Beren Saat, annesinin ısrarı ve o dönemde birlikte olduğu fakat daha sonra bir trafik kazasında kaybettiği erkek arkadaşının desteğiyle 'Türkiye'nin Yıldızları' yarışmasına katıldı. Yarışmayı birinci değil, ikinci olarak tamamladı. Ama 'Aşka Sürgün', 'Hatırla Sevgili' , 'Aşkı Memnu' gibi çok izlenen dizilerde oynadı. 'Güz Sancısı' filmindeki performansıyla da beğeni kazandı. Son dönemde gösterdiği performansla çok konuşulan ünlü oyuncunun bir dönem 30 TL'den dizilerde figüran olarak çalıştığını biliyor musunuz? Bir dönem ekranın en çok izlenen dizilerinden 'Adını Feriha Koydum' ile yıldızı parlayan Çağatay Ulusoy'un çok değil birkaç yıl öncesine kadar dizilerde figüranlık yapıyordu. Best Model of Turkey seçildikten sonra kaderi değişen Ulusoy, Bakırköy'de bir ajansa kayıtlıydı. Hatta bağlı olduğu şirket onu son olarak 'Adanalı' dizisinde figüranlık yapması için görevlendirmişti. Ancak Ulusoy'un şansı döndü. Son olarak SHOW TV'nin reyting rekortmeni dizisi İçerde'de boy gösterdi ve büyük beğeni topladı. SHOW TV'nin fenomen dizisi Çukur'da Vartolu karakterine hayat veren Erkan Kolçak Köstendil son dönemin en çok konuşulan oyuncuların başında geliyor. Ünlü oyuncu, bir dönem kalecilik yapmış. Köstendil oyunculuk serüvenini şöyle anlatıyor: Bursaspor’da kaleciydim. ÖSS’den yüksek puan alamazdım çünkü rakamlarla aram iyi değildi. Spor Akademisi’ne girmek isterdim ama kaleci olduğum için çok hızlı koşamıyordum. Geriye konservatuvar kaldı. Lisedeki hocam Zuhal Köseoğlu beni konservatuvara yönlendirdi. İstanbul’a telefon açıp “Bir çocuk göndersem bakar mısınız?” dedi. Telefonun ucundaki kişi “Biz Bursa’dayız” diye yanıt verdi. 10 dakika sonra Erkan Can ile Ali Sürmeli okula geldi. Erkan Can bana “Shakespeare’i biliyor musun?” diye sordu. O dönem ‘Romeo+ Juliet’ adında bir film vardı. “Biliyorum, Leonardo DiCaprio” dedim. Erkan Can “Hay ..., çok işimiz var” dedi. (Kahkahalar) Ardından İstanbul’a gelip konservatuvara girdim. Oradan sonra ilk uzun soluklu işim ‘Sakarya Fırat’ta oyunculuğa başladım. Bu fotoğrafta tabut taşıyan ünlü aktörü ilk bakışta tanıyabildiniz mi? 2005 yılında Yılmaz Erdoğan'ın 'Organize İşler' filminde figüran olarak yer almıştı. O isim Murat Yıldırım'dan başkası değil... Aslında kariyerine TV ekranında başladı Yıldırım. 1999 yılında 'Ayrılsak da Beraberiz' adlı dizide oynadı. Sonra Patron Kim, Ölümsüz Aşk, Hayat Bilgisi geldi. En çok dikkat çektiği dizi ise 'Bütün Çocuklarım' oldu. Sonra 'Büyük Yalan' ve onu kariyerini zirvesine taşıyan 'Fırtına' dizilerinde boy gösterdi. 2004 ile 2006 arasında Organize İşler filminde de göründü Yıldırım. Sonra 'Asi' dizisiyle şöhretini pekiştirdi. 'Suskunlar'daki Ecevit karakteriyle seyircinin hafızasında yer etti. Yıldırım şu sıralar bir yarışma programı sunuyor. Burak Özçivit bugün ekranın en gözde genç kuşak oyuncularından biri. Ama eğer yıllar önce fotoğrafları çöpten çıkmasaydı belki de bugün kimse onu tanımayacaktı. Nasıl mı?... Özçivit'in babası, oğlundan habersiz olarak fotoğraflarını Best Model yarışmasına gönderdi. Ancak bu fotoğraflar seçici kurul tarafından çöpe atıldı. Organizatörler son anda kendilerinden habersiz çöpe atılan bu 8 fotoğrafı fark ettiler. Böylece Özçivit yeniden yarışmacılar arasına katıldı. Özçivit, 2004 yılındaki bu yarışmada gelecek vaad eden model seçildi. 2005'te ise birinci oldu. Yani kısacası çöpten çıkan fotoğraflar Özçivit'in yaşamını değiştirdi. Milyonlarca seyirci onu 'Fatmagül'ün Suçu Ne?' adlı dizide ilk gördüğünde rolüne o kadar yakıştırdı ki, sanki yılların deneyimli oyuncusu gibi görünüyordu Esra Dermancıoğlu. Oysa gerçek hiç öyle değildi. Çocukluğundan beri hep oyuncu olmak isteyen Esra Dermancıoğlu, bu hayalini gerçekleştirmek için uzun bir süre beklemek zorunda kalmış. Ama bir gün bir grup arkadaşıyla gittiği bir doğum günü partisi onun için dönüm noktası olmuş. O toplantıda herkes birbirine aslında hayatını nasıl şekillendirmek istediğini sormuş. Dermancıoğlu da hiç düşünmeden "Hep oyuncu olmak isterdim" diyerek katılmış bu oyuna. O doğum gününde bulunan 'Avrupa Yakası'nın senaristi ve oyuncusu Gülse Birsel'den gelmiş ilk teklif. Tek bölümlük bu rol, Esra Dermancıoğlu için oyunculuk serüveninin başlangıcı olmuş. 'Yaprak Dökümü'nde Necla karakterini canlandırarak ünlenen Fahriye Evcen de yaşadığı Almanya'dan tatil için Türkiye'ye gelip oyuncu oldu. Tatil için geldiği Türkiye'de Oya Aydoğan'ın programına seyirci olarak katıldı Evcen. Daha sonra Aydoğan, onu yapımcı İbrahim Mertoğlu ile tanıştırdı. Telefon numarası alışverişinden sonra Evcen Almanya'ya döndü. Ama sonra telefonu bir türlü susmak bilmedi. 'Asla Unutma' ve 'Hasret' dizilerinde rol aldı. Ama asıl büyük çıkışını 'Yaprak Dökümü' ile yaptı. Evcen, şimdi hem sinema filmlerinde hem reklam filmlerinde rol alıyor. Burak Özçivit ile mutlu bir evliliklerini sürdürüyor. 'Öyle Bir Geçer Zaman ki' dizisiyle tanınan Farah Zeynep Abdullah da şans eseri oyuncu olanlardan... Abdullah, babasının işi gereği İngiltere'de yaşadığı sırada, oyunculuğa meraklı olsa da bunu meslek olarak benimsemek gibi bir amacı olmamış. Okul yıllarında tiyatro ile ilgilenen Abdullah, bir Paskalya tatilinde İstanbul'a gelmiş. O sırada dizi için oyuncu seçmeleri yapıldığını duymuş. Şansını denemeye karar vermiş. 'Öyle Bir Geçer Zaman ki' dizisinde canlandırdığı Aylin karakteri ise onun hayatında bir dönüm noktası oldu. 'Küçük Kadınlar' adlı diziyle oyunculuk hayatına başlayan Hande Soral, Komedi Dükkanı'nı izlemeye gittiğinde hayatı değişti. Soral, Tolga Çevik ile konuk oyuncu olarak sahneye çıktı. Sahnede 5 dakika kalması gerekirken tam 45 dakika kaldı. Çıkarken de Komedi Dükkanı'nın yapımcısı Fırat Bey; Soral'ı yanına çağırıp oyunculuk yapmak isteyip istemediğini sordu. Böylece Soral'ın ekran serüveni de başlamış oldu. Hazal Kaya, şöhretini elektriklerin kesilmesine ve ısrarlı tutumuna borçlu. Genç yaşına ve sektördeki kısa tecrübesine rağmen ses getiren dizilerde rol alan Kaya'nın şöhret olma öyküsü çok ilginç. "Kariyerimi doğru zamanda doğru yerde olmaya ve şansıma bağlıyorum" diyen Kaya, kendisini milyonlarca izleyiciye tanıtan 'Genco' dizisinin görüşmesine gittiğinde başına ilginç bir olay geldi. Dizi görüşmesi için ajansa gittiğinde birden elektrikler kesildi... Ajans görvelisi Kaya'ya "Elektrik belki beş dakika sonra belki beş saat sonra gelir. İsterseniz siz başka bir gün gelin" dedi. Ama Kaya bekleme kararı aldı. Kısa süre sonra elektrikler geldi. Kaya, yetkililerle görüştü ve 'Genco' dizisindeki rolü aldı. Kaya, daha sonra bir röportajında o günü "Belki başka bir gün gitseydim 'Genco'ya başlamayacaktım" diye anlatmıştı. Birçok sinemasever Nurgül Yeşilçay'ı 'Her Şey Çok Güzel Olacak' adlı filmdeki kısacık rolüyle izledi. Filmde bir hastanenin danışma görevlisi rolünü üstlenen Yeşilçay'ın sadece bir iki cümlelik repliği vardı. Ama ona bu filmde oynamanın kapılarını açan 'İkinci Bahar' dizisindeki Gülsüm karakteri oldu. Daha sonra 'Şellale' ile sinemaya adım attı. Bu serüven Yeşilçay'ı dünyanın en saygın sinema etkinliklerinden Cannes Film Festivali'nin kırmızı halısına kadar taşıdı. Yeşilçay, kariyerini başarılı bir şekilde sürdürüyor. Kavak Yelleri dizisiyle yıldızı parlayan Pelin Karahan oyunculuğa nasıl başladığını şöyle anlattı: "Yakınlarım “Pelin yüzün çok güzel. Bir reklam ajansa yazıl en azından reklam filminde oynarsın” diyordu. Ama ben bunu hiç istemiyordum. Fakat İstanbul’daki zor hayat şartları karşısında mecbur kalıp ajansa yazıldım. İlk reklam filmimi Çağan Irmak çekti. Onunla başlamak büyük şans. Ajanstan aradılar ve görüşmeye gitmemi söylediler. Görüşmeye gittim. “Müzikle uğraşıyor musun?”, “Okullu musun?”, “Bir müzik aleti çalabiliyor musun?”, “Spor yapıyor musun?” gibi bir sürü soru sordular. Ben her soruya “hayır” diyordum. Orada bir sürü insan vardı ve aralarında çok güzel fiziğe sahip mankenler de vardı. Onlara baktığımda hiç şansımın olmadığını düşündüm." Hem tecrübesiz hem kısa boylu olduğu için seçilemeyeceğini düşünen Karahan, bir süre sonra kendisini ciddiye aldıklarını fark etmiş. Ardından da onu şöhrete kavuşturan Kavak Yelleri'ndeki rolü geldi. Hande Yener, hayali olan şarkıcılığı gerçekleştiremeyince bir mağazada tezgahtarlığa başladı. Yener'in hayatı, çalıştığı mağazaya Hülya Avşar'ın gelmesiyle değişti. Avşar onu keşfettikten sonra Hande Yener, Sezen Aksu'yla çalışmaya başladı. Hadise, yapımcılar ve dinleyiciler tarafından ilk olarak, Belçika’nın Pop Idol yarışması sayılan (Türkiye’deki Popstar Yarışması'nın benzeri) Idool 2003'te fark edildi. Yarışmayı birincilikle bitiremese de, kendisine yapımcılar tarafından albüm çıkarmak için gelen teklifi iyi değerlendirdi.