Üniversite adaylarına yeni formül!
Abone olKontejanlar yüzde 25 artırılıyor. Gelecek yıl daha çok öğrenci üniversitelerde okuyabilecek.
Yükseköğretim Kurulu (YÖK), gelecek akademik yıl için
üniversitelerin kontenjanlarını artırmak üzere yeni bir düzenlemeye
gitmeye hazırlanıyor. Bu düzenlemeyle, üniversitelerin
kontenjanlarında yüzde 25'in üzerinde artış olması planlanıyor.
İŞTE MÜJDE GİBİ HABERİN DETAYLARI:
YÖK, üniversitelerin kontenjanlarını arttırmak için bir formül
geliştirdi. Buna göre, kontenjanlar belli bir standartta, bu
formüle göre otomatik olarak artacak.
YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, üniversitelerin kontenjan
sayıları ile ilgili olarak Kontenjanlarla ilgili çalışma
yürüttüklerini çalışmaları bu ayın 15'ine kadar bitirmeyi ve YÖK
Genel Kuruluna yetiştirmeyi planladıklarını söyledi.
Özcan, yaptıkları çalışma konusunda şu bilgileri verdi:
''Eskilerinki gibi yapmadık. Evvelkiler nasıl yapıyormuş? 'Teker
teker bunu arttıralım, bunu indirelim, bunu arttıralım...' Biz öyle
değil, bir tane formül geliştirdik. Öğretim üyesi sayısını ve
öğretim üyesi sayısındaki değişikliği baz aldık. Kontenjanlar o
bazda artacaksa artıyor. Bundan sonra biz burada olmasak da
üniversiteler bizim formülümüzü kullanarak kendileri ne kadar
isteyeceklerini bulabilecekler, yani o kadar şeffaf bir şey bu. Hem
öğrenci ve öğretim üyesi sayısını dengelemek için hem de artışları
belirli bir seviyede tutabilmek için, kafadan yapmamak için
bunları... Şimdi siz bize sorarsınız; 'Niye bu bölüm bu kadar az da
bu bölüm bu kadar arttı?' Artık hiçbir şey sormayacaksınız. Artık
bir formül var. O formülde diyor ki; mesela, öğretim üyesi 5'ten
azsa, artışı yapma. Eğer 5'in üzerinde 1 arttıysa... Mesela geçen
sene 5'miş de bu sene 1 öğretim üyesi almışlar. Diyor ki o zaman
kontenjanı 10 arttır. Yani 1 öğretim üyesine 10 çocuk arttır. 5'in
üzerinde 2 hoca gelmiş bölüme, diyor ki 20 arttır. İşte böyle giden
bir şey, hoş bir şey.''
Formülün geliştirilme gerekçesine ilişkin Özcan, şunları
söyledi:
''İnsanlar, niye şunu şu kadar arttırdınız? Buna 50 arttırdın da
buna 10 arttırdın dediklerinde ne cevap vereceğiz? 'Bir formül
üretelim' dedik. Daha bu sene bilgimiz yok. Bir daha ki sene sınıf
sayıları, sınıfların kapasiteleri, okulun bütçesi hepsini dikkate
alacağız. Bu sene sadece 2-3 tane parametre kullandık. Bilgi yoktu
çünkü...''
ÜNİVERSİTELERDEN GELEN TEKLİFLERE DE BAKACAĞIZ
Geliştirdikleri bu formülü bilgisayara yüklediklerini belirten
Özcan, şöyle devam etti:
''Şimdi yaptığımız, bilgisayarın ürettiklerini, formülün yanlış
yaptığı yerler de olur düşüncesiyle kontrol etmek. Çok küçük
bölümler oluyor. Lisan için, mesela Çince, Hititoloji, Sinoloji...
Sınıf öğretmenliği için çok insan vermemek için, onlar geldiğinde
bakıyoruz. Türkiye'de çok sınıf öğretmenliği var, onu biraz aşağı
indirelim. Bizim formül diyor ki; mesela bu programa 120 tane
alıyorsunuz, 100 tane yeter. Biz bunu aşağı çekiyoruz.
Teker teker yapıyoruz. 3 bin 880 tane program var hepsini yapacağız
teker teker. Pazartesi gününe bitirmeyi çalışacağız. Pazartesi günü
bunları yürütme kurulu konuşacak. 'Problemli olanlar var mı?' diye,
yoksa aynen genel kurula getireceğiz.''
YÖK Başkanı Özcan, üniversitelerden gelen tekliflere de
baktıklarını beliren Özcan, ''Bir, teklifi baz alıyoruz; bir de
şimdiye kadar en fazla bölümde hangi yıl kaç kişi aldıklarına
bakıyoruz. Mesela 2000 yılında 100 kişiyle başlamış, diğer yıl 80'e
indirmiş, diğer yıl aldığını 60'a indirmiş. Devamlı böyle
indiriyor. Biz en yüksek aldığı öğrenci sayısı neyse, diyoruz ki
başta 100 kişi alabildiğine göre, şimdi de alabilir.''
Üniversitelere kontenjan isteklerinin ne kadar olduğunu
sorduklarını ifade eden Özcan, ''Geçen sene 189 bin öğrenci istemiş
bütün üniversiteler, bu sene 182 bine indirmişler. 7 bin azalmış.
Yani dışarda 1,2 milyon çocuk beklerken, bizim üniversitelerimiz
maalesef 7 bin daha kontenjan azaltması yapmış. Şimdi onu bayağı
arttıracağız, bu formüle göre'' dedi.
''GÖNÜL RAHATLIĞIYLA EVİME GİDEBİLİRİM''
Formülü uygulama kararını yürütme kuruluyla aldıklarını belirten
Özcan, kontenjan arttırılmasını önce devlet üniversitelerinde, daha
sonra da vakıf üniversitelerinde gerçekleştireceklerini
söyledi.
Kontenjan artışının yüzde 25'in üzerinde olacağını ifade eden
Özcan, bunun geçen sene yüzde 3-4 gibi olduğunu hatırlattı. Özcan,
''Buna önlisans ve lisans dahil. Kontenjanlarda yüzde 25'in
üzerinde artış olacak'' dedi.
''En önemli işlerinin 1,2 milyon çocuğa yer bulmak olduğunu''
anlatan Özcan, diğer önemli işlerinin ise öğretim üyesi bulmak,
kaliteyi yükseltmek olduğunu ifade etti.
Üç tane büyük hedefleri olduğunu belirten Özcan, ''Benden 4 yıl
içinde istenecek şey bu üç tane şey: Çocukları yerleştir, yeteri
kadar öğretim üyesi bul, kaliteyi yükselt. Bu 3'ünü yapabilirsem
ben 4 yıl sonra buradan gönül rahatlığıyla evime gidebilirim. Çok
hoş olur'' diye konuştu.
"MESLEKİ VE TEKNİK EĞİTİM''-
Bu formül ile bilgiye ulaşmanın kolaylaşacağını belirten Özcan,
''Formülü vereceğiz. Bölüme soracaksınız: 'Sizin kaç tane öğretim
üyeniz vardı geçen yıl? Bu yıl ekleme oldu mu? Kaç ekleme oldu?
Geçen sene kaç öğrenci almıştınız?' Bu bilgileri alınca kendin
formülü kullanarak yapabileceksin'' dedi.
Uygulamaya şöyle bir eleştiri gelebileceğini ifade eden Özcan,
şunları kaydetti:
''Sayısal artış kalitede düşmeye neden olur. O doğrudur ama 3-4 yıl
içinde bizim 1,2 milyon çocuğu eritmemiz lazım. Zaten büyük bir
kısmını mesleki ve teknik okullara aktarmaya çalışacağız. Diğer bir
önemli işimiz de mesleki ve teknik eğitimi adam etmek. Eğer oraya
aktarabilirsek büyük kısmını...
Zaten 1,6 milyon çocuk sınava giriyor. Eğer bunların yüzde 30'u
üniversiteye gelseydi, 480 bin çocuk gidecekti. Zaten biz 400 bin
tanesini alabiliyoruz. 80 binlik bir artış yapardık, bu sene
50'sini yapsak, bir daha ki sene de bir 50 yapsak. Fazlasıyla rahat
rahat yerleştirirdik ama yüzde 70'i öbür tarafa gitmiyor ki... Tam
tersi yüzde 70'i bu tarafa geliyor. Bu tarafa geldiği için büyük
bir sıkıntı oluyor Türkiye'de. Olmasın, yerimiz var. O zaman ne
dershane kalacak...''
''DERSHANEYİ KESİNLİKLE KALDIRAMAZSINIZ''-
''Dershane niye kalkmıyor diye?'' kendisine sorduklarını belirten
Özcan, dershanenin hiçbir zaman kalkmadığını, kalkacağı anın, arz
ve talebin kesiştiği yer olduğunu ifade etti.