Akdeniz Üniversitesi Gazetecilik Bölümü öğrencisi 21 yaşındaki Azra Gülendam Haytaoğlu’ndan 28 Temmuz 2021 günü evden çıktıktan sonra haber alınamadı. Ailesinin kayıp ihbarı üzerine başlayan arama sonucunda cesedine ait parçalar beş gün sonra Varsak ormanlık alanında bulundu. Ardından kan donduran bir vahşet çıktı. Azra Gülendam'ı, Mustafa Murat Ayhan'ın (48), öldürüp cesedini 13 parçaya ayırdığı ortaya çıktı. Murat Ayhan, ifadesinde kan donduran cinayeti nasıl işlediğini tüm ayrıntılarıyla anlattı. Mahkeme, Ayhan’a ağırlaştırılmış müebbet ve 16 yıl hapis cezası verdi. Ayhan, czasını Diyarbakır 1 Nolu Cezaevi'nde çekiyordu. Azra Gülendam Haytaoğlu’nu öldürmekten ağırlaştırılmış müebbet hapis yatan Mustafa Murat Ayhan'ın Diyarbakır 1 Nolu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’ndaki tek kişilik hücresinde intihar ettiği belirtildi. Dün akşam saat 20.00 sularında intihar ettiği belirtilen Ayhan, Diyarbakır Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma hastanesine götürüldü. Ayhan’ın hastaneye kaldırılırken yolda öldüğü belirtiliyor.Azra'yı boğarak öldürdü, testere ile 13 parçaya ayırdı Antalya'da emlak ofisi sahibi Mustafa Murat Ayhan sorgusunda cinayeti tüm ayrıntılarıyla anlatmıştı. Mustafa Murat Ayhan, garsonluk yapan genç kızla bir kafede tanıştığını ve iş vaadiyle birbirlerine telefonlarını verdiklerini söyledi. Bir süre sonra genç kızın koronavirüse yakalandığını öğrendiğini belirten Ayhan, şöyle konuştu:“Bana yan odadaki ablasının kendisi ile ilgilenmediğini, 5 gündür bir şey yemediğini, ilaçlarını alamadığını ve ölmek istediğini söyledi. Her yerinin ağrıdığını ağlamaklı bir sesle mesaj attı. Ben de kendisini aradım ve yardımcı olacağımı söyledim. Azra'yı Kültür Mahallesi'ndeki petrol istasyonundan aldım. Önce yemek yedik. Sonra ilaçlarını aldım. Şehirde otomobille tur attık. 29 Temmuz gecesi saat 00.40'ta Azra yanında kalmak için bir arkadaşını aradı. Ancak arkadaşı sanırım uyuduğu için telefona cevap vermedi.""Onu evine bırakmak istedim ama ablası ile kalmak istemediğini söyledi. Ben de evimizin 3+1 olduğunu ve bende kalabileceğini teklif ettim. Bana 'Rahatsızlık vermezsem, sende kalırım' dedi. 01.30 sıralarında evime gittik. Azra'ya oğlumun odasında kalmasını teklif ettim ama o covid olduğu için salonda yatmayı tercih etti. Ben de odama geçip alkol aldım. 08.30'da personelim geldi. Ona apartmanın girişinde iş yeri anahtarını verdim ve sonra tekrar odama geçtim. Saat 13.00 sıralarında odamdan çıktım." "Azra'ya baktığımda üzerinin açık olduğunu gördüm. Örtmek için yanına oturdum. Üzerini örttüğüm esnada elim kalçasına değdi. Panikle uyanıp 'Sen ne yapıyorsun?' diyerek bağırdı ve yüzümün sol tarafını tırmaladı. Panikledim. O anda 'Sus ne bağırıyorsun?' diyerek iki elimle Azra'nın boğazını sıkmaya başladım. Ta ki Azra'nın hareketsiz kaldığı ana kadar boğazını sıktım. Azra'nın nefes almadığını, nabzının atmadığını fark edince öldüğünü anladım." Ağaç kesme testeresi aldım Azra'nın cep telefonunu, bir çift terliği ve içki şişelerini küçük boy çekmeli el valizine koyarak deniz kenarına gittiğini aktaran Mustafa Murat Ayhan, konuşmasını şöyle sürdürdü:"Telefonu parçalayarak Boğaçayı'na attım. Terliği ve alkol şişelerini de çöp konteynerine koydum. Sonra eve gittim. Azra'nın cesedinden nasıl kurtulacağımı düşündüm. Sitede kamera olduğu için cesedi parçalayıp, valizle çıkarmaya karar verdim. Alışveriş merkezine giderek, ağaç kesiminde kullanılan testere aldım." Bıcakla başını gövdesinden ayırdım Cesedi banyodaki küvete taşıdım. Mutfaktaki et kesmede kullandığım bıçağı alarak Azra'nın başını gövdesinden ayırdım. Kestiğim başı çöp poşetine koydum. Akan kanı ise küvetteki suyu açarak gitmesini sağladım. Sonra askılıklı spor çantasının içine koyduğum Azra'nın başı ile Kepez üstündeki seyir terasına çıktım. Çantayı sırtıma takıp ormanın iç kısımlarına doğru gittim ve uçurum gibi yüksek yerden, çantadan çıkardığım Azra'nın başını attım."Cesedi küvette parçaladım "Ertesi sabah hava aydınlandığında uyandım. Azra'nın banyo küvetindeki cesedini parçalamaya başladım. Önce kollarını el, dirsek ve omuzdaki eklem yerlerinden 6 parçaya ayırdım. Sonra ayaklarını diz kapağına kadar, diz kapağından kalçaya kadar olan kısımlarını yine eklem yerlerinden 4 parçaya ayırdım. Kestiğim her vücut parçasını ayrı ayrı poşetlere koydum. Geriye sadece Azra'nın gövdesi kalmıştı. Gövdeyi o şekilde küvet içerisinde bıraktım. Parçalama işlemini yaparken kıyafetlerini keserek üzerinden çıkarıyordum. Sonra kan lekesi dikkat çekmesin diye kıyafetleri çamaşır suyu ile doldurduğum kova içerisine bastım.""Bu işlemin ardından poşetlere koyduğum el, kol ve bacak parçalarını evimde bulunan askılı spor çantaya koyup Varsak Kirişçiler köyündeki ormanlık alana gittim. Her bir ceset parçasını ayrı ayrı bir çalının içerisine attıktan sonra tekrar aracımla evime döndüm. Azra'nın kalan gövde kısmını da tek parça halinde çantaya sığdıramayacağımı anlayınca belinden itibaren bıçakla ikiye böldüm." "Böldüğüm ceset parçasını ayrı ayrı çöp poşetine koydum. Bu poşetleri de aynı çantanın içerisine koyup aynı alana götürüp attım. Kovaya bastığım Azra'ya ait siyah renkli şort, pembe ya da açık kırmızı renkli tişört, külot ile sütyenini kanlardan tamamen temizledikten sonra, Azra'yı parçalamada kullandığım bıçağı ve olayda hiç kullanmadığım testereyi çöp poşetine koyup evden çıktım. Testere ve bıçağı Boğaçay'ına, kıyafetleri de askılı çanta ile birlikte çöp konteynerine attım. Olaydan dolayı pişmanım."