Üniversitede 'Türban Krizi'
Abone olİstanbul Üniversitesi'nde "Türban Krizi" yaşandı. Bu seferki daha önce yaşananlardan farklıydı. Bir kadın, eşinin ödül törenini, türbanlı olduğu için izleyemedi.
Eşinin ödül törenine alınmayan Ayşe teyze bahçeden de kovuldu
Avukat Dursun Elçi, meslekte 25 yılını doldurduğu için barodan
plaket almaya hak kazandı. Ancak Elçi, eşiyle birlikte gittiği
törenin yapılacağı İstanbul Üniversitesi’nde bir sürprizle
karşılaştı. İstanbul Barosu 127. kuruluş yıldönümü ve Avukatlar
Günü nedeniyle meslekte 25, 30 ve 35 yılını tamamlayan avukatlara
plaket verdi. 68 yaşındaki Avukat Dursun Elçi, meslekte 25 yılını
doldurduğu için plaket almaya hak kazandı. Elçi, törene eşiyle
birlikte katılmak istedi. Ancak İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi
Cemil Birsel Konferans Salonu’nda yapılan törende bir sürprizle
karşılaştı. Ayşe Gürcan Elçi, başörtülü olduğu için içeriye
alınmadı. Avukat Elçi, ısrar etmedi; eşine, “Bari arabada bekle.”
dedi. Fakat Fen Fakültesi Dekan Vekili ve İstanbul Üniversitesi
Rektör Yardımcısı Prof. Şafak Ural, bunun da mümkün olmadığını
söyledi. Üniversite otoparkındaki araçtan çıkarılan Bayan Elçi,
otobüse binerek evinin yolunu tuttu. Avukat Dursun Elçi, ödülünü
almak için kürsüye çıktı. Ancak bu mutlu tablonun heyecanı ile
bütün gece uyuyamadığını söyleyen Elçi, kendisini izlemeye gelen
eşi Ayşe Gürcan Elçi’nin içeriye alınmaması nedeniyle sevincinin
yarım kaldığını belirtti. Eşinin törene alınmaması üzerine
üniversitenin bahçesindeki otoparkta arabanın içinde beklemek
istediğini kaydeden avukat, yetkililerin buna da izin vermediğini
ifade etti. Daha sonra dekanının da bahçeye geldiğini kaydeden
Elçi, “Kendisine ‘İçeri girmesin, arabada otursun.’ diye rica
ettim. ‘Oturamaz.’ dedi. Hanımım çok üzüldü ve gitti. Ben de
yıkıldım. Arabamın mülkiyetine dekan nasıl karışabilir? Tazminat
davası açacağım.” diye konuştu. Rektör Yardımcısı Prof. Şafak Ural
ise konu ile alakalı konuşmak istemediğini söyledi “Eşimin başında
türban değil, Anadolu kadınına özgü bir örtü vardı. Siyasi bir
amacımız olamaz.” diyen Dursun Elçi, eşinin, avukat olmasında çok
emeği geçtiğini vurguladı. 66 yaşındaki Ayşe Gürcan Elçi, ev hanımı
ve iki çocuk annesi. Eşi Dursun Elçi'nin Turgutlu'da müftülük
yaptığı sırada dışarıdan İstanbul Hukuk Fakültesi'ni bitirdiğini
kaydeden Ayşe Gürcan Elçi, “O zamanlar kirada oturuyorduk. Eşim hem
çalışıyor, hem de okuyordu. İki çocuğumun ve evin yükü benim
omuzlarımdaydı.” diye konuştu. Elçi, olayı şöyle anlattı: “Arabayla
içeri girerken bizi uyardılar. Güvenlik görevlileri yanımıza geldi.
Ben o zaman ‘Törene girmeyeyim, arabada oturayım.’ dedim. 'Başını
açıp oturabilirsin.' dediler.” O sırada dekanın da bahçeye
geldiğini anlatan Elçi, avukat eşinin dekana kendisinin arabada
oturması için ricada bulunduğunu, fakat dekanın buna da izin
vermediğini belirtti. 68 yaşındaki Dursun Elçi, 13 yıl müftülük, 10
yıl da İstanbul'da murakıplık ve İstanbul merkez vaizliği yaptığını
dile getirdi. Daha sonra kendi isteğiyle vaizlikten emekli olduğunu
ve 1980 yılından beri avukatlık yaptığını vurgulayan Elçi, “Ben
demokrat bir insanım. Eşime başını aç içeri gir, ya da eve geri dön
demedim. O kendi kararını verdi ve üzülerek eve döndü.” diye
konuştu. Daha sonra durumu Baro Başkanı'na ilettiğini söyleyen
Elçi, Başkan’ın, “Bu, üniversitenin kararı, biz karışamayız.”
dediğini aktardı. Avukat Elçi, arabanın da ev gibi mesken olduğunu,
hukukun çiğnendiğini ve dava açacağını belirtti. ZAMAN