Ünlülerin lakaplarını biliyor musunuz? Behzat Uygur: 3 lakabım var "Sepet": Saçlarım eskiden bonus gibi olduğu için "sepet" lakabını takmışlardı. "Koca kafa": Saçlarım çok ve kabarık olduğu için bana "Koca Kafa" diye hitap ediyorlardı. "Altın Çocuk": Ailem, her konuda önder, başarılı olduğum ve her konu da danışılan bir işim olduğum için "Altın Çocuk" diyorlardı. Çiğdem Tunç: "Çiço", "Çiçi", "Deli Saraylı", "Prenses" Eski Dostlar Grubu'ndaki herkes bana "Çiço" diye seslenir. Korhan Abay ise bana "Çiçi" diye hitap eder. Facebook'taki hayranlarım da benden, sanırım eski zaman prenseslerini andırdığım için, "Prenses" diye bahseder. Semiha Yankı ise bana "Deli Saraylı" diye hitap eder. Ben sahneden düz elbise giymeyi sevmem. Aksesuarlara çok düşkünümdür. Saçıma çiçek takmayı, pulları, eldivenleri çok severim. Semiha Yankı, süslü olduğum için bana "Deli Saraylı" diye seslenir. Fatih Ürek: "Fato", "Kral" Benim iki lakabım var. Birincisi Fato. Samimiyetten dolayı bana kısaca "Fato" derler. İkincisi ise eğlence hayatında yaptığım başarılardan dolayı "Kral". Erol Büyükburç: "Jezabel" Bana "Jezabel Erol" diyorlardı. İsmet Sıral orkestrasıyla o zamanlar sahne alıyordum. O tarihlerde televizyon ve klipler olmadığı için sanatçılar, okudukları şarkı ile lakap alırlardı. 1952'de "jezabel" şarkısı okuduğum için lakabım "Jezabel Erol" oldu.. Pelin Batu: "Weirdo" Weirdo, tuhaf insanlara takılan bir isim. Ben sürekli resim yapardım. Lisede gotik bir haldeydim. Hep siyah giyer, siyah oje sürer ve de siyah ruj sürerdim. O yüzden "Weirdo" lakabını takmışlardı. Hamdi Alkan: "More" Ortaokul zamanında meşhur Rumeli şarkılarını söylerdik. Ondan dolayı bana "More" lakabını takmışlardı. Seray Sever: "Kuki" Bir köpeğim vardı. Ona şekerleme manasına gelen "kuki" ismini takmıştım. Bir kız arkadaşım da bana "kuki" demeye başladı. Lakabım da "kuki" oldu. Seyfi Dursunoğlu: "Huysuz Virjin" Beylerbeyi'nde amatör olarak çalışıyorduk. O çalışmamızda yönetici bendim. Sette yapılan hiçbir şeyi beğenmezdim. Bana "Ne kadar huysuzsun" derlerdi. Birkaç kantocu vardı. Onlardan birine "Kıllıyan Hanım" bir diğerine ise "Oklavayan Hanım" ismini koymuştum. Kendim için de "Virjin" ismini istiyorum demiştim. O zaman senin de ismin "Huysuz Virjin" olsun dediler. O dönemden sonra da bu isim kalıplaşmış bir hal aldı. Pınar Aylin: "Şirine" Lisede maskot gibiydim. Bir de çok minyon tipliydim. Bu nedenle herkes bana "Şirine" diye hitap ederdi. Tanyeli: "Tamtan", "Tani" Çocukluktan beri kardeşlerim bana "Tani" diye seslenir. Arkadaşlarım ise nedense beni gördüklerinde, "Çekilin yoldan geliyor tamtan" der. Yavuz Seçkin: "Binbir Surat" Ünlülerin taklitlerini yaptığım için bana "Binbir Surat" diyorlar. Billur Kalkavan: "Bili" Ailem bana sürekli "Bili" diye sesleniyor. Bu nedenle anneme "Madem bana Bili diyecektiniz neden adımı Billur koydunuz" diye takılırım. Billur'u sadece iş için kullanıyorum. Bunun dışında herkes bana "Bili" der. Metin Özülkü: "Hocam", "Üstat" Müzikal geçmişimden ve orkestra şefliğimden dolayı bana "Hocam" ya da "Üstat" diyorlar. Tarkan: "T", "Megastar" Bir yakını, Tarkan'ın herkesin de bildiği Megastar lakabı olduğunu söyledi. Tarkan'a ayrıca yakınlarının ismini kısaltarak "T" diye seslendiklerini de sözlerine ekledi. Emel Müftüoğlu: "Kırmızı", "Kızıl Kafa", "Emoş" Saçımın renk tonundan dolayı bana "kırmızı" ya da "kızıl kafa" diye hitap ederler. Ayrıca yakınlarım aramızdaki samimiyetten ötürü bana "Emoş" diye seslenir. Müslüm Gürses: "Baba" Bir yakını, Müslüm Gürses'e, arabesk müzik yaptığı dönemlerde herkesin de bildiği "Baba" lakabının takıldığını söyledi. Gökmen Özdenak: "Ayı" Bir yakını, Galatasaray'da bir dönem forma giyen yıldız futbolcu Gökmen Özdenak'a futbolculuk döneminde "ayı" diye seslenildiğini söyledi.