence de gitsin!
Öyle durup dururken, “Gidiyorlarsa gitsinler” demişse doktorlar
için, hem vallahi, hem billahi bir dakikacık bile durmasın, gitsin
kardeşim!
O halde gelin Erdoğan’ın o günkü konuşmasını hep birlikte bir kez
daha izleyelim, okuyalım:
- (…) Efendim işte, doktorlar az para aldıkları için ayrılıyorlar. Değerli kardeşlerim samimi konuşuyorum, dost acı söyler ama gerçeği söyler. Bu hastaneleri inşa eden biziz. Bu doktorları okutan, yetiştiren bu devlet değil mi? Soruyorum, bu devlet değil mi? Ee, bu devlet sizi okuttu, yetiştirdi, en çok maliyeti olanda sağlık birimidir değil mi? Ama şimdi az para veriyorlar. Sordum en az alan ne alıyor; 8 bin 9 bin. En yüksek alan ne alıyordu, 25 bin civarında. Buna rağmen, özel sektör çok daha büyük paralar verdiği için oralara kaçıp gidiyorlarmış. Bakın açık konuşuyorum, açık konuşmayı severim. Varsın gidiyorlarsa gitsinler. Bizler de üniversiteleri yeni bitiren doktorlarımızı buralarda istihdam ederiz, bunlarla yola devam ederiz. Daha da ileri gidiyorum, gerekirse yurtdışından ülkemize dönmek isteyenleri süratle buraya davet eder ve onları da ülkemizde istihdam ederiz.
Ne dedim yukarıda?
Tayyip Erdoğan şayet durup dururken bu kelâmı etmişse, yani gece
gündüz demeden canla başla çalışan bu ülkenin kadirşinas doktorları
için “Gidiyorlarsa gitsinler” demişse… bir dakikacık dahi kalmasın,
kendi gitsin demiştim. Erdoğan’ın bağlamından koparılmayan bu
sözlerinden sonra şimdi ben size ne diyeyim Erdoğan’a “Biz
buradayız gitmiyoruz, sen gideceksin” diye çemkiren tıpçı
kardeşler!
Ne diyem ben size?
Dün sosyal medyada bir videoyla
karşılaştım.
Yaşını başını almış iki eski doktor, polise
direniyordu.
Biri bas bas bağırıyor:
- Utan utan utan Erdoğan utan…
Niye hocam, Erdoğan niye utansın?
Devam…
- Utan utan utan Erdoğan utan…
Tam o sırada Erdoğan belirdi ekranlarda.
Sağlıkçıları kızdıracak ne söyledi de, bu amca sabahtan beri “utan”
diye düşünürken Erdoğan konuşmaya başladı:
- Sağlık çalışanlarına şiddet CMK’da
katalog suçlarına dahil edilecek.
- Mesleki Sorumluluk Kurulu oluşturulacak. Sağlık çalışanlarına
ancak bu kurulun onayıyla soruşturma açılabilecek.
- Mali şartlar iyileştirilecek. Dener sermayeden alınan ek
ödemelerde artış yapılacak. Aylıkların tek bordro ile ödenmesi
temin edilecek.
- Ücretlerde yapılan iyileştirmeler, emeklilik dönemine de
yansıyacak.
- Aile hekimlerinin temel ücretlerinde de yeni düzenleme
yapılacak.
Pes vallahi…
Sen ekrana çıkıp sağlık çalışanlarına bu kadar kötülük (!)
yapacaksın, sonra da onlardan anlayış bekleyeceksin. Şimdi az önce
“Utan utan utan Erdoğan utan” diyen amca haksız mı?
Sevgili dostlar…
Güzel insanlar…
Mesele gitmek, ya da kalmak değil…
Erdoğan ne yaparsa yapsın, isterse ağzıyla kuş tutsun, yine de
onlar bir bahane ile istedikleri gibi çığlık atacaklar, “utan”
diyecekler, “git” diyecekler, Ta ki Erdoğan gidene kadar. Geçmişte
Özal’a “git” diyorlardı, daha daha geçmişte Menderes’e
dediler… Bu kinin, bu nefretin, bu öfkenin sonu yok, hiç olmadı
olmayacak da…
Bakın dün Bandırma devlet hastanesinde, doktor olmayı seçen ama
insan hayatını hiçe sayan, ameliyata muhtaç hastaları geri çeviren,
“Anestezinin, acilin, ameliyatın… grevi olmaz” diyen başhekimin
uyarılarını tınmayan, doktor kılıklı bir kadının vurdumduymazlığını
dinlerken inanın kanım dondu. Hadi başhekim taraf, acilin
kapısında, ameliyat masasında bekleyen hastanın tedavisi için adeta
yalvaran hemşire de mi taraf?
Hemşire yalvar yakar, kapıdaki hastanın yaşamı için mücadele
ediyor, doktor kılıklı kadın, “Şikayet varsa tutanak tutun” diyor…
Bu kadın gerçekten doktor olsa, kinine nefretine yenik düşmez,
yerinden fırlar ameliyat masasındaki insanın yaşamı için mücadele
eder ve oturduğu sandalyeye öylece yapışmazdı.
Tam ibretlik bir görüntü…
Videoyu yazının altına iliştirdim, buyurun izleyin…
Arkadaş G(ö)rev yapıyor!