Üstteğmen'in aşk intiharı!
Abone olÜsteğmen Nazlıgül Daştanoğlu'nun intiharı Genelkurmay Başkanlığı'nı da harekete geçirdi.
Türk Silahlı Kuvvetleri'nde son 10 yılda yaşanan intihar
girişimlerinin nedenleri tartışılırken, 7 Kasım tarihinde Üsteğmen
Nazlıgül Daştanoğlu'nun intiharı Genelkurmay Başkanlığı'nı da
harekete geçirdi ve konuyla ilgili soruşturma başlatıldı.
Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği (TEMAD)'ın Genel Başkanı Ahmet Keser, Üsteğmen Daştanoğlu'nun bir astsubaya aşık olması yüzünden üstlerinden baskı gördüğünü, bu durumun intiharı tetiklediğini ileri sürdü. Kayseri'de 12. Hava Ana Ulaştırma Üs Komutanlığı'nda görev yaparken ordudan ihraç edilen 29 yaşındaki bir çocuk annesi Üsteğmen Nazlıgül Daştanoğlu, 7 Kasım tarihinde beylik tabancasıyla intihar etmişti.
Bu intiharın kamuoyuna yansımasının ardından son 10 yılda yaşanan intihar olaylarının şehit sayısından fazla olduğu gerçeği ortaya çıktı. Bunun üzerine Genelkurmay Başkanlığı yaptığı açıklamada teröristle mücadeledeki şehit sayısı ile intihar eden personel arasında yapılan mukayeselerin son derece üzücü olduğunu vurgulamıştı. Bu kapsamda TSK'daki intihar olaylarını değerlendiren TEMAD Başkanı Ahmet Keser, Genelkurmay'ın ABD ile Türk ordusunu kıyaslamasının yanlış olduğunu söyledi. Keser, "Son bir haftada iki tane astsubay intihar etti. Bunlar profesyonel astsubaylar. TSK'nın son 10 yılda verdiği şehit oranının üzerinde intihar var. Son 10 yılda 938 tane intihar var. Oysa şehit sayımız 818. Genelkurmay açıklamasında böyle bir yakıştırmanın üzücü olduğunu vurguluyor ve 'ABD'de bu oran daha yüksek diyor'. Zaten ABD'de ve İskandinav ülkelerinde sivil yurttaşların intihar oranı da Türkiye ortalaması üzerinde. Amerikan ordusuyla bizi kıyaslamak bir defa yanlış. Kaldı ki intihar biz de inanç bağlamında da farklı değerlendiriliyor. Burada intihar eden kişilerin rütbelerini kategorize etmek lazım."
'NAZLIGÜL ÜSTEĞMEN'İN ORDUDAN ATILMASI İNTİHARI TETİKLEDİ'
Üsteğmen Nazlıgül Daştanoğlu'nu intihara götüren sürecin iyi
analiz edilmesi gerektiğini söyleyen Ahmet Keser, Daştanoğlu'nun
bir astsubaya aşık olması yüzünden üstlerinden baskı gördüğünü dile
getirdi. Keser, "Üsteğmen Nazlıgül, bir astsubaya aşık
oluyor. Astsubay'da ona aşık oluyor. Nazlıgül'ün sevdiği adam düşük
rütbeli bir asker. Kast sistemindeki ayrı zümreleri temsil
ediyorlar. Bunlar normal şartlarda bir araya gelmez ama aşk bir
araya getirmiş. Korkunç şekilde baskı var. Neden? Çünkü astsubay,
eşini subayların bulunduğu bölüme nasıl götürecek? Nasıl
kabullendirecek? Ciddi bir çevre baskısı oluşuyor. Aile içi
huzursuzluk oluyor ve ayrılıyorlar. Fakat aşk hala devam ettiği
için her türlü tepkiye rağmen tekrar birleşiyorlar. Çevresel
baskılar daha fazla artıyor. Nazlıgül'ü TSK'dan atmaya kadar
gidiyor. En sonunda atıyorlar. Zaten 'Sen bu ilişkiyi devam
ettirirsen atılacaksın' mesajı, sözlü de yazılı da verilmiştir.
Çağırılıp uyarılmıştır. Bir sürpriz olarak atılmıyor, atılacağını
zaten biliyor. Atılma gerekçesi de bunun dışındaki her şey
gösteriliyor. Atılan kişi şu an yaşamıyor yargıya da gidemeyecek.
Atılması intiharı tetikledi. Bu kast sistemini TSK'nın ortadan
kaldırması lazım. Nazlıgül Üsteğmen'in sorunu değil, bu ordunun
sorunu." ifadelerini kullandı.
'ORDUYA OLAN BAĞ YÜREKTEN MİDEYE İNDİ'
Orduya yürekten bağlı olan insanların bugün orduyla bağının yürekten mideye indirdiğini söyleyen Ahmet Keser, orduda aidiyet duygusu olmadığı için intiharların çok olduğunu belirtti. Ahmet Keser şu ifadeleri kullandı: "Aidiyet duygusu yoksa intihar çoktur. İnsan kendisini oraya ait hissetmiyorsa intihar vakası olur ve olacaktır da. Biz bu orduya yürekten bağlı olarak girdik. On binlerce insanın içinden seçilerek girdik. Bu orduya yürekten bağlı olan insanlar, bugün bu orduyla bağını yürekten mideye indirmeye başladı. Bu çok ciddi bir ekonomik sorundur. Sizin ordunuz ile bağınız yürekten mideye inmiş ise bu ülke de ciddi bir güvenlik sorunu var demektir. Çünkü mideye indiği vakit değerler kalmaz."