Alaçatı, İzmir'in hatta Türkiye'nin en gözde tatil beldelerinden biri. Sürekli canlı dar sokakları, cumbalı taş evleri, otantik mekanları ve tasarım dükkanlarıyla her mevsim ilginç ve güzel. Alaçatı denildiğinde akla ilk gelen şeyler arasında, sörf, rüzgar, taş evler, değirmenler, dar sokaklar ve damla sakızlı dondurma geliyor olsa da aslında bu şirin mahalle hakkında bilinmeyen pek çok ayrıntı var. 1. Alaçatı’nın Osmanlı zamanında Alacaat Aşireti’nin yaşadığı bir yaya-müsellem yani piyade ve süvari köyü olduğu biliniyor. Bölge için Agrillia, Alatsata, Alacaat ve en son olarak da Alaçatı isimleri kullanıldı. Günümüzdeki ismini de Alacaat aşiretinden almış. 2. Alaçatı’nın tarihi 1850’li yıllara dayanıyor. verince, bataklığın kurutulması ve bugünkü Hacı Memiş bölgesindeki tarlalarda çalıştırılmak için bölgeye Sakız Adası‘ndan Rum işçiler getirtilir. Yapılan drenaj kanalları sayesinde bataklık kurutulur ve limana çevrilir.Kanal inşaatında çalışmak üzere gelen Rum işçilere limana bir kilometre içeride bir kasaba inşa etme izni verilir ve o zamanın ismiyle Agrilia, günümüzün adıyla Alaçatı kasabası doğmuş olur. 3. Alaçatı Limanından Sakız Adası ve Fransa’ya şarap ihracatı yapılıyordu. Avrupa’daki üzüm bağları bir hastalık yüzünden kullanılmaz hale gelince Avrupa’nın üzüm ve şarap ihtiyacına cevap veren bütün limanlar değerli hale gelir. Alaçatı’nın verimli topraklarında yetişen kaliteli üzüm ve şaraplar, Alaçatı Limanı’ndan dünyaya gönderilir. O dönemde bağcılık ve buna bağlı olarak şarap üretimi, aynı zamanda zeytincilik ve zeytin yağı üretimi nedeniyle Alaçatı ekonomisi gelişir. 4. Alaçatı’ya hayran bıraktıran tarihi taş evler 1850-1890 arasında inşa edildi. Rum ve Osmanlı mimarisinden izler taşıyan evlerde kullanılan ve Alaçatı dokusunu kazandıran taşlar Alaçatı’nın kendi yöresel taşı. Ağırlıklı olarak bitişik, bahçeli ve iki katlı konutlardan oluşuyor. 5. Geçmişte Alaçatı’daki baskın nüfusu Rumlar oluşturuyordu. Balkan Savaşı sırasında bölgeye çok sayıda Müslüman göçmen gelir ve bir çok Rum bölgeden ayrılır. 1919’da Rumlar Yunan işgali sırasında geri döner ama 1922’deki mübadele sonrası Türkler tekrar ağırlık kazanır. Kavala, Selanik, İstanköy ve Girit’ten gelen Türkler, Arnavut ve Boşnak göçmenler Alaçatı’ya yerleştirilir. 6. Üzüm bağlarının yerini tütün tarlaları alır. Mübadele sonrası yaşam zorlaşır. Şaraptan anlamayan göçmenler bağları söker ve yerine tütün eker, hayvancılık yapmaya çalışılır. Bu iki geçim kaynağı da Rumların bağcılığı ve şarapçılığı kadar başarılı olamaz. Türk halkı alışık olduğu tütüncülük ancak 1930’larda Alaçatı’nın en önemli sektörü haline gelir. 1950’li yıllardan itibaren tütüne dayalı ekonominin zayıflamaya başlaması ile Alaçatı insanı İzmir’e göç eder. 7. Alaçatı Kasaba merkezinin denize kıyısı yok. Antik dönemden bu yana yerleşimin devam ettiği Alaçatı kasabası güneyindeki Alaçatı Körfezi ile kuzeyindeki Ilıca Koyu’nun tam ortasında kurulmuş. Alaçatı’yı görmemiş bir çok kişi, kasabayı deniz kenarında sanıyor. Oysa Alaçatı kasaba merkezinin denize kıyısı yok. 8. Alaçatı, tarihi dokusunun bozulmaması için 2006’da kentsel sit alanı ilan edildi. uygun biçimde restore edilerek son dönemde restoran, kafe ve butik oteller biçiminde turizme kazandırılan bölge aynı zamanda kenstsel SİT alanı korumasında. 9. Alaçatı’nın Arnavut kaldırımlı sokakları ve ünlü taş evleri, sıcaktan kurtulmak için kuzey-güney yönünde güneşi az, rüzgarı ise bol alacak şekilde düzenlenmiş. Alaçatı’nın tarihi yerleşim dokusu, bitişik inşa edilmiş iki katlı Türk ve Rum mimari tarzlarındaki yapılardan oluşuyor. Yöresel taş kullanılarak yapılmış yığma taş yapılar, dar sokaklar ve yel değirmenlerinden oluşan kendine has bir atmosfere sahip. 10. Alaçatı, rüzgâr sayesinde dünyanın en iyi ilk üç windsurf merkezi arasında yer alıyor. Alaçatı’ya asıl ününü getiren, rüzgarı ve sörf tutkunları için bir numara olan sahili. 1995’lerde sörf sporuna uygun bir yer olduğunun keşfedilen Alaçatı, yılda 330’u aşan rüzgarlı gün sayısıyla dünyanın en önemli rüzgar sörfü merkezlerinden biri. 11. Türkiye’de sadece Alaçatı’da. Damla sakızı ağaçları dünyada ender bulunan bir bitki. Dünyada sadece Sakız Adası’nın güneyinde yetişen mastika ağacı Türkiye’de sadece Alaçatı’da yetişiyor. Sayıları 300’ü geçmeyen bu ağaçlar Alaçatı Belediyesinin koruması altında. Bu ağaçlardan lezzetli aromasıyla sakız reçeli ve eşsiz sakız rakısı yapılıyor. 12. Türkiye’nin ilk rüzgar enerji santrali, Alaçatı’nın Germiyan Köyü’nde 1998’de kuruldu. İzmir otoyolundan Çeşme’ye doğru gelirken, önce Karaköy sırtlarında, sonra Alaçatı çıkışından hemen önce sağ tarafta yenilenebilir enerji olarak bilinen günümüzün en değerli elektrik üretim türbinleri görülüyor.