Üniversite arkadaşı, Başbakan Davutoğlu'nu anlattı
Abone olBaşbakan Davutoğlu'nun, Ürdün Üniversitesinde eğitim gördüğü sırada tanıştığı Musa Demirci, Davutoğlu ile ilgili anılarını paylaştı.
Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Ürdün
Üniversitesinde eğitim gördüğü sırada aynı sırayı paylaştığı
arkadaşı Musa Demirci, sıra arkadaşının başbakanlık koltuğuna
oturmasından duyduğu mutluluğu AA ile paylaştı.
Davutoğlu ile geçirdiği günleri AA
muhabirine anlatan Demirci, 1988-1989 öğretim yılında Türkiye'den 5
arkadaşıyla Milli Eğitim Bakanlığı tarafından Ürdün'e kültürel
anlaşmalar çerçevesinde Arapça eğitimi için gittiği sırada
Davutoğlu ile tanıştıklarını söyledi.
O sırada Davutoğlu'nun da iki arkadaşıyla Arapça öğrenmek için
bağlı olduğu üniversite kanalıyla Ürdün'de bulunduğunu belirten
Demirci, yaklaşık bir yıl beraber zaman geçirdiklerini ifade
etti.
"ARAPÇAYI ÇOK HIZLI
ÖĞRENDİ"
Demirci, Davutoğlu'nun Arapçayı bilmediği halde kısa sürede
öğrendiğini dile getirerek, "Sayın Başbakanımız Ahmet Davutoğlu çok
çalışkan, zeki ve kabiliyetli bir kişiydi. Ahmet Davutoğlu'nda şunu
gördüm; biz yıllardır Arapça okumamıza rağmen kendisi sıfırdan
geldiği halde, hiç Arapça bilmediği halde, Arapçayı kısa sürede en
az bizim kadar başarmış, öğrenmişti. Kursun sonunda başarılı bir
şekilde, bizim gibi başarı belgesini elde etmişti. Halkla
ilişkileri gayet iyiydi. Arapçayı onlarla beraber rahat
konuşabiliyor, onlarla iyi bir ilişki kurabiliyordu" ifadelerini
kullandı.
"AFRİKA'NIN EN ÜCRA KÖŞESİNDEKİ BİR
KABİLESİNİ BİLE BİLİRDİ"
Davutoğlu'nun Afrika'nın en ücra köşesindeki bir kabileyi bile
bildiğini ifade eden Demirci, şunları kaydetti:
"Başbakanımız o dönemde de çok mütevazı bir insandı. Karşısındaki
insan küçük-büyük, genç-ihtiyar herkesle çok sıcak ilişki
kurabiliyordu. En ufak bir kibri yoktu. Çevremizdeki yabancı
öğrencilerden Filistinli, Bosna Hersekli ve Afrikalı öğrencilerle
çok sıkı ilişkisi ve alakası vardı. Onların da kendisine bu
samimiyetinden, bu mütevazılığından dolayı çok yakın bir ilişkileri
vardı. Yurtta kalan kişilerle çok samimi ilişkiler kurar onlarla
çok iyi ilgilenirdi. İlmi, uluslararası ilişkiler konusundaki
bilgisi gerçekten fevkaladeydi. Başbakanımız Afrika'nın en ücra
köşesindeki en küçük bir kabileden bile haberi olan bir yapıya
sahipti. Hatta bir toplantımızda Afrikalı öğrencilerin de bulunduğu
bir ortamda bir Afrikalı öğrenci, bir kabile ile ilgili bilgi
verdi. Başbakanımız ise o kabileden bilgi sahibi olduğunu söyledi,
Afrikalı öğrenciler de bu duruma çok şaşırmışlardı. Başbakanımız
çok derin bilgi ve ilme sahip bir kişiydi."
"ÇOK MÜTEVAZIYDI"
Ahmet Davutoğlu ve Türk öğrencilerle Ürdün'deki Türk
Büyükelçiliğini ziyaret ettiklerini söyleyen Demirci, ziyaretle
ilgili hatıralarını aktardı.
Türk Büyükelçiliğinin o dönemde Türk öğrencilerle ilgilenmediğini
ve bu konudan dolayı Davutoğlu'nun sitemde bulunduğunu belirten
Demirci, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sayın Başbakanımız ve arkadaşlarla beraber Türkiye Büyükelçiliği
ziyaret ettik. Biz orada şunu gördük; Çinli, Rus ve diğer
ülkelerden gelenlerin, büyükelçilikleri tarafından yakın takibe
alındığını, çok takip edildiklerini, nerede yatıp kalktıklarını çok
sıkı takip ettiklerini biliyorduk. Bizim büyükelçiliğimiz ise böyle
bir çalışma yapmıyordu. Büyükelçi bizi kabul etti. Bize şunu sordu
büyükelçi, 'siz buraya niye geldiniz?', biz de Arapça öğrenmeye
geldiğimizi söyledik. Bunun üzerine büyükelçi tekrar 'Arapçayı ne
yapacaksınız, ne ilginiz var?' dedi. Bizim bu çok garibimize gitti.
Ziyaretin ardından Başbakanımız bu yapıya çok hayret etmişti ve bu
yapının değişmesi gerektiğini, büyükelçiliklerin içinde bulunduğu
toplumun diliyle, kültürüyle sıkı bir ilişki kurması gerektiğini o
günlerde bize söylemişti."
"ÇOK SAMİMİ BİR İNSAN"
Demirci, Davutoğlu ile gezdikleri yerlerde fotoğraflar
çektirdiklerini ve o fotoğrafları hala sakladığını ifade etti.
Demirci, "Gerçekten dostluğu, arkadaşlığı güzel, çok samimi bir
insan. Çok zeki biri. Dış ilişkiler ve uluslararası ilişkiler
konusunda fevkalade başarılı. Son zamanda bu kadar sıkıntılı bir
dönemde Türkiye'nin çevresindeki ateş çemberine rağmen, Türkiye'de
gerek sosyal huzurumuz gerek ekonomik başarılar dönemindeki bu
huzurumuzu, bu başarılı insanların çalışmalarına ve emeklerine
borçluyuz" ifadelerini kullandı.