Üniversitelilerden bir ilk
Abone olMersin Üniversitesi (MEÜ) Güzel Sanatlar Fakültesi’nde okuyan bir grup öğrenci, serbest malzeme dersinin karma resim sergisini, bir ilke imz...
Mersin Üniversitesi (MEÜ) Güzel Sanatlar Fakültesi’nde okuyan
bir grup öğrenci, serbest malzeme dersinin karma resim sergisini,
bir ilke imza atarak köprü altında açtı.
İnönü Bulvarı üzerinde bulunan Müftü Köprüsü’nün altında bir ilke
imza atıldı. MEÜ Güzel Sanatlar Fakültesi’nde okuyan bir grup
öğrenci, serbest malzeme dersinin karma resim sergisini tek
geceliğine köprünün altında açtı. Resim, heykel, performans,
enstalasyon gibi çalışmaların bulunduğu sergide, ayrıca dağcı
öğrenciler de kendilerini bağlayarak köprüden sarkıttı. Çok sayıda
insanın ziyaret ettiği sergide, serbest malzeme dersi hocası Juan
Botello Lucas da piknik tüpünden yaptığı enstrümanla müzik yaparak,
geceye renk kattı. Özellikle sergide mum ışığıyla hazırlanmış yemek
masası ile kimsesizler mezarı büyük ilgi gördü. Sergiyle ilgili İHA
muhabirine açıklamalarda bulunan MEÜ Güzel Sanatlar Fakültesi Resim
Bölümü son sınıf öğrencisi Sıdıka Baydar, serginin serbest malzeme
dersinin sergisi olduğunu ifade ederek, "Serbest malzeme
sergilerinde klasik galeri mekanları kullanmıyoruz. Daha farklı
mekanlar seçiyoruz. Daha güncel, daha hayattan yerler seçiyoruz.
Birkaç yer belirlemiştik. Grup kararı ile burayı tercih ettik.
İnsanların genelde korktuğu yerlerden bir tanesi burası. İnsanlar
korkuyor ama niye korktuklarını bilmiyorlar. O korkularını gün
yüzüne çıkarmak için böyle bir yer seçtik. Özellikle steril
mekanlardan farklı olarak görüldüğü gibi olabildiğince pis mekanda
böyle bir şey yaptık. Bugün çalışmalar yaptık. İnsanları buraya
toplamak en büyük amacımızdı. Tek gecelik bir sergi. Performans,
enstalasyon, resim, heykel çalışmaları var. Olabildiğince karma
çalışmalar yapmaya çalıştık. Mersin’de bu tür çalışma ilk kez
yapıldı. Türkiye’de de böyle bir şeyin yapıldığını zannetmiyorum"
dedi.
"KARANLIĞI AYDINLATMAYA ÇALIŞTIK"
İnsanların ilgisinden büyük mutluluk duyduklarını kaydeden Baydar,
"Bizim en büyük kaygımız insanları buraya çekebilecek miyiz
düşüncesiydi. Ama insanlar buraya ilgi gösterdi. Bu bizi mutlu
etti. Hatta burada yaşayan insanlar sabahtan beri bize eşlik
ediyorlar. Onlar da kendilerince bizim sayemizde para kazandılar.
Ancak insanlar buralardan korkuyorlar ama korkuyu
tanımlayamıyorlar. Biz de o korkunun aslında ne olduğunu
tanımlatmaya çalıştık. Kendimizce karanlığı aydınlatmaya çalıştık.
Çünkü bize göre sanatçı adayları sadece bir tuval üzerine resim
yapmamalı, sadece temiz galeri mekanlarında sergi açmamalı. Eğer
senin yaratma gücün varsa, kendini sanatçı adayı olarak
hissedebiliyorsan baktığın her yer birer sergi alanı. Baktığın her
çeşit malzeme birer eser. O tamamen senin yaratma kabiliyetine
kalmış bir şey" diye konuştu.
(İHA)