Ünlü ülkücüden Evren'ın kızına cevap!
Abone ol12 Eylül'de 6 yıl hapis yatan ünlü ülkücü Yılma Durak, Kenan Evren’in kızı Şenay Evren Gürvit’e cevap verdi.
12 Eylül döneminde 6 yıl hapis yatıp işkence gören Yılma
Durak, eşi ve kızının tepkisini ‘şov’ olarak nitelendiren Evren’in
kızı Şenay Evren Gürvit’e “İnsaf ve merhamet etsinler. Tabii ki
doğaldır babasını koruyacak ama sessiz kalması lazım. Babasının
yaptıklarını sorgulaması lazım. Bizim şova ihtiyacımız mı var?”
diye seslendi. 12 Eylül darbesinin mağdurlarından “Doğu’nun
Başbuğu” olarak nitelendirilen Yılma Durak ve eşi Lamia Durak,
Kenan Evren’in ölümü sonrası İHA muhabirinin sorularını
cevapladı.
Kenan Evren’in cenazesinde eşi Lamia Durak’ın gösterdiği tepkiyi ve
kendisinin Evren’in cenazesine katılmaması hakkında Yılma Durak,
“Katılmayı tabii düşündüm. Ama başka bir program olduğu için ben o
programa katıldım. Eşim ve kızım da cenaze törenine gittiler. Biz
Kenan Evren’in cenazesinde bize tepki göstermeyi nasip etti diye
Allah’a şükrediyoruz. Cenazede eşim 'hakkımızı helal etmiyoruz'
dedi. Bu yetmez. Biz olsaydık orada daha büyük kargaşa olurdu”
dedi.
“BİZİM ŞOVA İHTİYACIMIZ MI VAR?”
Durak, eşi ve kızının Evren’in cenaze törenindeki tepkisini “şov”
olarak nitelendiren Evren’in kızı Şenay Evren Gürvit için “Evren’in
kızı buna şov diyorsa şunu sormak lazım; bize yapılanların yüzde
1’i size yapılsaydı tepkiniz ne olurdu? İnsaf ve merhamet etsinler.
Tabii ki doğaldır babasını koruyacak. Ama sessiz kalması lazım.
Babasının yaptıklarını sorgulaması lazım. Bizim şova ihtiyacımız mı
var? Biz tabii tepkimizi yaptık” ifadelerini kullandı.
“1981’DE SEÇİM OLSAYDI MHP YA İKTİDARDI YA DA
İKTİDAR ORTAĞIYDI”
Durak, 1980 darbesinin yapılma gerekçelerini şöyle anlattı:
“Yunanistan Kıbrıs meselesinden dolayı NATO’dan ayrıldı.
NATO kanadına tekrar dönmesi için Türkiye’nin oluruna ihtiyacı
vardı. Türkiye ‘Evet’ demeden Yunanistan NATO’ya dönemezdi. Hiçbir
iktidar, hiçbir hükümet de Yunanistan’ın NATO kanadına dönmesini
sağlayamazdı, iç politikada ciddi şekilde puan kaybederdi.
İhtilalin sebeplerinden birisi de budur. İhtilal oldu, 3 ay sonra
Yunanistan’ı NATO kanadına soktular. 1981’de seçim olsaydı MHP ya
iktidardı ya da iktidar ortağıydı. Ecevit o günlerde ‘Ey Adalet
Partisi faşizm iktidara geliyor. Siz seyirci kaldınız’ diyordu. 12
Eylül’ü ancak yakın menfaat ilişkileri içinde olanlar
alkışlayabilirler.”
“24 SAAT ARALIKSIZ, YÜKSEK SESLE ARABESK MÜZİK
ÇALDILAR”
80 ihtilali Türkiye’de herkesi mağdur ettiğine dikkat çeken Durak,
“Akıl almaz işkenceler yaptılar. Askeri karargahta casusların
sorgulandığı hücrelerde 38 gün aralıksız işkence gördüm. Beni
hastaneye sevk etmek zorunda kaldılar. Uzun seneler askeri
hastanede tedavi gördüm. Türkiye’yi yabancı güçler istila
etselerdi, bunun yüzde 1’ini yapmazlardı. Böyle bir düşmanlığa
muhatap olduk. İnsanın insana yapamayacağı şeyler yaptılar. 12
Eylül bir travmadır. Harbiye’de 24 saat aralıksız, yüksek sesle
arabesk müzik çaldılar. Benden istedikleri bir şey vardı; Alparslan
Türkeş’i mahkum edecek bir ifade. Bunu beceremediler. Benim
ifademden dolayı tek bir genç arkadaş zarar görmedi” dedi.
“HÜKMÜ YARGITAY ONASAYDI KENAN EVREN’İN CENAZESİNE SADECE
KIZI KATILIRDI”
12 Eylül davasına ilişkin görüşlerini de paylaşan Durak, “Ben Kenan
Evren’i dava ettim. İddianameyi de benim verdiğim ifademin üzerine
bina ettiler. O hüküm Yargıtay’a gitseydi ve tasdik edilseydi Kenan
Evren’in sembolik olarak bir gün bile olsa ben cezaevine gitmesini
arzu ediyordum. Mahkeme Evren’i suçlu kabul etti, rütbeleri geri
alındı, müebbet hapse mahkum edildi. Ama tabi Yargıtay’a gitmediği
için devlet töreni yapıldı. Yargıtay bu hükmü onamış olsaydı Kenan
Evren’in cenazesine sadece kızı katılırdı. Buna dua etsinler”
ifadelerini kullandı.
“ŞAHİNKAYA’NIN SERVETİ ARAŞTIRILSIN”
Davanın geciktirilme sebebi olarak askeri kaynakların korumacı
tavrını gösteren Durak, alınan mahkeme kararının oybirliğiyle
alındığını kaydetti. Durak, darbe dönemi komutanlarından Tahsin
Şahinkaya’nın darbeden sonra ne kadar servete sahip olduğunun
araştırılması gerektiğini söyledi. Darbe döneminde komutanların
Türkiye’deki bütün müteahhitlerden nemalandıklarını aktaran Durak,
Şahinkaya’nın İstanbul’da Hilton ve Sheraton Otellerinde
kimlerle pazarlık yaptıklarını bildiğini açıkladı. Durak, hayatta
olurlarsa öldüğü zaman Tahsin Şahinkaya’ya da tepki
göstereceklerini dile getirdi.
12 Eylül döneminde ülkücü hareketin İstanbul’da genel koordinasyonu
ile meşgul olan ve MHP il ikinci başkanlığını da yürüttüğünü
belirten Durak, “Biz Mehmet Şandır, Abdullah Kılıç, Serdar Çelebi
arkadaşlarımızla eğitim işleriyle meşguldük. Ülkücü hareket çok
büyüyordu. Sağlıksız büyümeyi önlemek için biz bütün teşkilatlarda
seminerler ve eğitimler verdik” diye konuştu.
DOĞU’NUN BAŞBUĞU SIFATININ HİKAYESİ
Durak kendisine Doğu’nun Başbuğu denilmesinin hikayesini ise şöyle
anlattı:
“Bu bizim istediğimiz bir şey değil. Erzurum’a gelen gazeteciler
arasında Ergin Örgügören vardı. Benime bir röportaj yaptı.
Erzurum’u gezdirdim, ülkücü hareketi tanıttım. O da gazetesine
“Doğu’nun da Başbuğu var” diye başlık attı. Bu tabi kabul gördü.
Biz bunu istemesek de kendiliğinden oluştu. Memnun değilim.
Türkiye’de bir tane başbuğ vardı o da Alparslan Türkeş idi. Onun
alternatifi gibi algılıyorlar. Böyle bir şeyi biz istemeyiz.”
“O CUMHURİYET ALIRDI, BEN TERCÜMAN ALIRDIM”
Hapiste ailesiyle görüşme şartlarını da anlatan Durak, haftada 2
gün görüş günlerinin olduğunu hatırlatarak, “5 dakika görüşüyorduk.
Tel örgüler ve camların arkasında telefonla görüşüyorduk. Benim
hücremde bir solcu arkadaş vardı, sonra beni yalnız bıraktılar.
Kenan Evren’in kafasında karıştır-barıştır diye bir düşünce vardı.
Böyle bir şey olabilir mi? Devrimciyle birlikte yattık, o
Cumhuriyet alırdı, ben Tercüman alırdım. Gazetelerimizi
paylaşıyorduk, sohbet ediyorduk. İki katlı ranza vardı. 1 ay o
üstte yatıyordu, bir ay altta ben yatıyordum, değiştiriyorduk.
Hücremiz on adımlık küçük bir hücreydi. Ortada volta atıyorduk. 1
saat o atıyordu, 1 saat ben atıyordum” dedi.
“BU BİR ZULÜM HAREKETİDİR, YAPANLAR DA
ZALİMDİR”
12 Eylül dönemini insan hakları çerçevesinde de değerlendiren
Durak, şunları söyledi:
“12 Eylül’ü yapanların ve 12 Eylül’ün ne demokrasiye, ne insan
haklarına, ne İslami anlayışa ne Türklük duygusuna uygun olmadığı
kanaatindeyim. Bu bir zulüm hareketidir, yapanlar da zalimdir.”
“O GENÇLİĞİN KANINA EKMEK DOĞRAMIŞ ZALİMİN
TEKİYDİ”
Yılma Durak’ın eşi Lamia Durak ise, Kenan Evren’in cenazesinde
gösterdiği tepkiyi ve neden orada olduğunu anlattı. Durak, o gün
orada olmasının 35 yıllık bir mazisinin olduğunu belirterek, “O
gençliğin kanına ekmek doğramış zalimin tekiydi. Ben de Allah’a dua
ettim; Rabbim bana Kenan Evren’den önce ölmeyi nasip etme. Hoca,
musalla taşındayken ‘Hakkınızı helal ediyor musunuz?’ diye sorduğu
zaman ben oradan bağırayım ‘Haram ediyorum’ diye. Ben bunu 35 sene
şuramda taşıdım” dedi.
“BEN BABASIYLA MUHATAPTIM”
Kenan Evren’in kızını muhatap almadığını söyleyen Durak, “Ben
babasıyla muhataptım. Ona hakkımı helal etmedim. O hanımefendi
bilsin ki Kenan Evren sadist, cani bir babaysa, annesi de düzgün
bir kadınmış öğrendik. Ben ona o kadından dolayı saygı duyuyorum,
babadan dolayı değil. Annesine rahmet okuyorum, babasına haram
olsun diyorum. Babasının üzerinden Allah’ın rahmeti eksik olsun,
toprağı bol olsun” diye konuştu.