Unutamıyorum…

Nesrin YILMAZ nesriny@internethaber.com

Zaten unutmak da istemiyorum…

 

Belki de yaşadığımız her kötü şey hemen unutulduğu için devamlı acı çektiğimiz geliyor aklıma…

 

Bu yüzden sürekli yandığı yüreklerimizin…

 

Bu yüzden unutmuyorum bile bile…

 

Başka bir acıyla sarsılmayalım diye…

 

Zaten kalbim de izin vermiyor…

 

Hiçbir hücrem unutmak istemiyor…

 

Cayır cayır yanan 15 ocak…

 

Artık 17…

 

Gözümün önünde, sisler içinde 17 tabut…

 

Uğultulu sesler geliyor içlerinden…

 

“Unutmayın bizi” diye…

 

Bir ara, “Deniz Feneri davasını unutuyoruz” diyorum kendi kendime…

 

“Boş ver” diyorum sonra “Sırası mı şimdi” diye kızıyorum içime…

 

Zaten Almanlar sahip çıktı yine…

 

Ya Dengir Fırat"a yöneltilen suçlamalar, dosyalar, belgeler, “Ne oldu acaba” diye düşünüyorum bir vakit…

 

Bir açıklama var mıdır kendilerinden, yoksa sümen altı mı edildi en marifetlisinden…

 

Ya diğerleri? Diğer belediyeler? Ne oldu acaba?

 

Yine kızıyorum kendime…

 

“Unutma” diyorum…

 

“Hudut namustur” diye, göğsünü düşmana siper edenleri, hudutta can verenleri düşün!

 

Bak, iki cümlelik açıklamadan sonra ortadan kayboldu bütün “büyükler(!)”

 

“Sen kaybolma” diyorum içime…

 

Kalbime…

 

“Sen unutma…”

 

Hep saygı duruşuna geçmek geliyor içimden, onlar sıra sıra gözümün önünden geçerken…

 

“Hiç unutmazsan, hep saygı duruşundasın demektir zaten” diye teselli buluyor içim…

 

Keşke diyorum, işe yaramayanlara, onca şehit verdiğimiz gün düğünde tepinenlere, görüntülendiğini anlayınca gazetecileri tehdit eden takiyecilere maaşlarını ödeyeceğimize vergilerimizle, onlara verseydik ceplerimizdeki bütün paralarımızı da, imkânsızlık yüzünden o karakolda bulundukları açıklaması yapılmasaydı…

 

Keşke bu kadar utandırmasalardı bizleri…

 

Ne bileyim…

 

“Keşkeler” geçiyor içimden…

 

Çıkmıyor hiç aklımdan hep genç kalacak olanlar…

 

Unutmuyorum…

 

Unutamıyorum…

 

Unutmak da istemiyorum zaten…

 

Matem tutuyorum en derinden…