Ünlü sosyolog ABye seslendi

İngiltere Lordlar Kamarası üyesi, çağımızın yaşayan en ünlü sosyologlarından biri olarak nitelenen Anthony Giddens, Türkiye'nin tam üyeliğinin Avrupa Birliği açısından da yararlı olacağını söyledi.

Giddens, bugün İtalya'daki La Repubblica gazetesinde ''Türkiye'yi kabul etmek AB'nin yararına'' başlığıyla yayımlanan makalesinde, ''Türkiye'nin Avrupa'ya gereksinimi olduğu gibi, Avrupa'nın da Türkiye'ye gereksinimi var. AB Türkiye'ye 'hayır' diyecek olursa jeopolitikada önemli bir aktör olmayı düşleyemez'' dedi.

Giddens, konuya ilişkin değerlendirmesinin devamındaysa şunları kaydetti: ''Türkiye'nin üyeliğinin önüne engel çıkarmak isteyenler, kapılarında mücadele ve de parçalanmışlık içinde, belki de hasım bir ülke isteyip istemediklerini düşünmek durumundadırlar. AB üyesi, demokratik, liberal ve müreffeh bir Türkiye, iflas etmiş ve de AB'ye dışardan bakan bir Türkiye'ye oranla çok daha olumlu bir perspektiftir.''

Avrupalı liderleri, Türkiye konusunda ikircikli tavırlar sergilemeye son vermeye çağıran Giddens, bu konudaki uyarısınıysa şöyle aktardı: ''Avrupalı liderler, ikilemlerine bir çözüm yolu bulmak durumundadırlar. Aksi takdirde AB ve Türkiye olmak üzere her iki taraf da bir dizi güçlükle karşı karşıya gelecektir. AB, Türkiye'yi AB'ye dahil etme kararını daha sıkı biçimde desteklemek durumundadır. Şayet Türkiye reddedilecek olursa bu, şu anda olduğu gibi ülkedeki reaksiyoner güçlerin kuvvetlenmelerini beraberinde getirecektir.''

Türkiye'nin tam üyeliğinin kolay bir süreç olmayacağını da belirten Giddens, halihazırdaki tabloyu ve yapılması gerekenleri şöyle özetledi: ''Türkiye günümüzde halen, modernleşme yanlılarıyla gelenekçiler, kozmopolit bölgelerle geri kalmış yöreler arasında bölünmüş bir ülkedir. Siyaset ve hukuk bağlamında, Kıbrıs'a ilişkin anlaşmalarda ilerleme sürdürülmeli, insan hakları konusundaki yasalar iyileştirilmeli, Kürt ayrılıkçılığı meselesi konusunda ileri adımlar atılmalıdır. Devletin laik niteliği korunmalıdır. Ancak Avrupalı liderler de bu sorunları derinleşmesine fiilen katkıda bulunmak yerine, bu zorlukların aşılması için destekçi rolünü üstlenmelidirler.''

TÜRKİYE ÖNEMLİ ADIMLAR ATTI
Giddens, Türkiye'nin AB'ye yakınlaşma sürecinde önemli adımlar attığına da dikkati çekerek, şunları kaydetti: ''Türkiye'de halihazırdaki iktidar partisi, ılımlı İslamcı bir parti olarak tanımlanıyor. Bu partinin lideri ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Türkiye'yi AB üyeliği davasını ileri taşıma çabaları, seleflerinden aşağı kalmamıştır. Ancak onun iktidarı, İslam ile laik devlet arasındaki ilişkiler bağlamında gerilimlere de neden olmuştur.''

Giddens, Türkiye'de AB üyeliğine muhalif kesimleriyse şöyle tasvir etti: ''Diğer Avrupa ülkelerinde olduğu gibi Türkiye'de de halihazırdaki yaşam biçiminin dışa bağımlı olduğunu düşünenler ve Avrupa'ya olası üyeliği en önemli tehlike olarak görenler bulunmaktadır. Ülkede, özellikle dinsel alanda, ayrıca geleneksel ve pan-Türkizm yanlısı milliyetçiler arasında, bazı aşırı muhafazakarlar var. Bu kesimler, Türkiye'yi AB'yle bütünleştirmeye yönelik çabaları, Türk milli kimliğinin en önemli boyutunun terk edilmesi gibi algılamaktadırlar.''

Makalesinde, geçen mayıs ayı içinde İstanbul'un yanı sıra Ankara'daki ODTÜ'de de bir konferansa katıldığını da belirten Giddens'in, ''Türkiye'nin bizim önyargılarımızı haklı çıkarmayan bir ülke olduğunu keşfettim. Ülke, hızlı ve süratli bir modernleşme sürecinden geçiyor. AB'nin Türkiye'deki mevcudiyeti, bu iki önemli şehre oranla daha geri kalmış yöreler de dahil olmak üzere, her yerde hissedilebiliyor'' demesi de dikkati çekti.

İngiltere'de 1997-2003 arasında London School of Economics'in rektörlüğünü de yapmış olan Giddens, 2004'te İşçi Partisini temsilen Lordlar Kamarasının ömür boyu üyeliğine atandı. Sosyoloji alanında pek çok eser veren Giddens, İngiltere'de son üç seçimde Başbakan Tony Blair'e danışmanlık yaptı.

Giddens, Türkiye'nin AB üyeliği için lobi yapmak üzere Avrupalı kimi siyasetçiler ve akademisyenler tarafından kurulan Bağımsız Türkiye Komisyonunun da üyesi.