Ünlü yazarların “insan” yönleri
Abone olİşte o yazarlardan bazıları ve yaşamlarından birkaç ayrıntı
İspanyol romancı ve deneme yazarı Javier Marías, birçok ülkede
büyük ilgi gören ‘’ adlı kitabında, William Faulkner, James Joyce,
Henry James, Arthur Conan Doyle, Thomas Mann, Oscar Wilde gibi ünlü
yazarların kısa yaşam öykülerini, onları birer roman kişisine
dönüştürerek anlattı.
Marias, kitabında ünlü yazarları gerçeklerden sapmadan, sadece
edebi yönleriyle değil gündelik yaşamlarına ait ayrıntılarını da ön
plana çıkararak aktarıyor. İşte o yazarlardan bazıları ve
yaşamlarından birkaç ayrıntı:
ASIK SURATLI VE KETUM FAULKNER
Marias, Faulkner’in asık suratlı, ketum ve sesizliği seven birisi
olduğunu, tüm yaşamı boyunca 5 kez tiyatroya tiyatroya gittiğini,
üç kez ‘Hamlet’i, birer kez de ‘Bir Yaz Gecesi Rüyası’ ve ‘Benhur’u
gördüğünü yazmış. Kuzey Amerikalı yazarların hiçbirisini
beğenmediği de Faulkner’le ilgili detaylar arasında yer alıyor.
AFRASI TAFRASIYLA JAMES JOYCE
Yazar, ‘Afrası Tafrasıyla James Joyce’ başlıklı bölümde Joyce için
şunları yazmış: “Joyce kendisinin bir dahi olduğuna ilişkin
büyüklenmelerinden ve afra tafrasından geçilmeyen sanatçılar
sınıfındandı. (...) Yalnızken burnu daha az havada olmasa da çok
farklı olduğu söylenir. Gün aydınlanıncaya kadar içer, daha sevimli
ve hoş sohbet olur, ancak kimseyi ilgilendirmeyen teolojik konulara
girer ya da gürültücü bir İtalyanca’yla cemaatinin önündeki bir din
görevlisi gibi Dante’den parçalar okumaya başlarmış.”
HENRY JAMES: KADINLARLA HİÇBİR İLİŞKİSİ YOK
“James sosyal davranışlarının kusursuzluğu ve hiçbir zaman gaf
yapmamasıyla tanınır. Bir diplomatla da bir baca temizleyicisiyle
de aynı kibarlıkla konuşur, gözünün gördüğü her şeye karşı müthiş
bir merak duyar. (...) Herkesin bildiği gibi kadınlarla hiçbir
ilişkisi yoktur. Bu konudaki rivayetse çeşitlidir.”
A. C. DOYLE: SHERLOCK HOLMES ÖNÜMÜ KESMESEYDİ...
Arthur Conan Doyle’un ünlü karakteri Sherlock Holmes’tan
hoşlanmadığını Doyle’un şu ifadelerine yer vererek destekliyor:
“Holmes’a hiç bulaşmamış olsaydım, başka bir deyişle
yaratabileceğim daha önemli yapıtların önünü kesmiş olmasaydı,
edebiyat alanında daha egemen bir konumum olabilirdi.”
TURGENYEV: ENAYİ YERİNE KONULMASINA İZİN VERDİ
“Turgenyev o kadar kendine güvenliydi ki, tüm yaşamı boyunca
herkesin, özellikle kendi vatandaşlarının onu enayi yerine
konmasına izin verdi, onlara borç verdi, zor durumda olanlara
tanımasa bile yardım etti.”
THOMAS MANN: DELİKANLILARA BAYILIRDI
‘Thomas Mann ve Ufak Tefek Rahatsızlıkları’ başlıklı bölümde
Mann’ın hiç gülmediği alanın kendi özel yaşamı olduğunu, krizleri,
heyecanları, huzursuzlukları dahil yaşamındaki her anın
kaydedilecek kadar önemli olduğunu düşündüğünü ve kadınların ilgi
alanına girmediğini ama delikanlılara bayıldığını öğreniyoruz.
WILDE: NE YAZACAK GÜCÜ KALMIŞTIR NE DE ARZUSU
Oscar Wilde’ın iki yıl hapis yattıktan sonraki dönemi ile ilgili
ayrıntılara yer veren yazar şunları yazmış: “Yeni bir oyun ya da
roman yazsa paraya para demeyeceği ve korkunç yoksulluğuna derman
bulacağı kesindir ama ne yazacak gücü kalmıştır, ne de arzusu.
Dediğine göre ıstırabı tatmıştır ve onu anlatamaz; ıstıraptan
nefret etmesine karşın bir kez onu tanıdıktan sonra, her zaman
esini olan haz ve sevinçten de söz edemez.”
Mariasi kitabının ‘Gelip Geçen Kadınlar’ bölümünde, sıradışı
yaşamlarıyla ilgi odağı olmuş ya da büyük yazarlara esin vermiş
kadınları anlatırken, kitabın sonunda ise, kendi kartpostal
koleksiyonundan seçtikleri eşliğinde, en sevdiği yazarların
pozlarını, havalarını, yüz ifadelerini yorumluyor.
JAVIER MARIAS DENEME KİTAPLARIYLA ÜNLÜ
Javier Marias’ın eserleri otuza yakın ülkede yayımlandı. Faulkner
ve Nabokov’un anısına kaleme aldığı deneme kitapları ona bu alanda
da ün getirdi. Halen İspanya’nın en çok yabancı dile çevirilen
yazarları arasında yer alan Marias pek çok ödülün de sahibi.
(ntvmsnbc)