Unutulmaz referandum polemikleri
Abone olSoy-boy tartışmasından genel affa, rahibeli afişten konsomatris atışmasına... Türkiye referandum sürecini, bu unutulmaz polemiklerle geçirdi.
Nergis DEMİRKAYA
İNTERNETHABER
ANKARA- Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’in 22
Mart 2010’da açıkladığı 26 maddelik Anayasa değişikliği maratonunda
sona gelindi.
Sabahlara kadar süren kavgalı Meclis oturumları, merakla
beklenen Anayasa Mahkemesi kararı, haftalardır her gün biraz daha
tansiyonun yükseldiği referandum kampanyası sonrasında 12
Eylül’e sayılı günler kaldı.
Yaklaşık 5.5 ay süren bu değişiklik sürecinde liderler kozlarını
meydanlarda paylaştı. Evet-hayır-boykot üçgeninde
tansiyon her gün bir önceki günden daha yüksek oldu.
Havuzlu villadan genel af önerisine, türbandan
"hükümet-Öcalan görüştü" iddialarına, boy-soy tartışmasından
konsomatris benzetmelerine yapılmayan polemik kalmadı. Alçak,
şerefsiz sözleri havalarda uçuştu.
Aylardır süren polemiklerin ardından söz sırası artık vatandaşta.
Pazar günü sandık başına gidecek olan vatandaşlar son noktayı
koyacak.
İnternethaber olarak bu süreçte yaşanan
polemikleri okuyucularımız için derledik. İşte bir referandum
sürecinde yaşananlar:
ARINÇ’LA BAŞLAYAN BOY POLEMİĞİ
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, katıldığı bir televizyon
programında CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun içi boş sloganlar
ürettiğini ifade ederek, "Sadece 'hesap soracağız' diyor,
'bu adam mı' diyor, 'kıvırtıyor' diyor. Ya, şu kadar boyuyla bir
şeyler söylüyor” dedi. Kılıçdaroğlu, “Sayın
Arınç'ı Penguen ve Leman dergilerine havale ediyorum. Onu en iyi
onlar anlar” diye yanıt verdi. Polemik beklendiği gibi
karikatür dergilerinde kapak konusu oldu.
Kılıçdaroğu daha sonra yaptığı bir açıklamada Arınç’ın sözleri
için, ''İşi boyla çözmek, bunu dile getirmek, boyu uzun olanın
aklının kısa olduğunu gösterir. Bunu Sayın Bülent Arınç'ın
değerlendirmesi gerekir. Boyunun benden uzun olması, aklının benden
uzun olmasını da gerektirmez. Demek ki, aklı daha kısa'' dedi.
ÖNEMLİ OLAN BOY DEĞİL SOY SOY
Meydanlara inen tartışmaya Başbakan Erdoğan da katıldı. “Onlar
Anayasa değişikliğinden hiç bahsetmiyorlar, tutturmuşlar
'Başbakanın boyu ne kadar?'. Yahu bu sorulur mu Başbakana?
Ama çok merak ettin, söyleyeyim; 1,85. Tepe tepe kullan. Peki benim
boyuma yetişemezsen halin ne olacak?” diye sordu. Ancak
asıl tartışma Erdoğan’ın, “Ben buradan muhaliflere
sesleniyorum; önemli olan boy değil, önemli olan soy,
soy...” sözleri oldu.
Bu sözlere Kılıçdaroğlu’nun yanıtı gecikmedi:
'Ne annemden ne babamdan ne de soyumdan hiç utanmadım,
gurur duydum. Recep Bey, eline bir cetvel pergel al. Gel benim
kafatasımı da ölç'
GÖKÇEK’TEN HAVUZLU VİLLA İDDİASI
Referandum polemiklerine Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı
Melih Gökçek de havuzlu villa iddiası ile katıldı. Gökçek,
"Sayın Kılıçdaroğlu havuzlu villan var mı, yok mu?
açıklamazsan ben açıklayacağım" dedi. Gökçek’i ciddiye
almayan Kılıçdaroğlu, "Orada kooperatif üyeliğim söz konusu. Öyle
havuzlu villa söz konusu değil. Sürekli oturduğumuz bir yer değil
ve zaten inşaat halinde. Keşke mümkün olsa herkes havuzlu
villasında oturabilse. Sorguladığımız olay şu, siz siyasete yoksul
olarak başlayıp ve bunu kullanıp daha sonra çok lüks bir yaşam
sürdürmeniz." yanıtı verdi. Miting konuşmalarında da
Erdoğan’ın havuzlu villasıyla ilgili altın musluklardan yüz yıkama,
özel havuz gibi iddialarını sürdürdü. Erdoğan ise bu
tartışmaya girmedi.
YOLA BEYAZ GÖMLEĞİMİZİ GİYDİK DE ÇIKTIK
Başbakan Erdoğan eski Başbakanlardan Menderes’in
memleketi Manisa’da düzenlediği mitingde, "Merhum
Menderes'i ölümle tehdit eden, darağacına gönderen zihniyet, 'seni
Yüce Divan'a göndeririz' diyor. Sevsinler sizin gibi demokratları.
Biz bu yola beyaz gömleğimizi giyip de çıktık. Hak dedik, hakikat
dedik, özgürlükler deyip yola çıktık. Bir canımız var. Allah'tan
başka kimse alamaz" dedi.
Başbakan’ın bu sözlerine yanıt CHP lideri Kılıçdaroğlu’ndan
geldi:
''Sayın Başbakan kimse sana kefen giydiremez. Sana birisi
kefen giydirirse gel kardeşini bul. Önce mücadeleyi ben vereceğim.
Kul hakkı yediysen hesabını soracağım.''
SEN AÇILDIKÇA ANALAR AĞLIYOR
Referandum sürecinde AK Parti ile MHP arasındaki ilk kriz Aydın
il binasına asılan pankart oldu. Başbakan Erdoğan ve ABD
Başkanı Barack Obama'nın el sıkışırkenki bir fotoğrafları ile şehit
oğlunun tabutuna sarılan bir şehit annesinin resminin bulunduğu
pankartta ''Sen Açıldıkça Analarımız Ağlıyor'' yazıyordu. Pankart
vali tarafından indirilince MHP valiyi hükümetin uşağı ilan
etti. Tepki olarak da ilk mitingini Aydın’da yaptı.
ÖCALAN’LA HÜKÜMET GÖRÜŞTÜ İDDİASI
MHP hükümetle Öcalan’ın 4 kez görüştüğünü iddia etti.
Erdoğan "Bizim dört kez bunlarla (terör örgütü) bir araya
oturduğumuzu söyleme şerefsizliğini yapanlar bu alçakça iftirada
bulunanlar, bunun hesabını her yerde vereceklerdir” diye
çıkıştı. Erdoğan MHP’nin bu iddiayı ispatlamasını isterken MHP’nin
yanıtı da ağır oldu. Bahçeli, “Sen hangi işbirliğini,
kiminle nasıl yaptığını açıklamak yerine gerçeklerin üstünü örtmek
için MHP'ye niçin saldırıyorsun? MHP, İmralı'daki cani başıyla sade
kahve içip beraber konuştun mu diyor sana? Yaptığın temasları,
anlaşmaları, diyalogları, açılım gerçeğini bu millete aç, millet
bütün gerçeği bilsin diyor. Hala meydanlara çıkıp MHP'ye
saldırıyor. MHP, kirli ağızlardan çıkan şerefsizlikle
şerefsizlenmez. MHP, günü geldiğinde her şeyi gizleyen
şerefsizlerden hesap soracak." Dedi.
Erdoğan’ın bu konudaki son yanıtı ise bir televizyon programında
verdi. Erdoğan, “Başbakan Erdoğan, “İmralı’ya yerleştirdikten sonra
siz kimlerle görüşmeleri yaptırıyorsanız, ben de aynı insanlarla
görüşme yaptırıyorum” dedi.
MECLİS'TE BİR GIDIM SU YOK POLEMİĞİ, RAHİBE AFİŞİ
KRİZİ, CHP'DE EVET İHRAÇLARI, GÜLEN'DEN REFERANDUM
DESTEĞİ, TARAF-BİTARAF ATIŞMASI, KONSOMATRİS KAVGASI
DİĞER SAYFADA...
SİZE MECLİS'TE BİR GIDIM SU YOK
CHP lideri Kılıçdaroğlu ''Hayır' deyin barışın, kardeşliğin
alın terinin, emeğin kutsallığı öne çıksın. 'Hayır' deyin,
toplumsal mutabakatla, kardeşçe, doğudan batıya, güneyden kuzeye
herkese özgürce genel affın yolu açılsın'' dedi. Daha
sonra bu sözlerini "Toplumsal barışın bir parçası olacaksa genel
affa 'evet' deriz" diye düzeltti. Başbakan CHP liderini
İstanbul'da başka, Tunceli'de başka konuşulmaz. Bir siyasi
lider Ankara'da başka Van'da başka konuşmaz. Bir defa bu ülkede siz
bir genel af ilan etme hakkına sahip değilsiniz. Bu yetkiyi size
kim veriyor? Buna ne sayınız müsaade eder, ne de yapınız... AK
Parti sana orada bir gıdım su içirmez, su. Neyi
çıkarıyorsun sen" diye çıkıştı.
O TANKIN ÖNÜNDE KİM DURACAK
CHP lideri Kılıçdaroğlu bir radyo programında,
'Darbe olsa tankın önünde ilk önce ben dururum'
dedi. Bu sözlere Başbakan Erdoğan, "28 Şubat'ta neredeydin,
27 Nisan'da neredeydin? Siz olsa olsa ancak bunlara selam
durursunuz selam" yanıtı gönderdi.
BU DEĞİRMENİN SUYU NEREDEN GELİYOR?
CHP lideri "Referandum için değirmenin suyu nereden geliyor?" diye
sordu. Kılıçdaroğlu’na yanıt AK Parti’li Hüseyin Çelik’ten
geldi:
“CHP'nin değirmenine nereden su geliyorsa bize de oradan
geliyor"
RAHİBE AFİŞİ KRİZİ
CHP adına Avcılar Belediyesi’nce İstanbul ve
Diyarbakır’da asılan, “Müslüman kadınların rahibe gibi
giyinmesi için evet” afişleri krize neden oldu. Başbakan
Erdoğan, "Benim örtülü giyinen vatandaşımın kıyafetini
rahibe kıyafetine benzetecek kadar bunlar saptılar
sapıttılar. Şimdi ne diyor? Gene kıvırmaya
başladı. Diyor ki 'bu bize ait değil' Hükümet bunu bulsun
çıkarsın'. Bu benim değil senin görevin amblemin var"
dedi. CHP önce afişlerin kendilerine ait olmadığını öne sürdü.
Ancak İçişleri Bakanı CHP’li Avcılar Belediyesi’nce yapıldığını
tespit etti. Bunun üzerine belediye başkanı hakkında soruşturma
başlatıldı. Kılıçdaroğlu, "Eğer bir üyemiz o pankartı
asmışsa ve bundan üzülenler varsa onlardan özür diliyoruz"
dedi.
YARGIDA DERNEK OLUR MU?
Başbakan Erdoğan bir miting konuşmasında ''Böyle şey olur
mu? Yargının içinde dernek kurulur mu? ''Bunu da bizim ilk fırsatta
halletmemiz lazım. Bir defa kesinlikle yargıda bu tür dernekler
olamaz, olmamalı'' dedi. Erdoğan’ın bu sözlerine yargı
çevreleri ve muhalefet partileri sert tepki gösterdi.
CHP’DE EVET İHRAÇLARI
Başbakan Erdoğan’ın mitingine evet şapkasıyla katılan
CHP’li Bingöl Yedisu Belediye Başkanı Mehmet Şerif Memioğlu
ihraç istemiyle disipline sevk edildi. Hemen ardından da
bir gazeteye darbe anayasasının izlerinin silinmesi için evet oyu
vereceğini açıklayan Ankara Milletvekili Eşref Erdem ihraç
istemiyle Disiplin Kurulu'na sevk edildi.
GÜLEN'DEN REFERANDUM MESAJI
Referandum sürecinde cemaatlerin de oyları tartışma konusu oldu.
ABD’de yaşayan Fethullah Gülen, “Mümkünse ölüler bile
mezarlarından kalkıp evet oyu kullanmalı” diyerek iktidar
partisinin evet çağrısına tam destek verdi.
TÜRBAN POLEMİĞİ
CHP lideri Kılıçdaroğlu, CHP iktidarında türban sorununun
çözüleceğini söyledi. Erdoğan bunun üzerine bir davet yaptı:
''Türban konusunda CHP eğer samimiyse 13 Eylül’de gelsin,
çözelim''. Erdoğan’ın bu davetine CHP yanıt vermedi.
BİTARAF OLAN BERTARAF OLUR
Referandum sürecinin en kritik tartışmalarından biri Başbakan
Erdoğan’ın bir televizyon programında TÜİSAD’ı eleştirmesi
nedeniyle yaşandı. Erdoğan, "TÜSİAD kendisini çek etsin ve
bu anayasayı beğenmiyorsa çıksın açıkça hayır desin, gerekçelerini
de söylesin. Diyemiyorsa da çıksın açıkça 'ben bu
değişikliği destekliyorum' desin. Bitaraf olan bertaraf olur
çünkü" dedi. Yönetim kurulunun referandum ya da seçim
öncesi oy tercihi açıklamayacağını söyleyen kuruluştan şu açıklama
geldi:
''TÜSİAD bitaraf değildir; TÜSİAD eksiksiz bir demokrasiden
ve bireylerin hür iradeleri üzerindeki her türlü baskı ve vesayetin
kaldırılmasından yanadır"
KONSOMATRİS ATIŞMASI
Referandum sadece siyasi partiler değil sendikalar ve STK’ları da
ikiye böldü. Hak-İş Başkanı Salim Uslu, referandumda oy
tercihlerini açıklamadıkları için TÜSİAD ve TOBB için
“Sivil toplum konsomatrisleri” dedi. Yazılı
açıklama yapan Boyner, “Yakışıksız ve düzeysiz ifade. Bu
linç mantığıdır” dedi. Vatandaşın özgür iradeyle oy
vereceğini vurgulayan Boyner, “Kerameti kendinden menkul
bazı makamsahiplerinin tamamıyla konjonktürel güçlere bağlı olarak
sergiledikleri ilkesiz yaklaşım İnanıyoruz ki çağdaş
demokrasilerde, Salim Uslu Beyefendi ile konsomatrisin oyu birdir
ve eşittir.”