Unakıtan faizlerden şikayetçi
Abone olMaliye Bakanı Unakıtan, ''Kamu Borç Yönetimi'' panelinin açılışında ekonomik göstergeleri değerlendirdi.
Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, ülkenin borç stoku ile yüksek reel
faizlerden şikayet ederken, ''Hazine istediği zaman borç aldı diye
şıkır şıkır oynayacak neredeyse adamlar, böyle şey olur mu?'' dedi.
Unakıtan, Hesap Uzmanları Kurulu'nun 58. kuruluş yıldönümü
etkinlikleri çerçevesinde düzenlenen ''Kamu Borç Yönetimi''
panelinin açılışında konuştu. Son dönemde en önemli problemin borç
stoku olduğunu kaydeden Unakıtan, Türkiye'nin bugün hesapsız,
kitapsız borçlanmanın faturasını ödediğini ifade etti. ''Hesapsız
kitapsız borç al. Al, al, al, sonuç bu. Bu borç böyle olursa faiz
de böyle oluyor'' diyen Unakıtan, ülkemizin bu sorunu çözmediği
sürece Türkiye'nin önünün açılamayacağını vurguladı. Türkiye'nin
1980 yılında 21 milyar dolar olan toplam borcunun 1997'de 57 milyar
dolara, 2000 yılında 102 milyar dolara, 2002 de ise 150 milyar
dolara ulaştığını anlatan Unakıtan, şöyle devam etti: "Fazla tütünü
satamazsak yakacağız" ''Bu kadar borç aldık da ne oldu? Milli gelir
çok mu arttı? Türkiye çok mu ileri gitti? Hayır. Bugün
düşündüklerimizi yaparsak kişi başına milli gelir 3 bin dolara
yükselecek. Yunanistan'da 10 bin dolar. Bunlar hep kötü yönetimden
kaynaklandı. Al borç, al borç sonuç bu. Gelirine hiç bakmadan adam
boyuna harcama yapacak, yetmiyorsa al borç. 35 yaşında adamı emekli
yapacaksın, daha fazla rey alalım diye. (Damın üstüne ekseniz bile
tütününüzü alarım) diyeceksin. Şimdi her yerde etrafım çevriliyor,
bu fazla tütünü nasıl alacağız diye. 450 bin ton fazladan alınmış
tütün var. Depolarda çürüyor. Satmak için yapmadığımız kalmadı.
Satamazsak yakacağız, milletin parasını yakacağız. Ha o parayı yak,
ha tütünü. Hazine istediği zaman borç aldı. Şıkır şıkır oynayacak
neredeyse adamlar. Borç alındı diye. Böyle şey olur mu? Borcumuz
arttı diye üzülmemiz lazım.'' Türkiye'nin artık borç almayacağı
politikaları uygulaması gerektiğine işaret eden Maliye Bakanı, bu
nedenle mali disipline sıkı sıkıya uyulması gerektiğini kaydetti.
Bunu IMF, Dünya Bankası ve diğer uluslararası kuruluşlar istediği
diye değil, Türkiye'nin ihtiyacı olduğunu için yapılması
gerektiğini anlatan Unakıtan, hükümetin bunun için çalıştığını
söyledi. Unakıtan, ancak bozulmuş dengelerin de bir günde
düzeltilemeyeceğine dikkati çekti. Reel faizler çok yüksek
Konuşmasında son günlerin tartışmalı konusu faizlere de değinen
Maliye Bakanı, Türkiye'de ödenen ''reel faizlerin'' çok yüksek
olduğunu dile getirdi. İç borç vadelerinin de çok sıkışık olduğunu,
bu nedenle sık sık borcun çevrilip-çevrilemeyeceğinin gündeme
geldiğini belirten Unakıtan, şunları söyledi: ''Bugün İtalya'ya,
Belçika'ya bakın, onların borçlanmaları bizden daha fazla. Orada
böyle bir sıkıntı var mı? Yok. Bizde var. Ülke riski artmış, iyi
yönetim sergilerseniz bunları düzeltmek mümkün. Borçta çok daha
kötüsü borcun yapılandırılması. Ülke riskini azaltırsak, otomatik
olarak faizler de düşecektir. Onun için de mali disipline riayet
mecburiyetimiz var. Borç yönetimi ile bütçenin gelir gider yönetimi
birbirleri ile çok sıkı ilişkili. Şimdi diyeceksinizi ki borç
yönetimini Maliye'ye istiyorlar. Konu borç yönetiminin Maliye
Bakanlığı'na yada Hazine'ye bağlanması filan değil. Maliye'de de
olabilir, Hazine de de. Biz tek parti hükümetiyiz, bunda sorun
çıkmaz. Bugün ayak yorganın dışına mı çıkıyor, ayağı içine çekmemiz
ya da yorganı büyütmemiz lazım. Biz ikisini de sağlamak
istiyoruz.'' Ekonomide bahar havası Son dönemde, ekonomideki bahar
havasının gittikçe her tarafa yayıldığını da ifade eden Unakıtan,
Hazine kağıtlarına yurtdışı talebin arttığını, özelleştirmeye büyük
ilgi gösterildiğini vurguladı. Ancak rehavete kapılmadan, mali
disipline riayet ederek, ülkeyi daha iyi yerlere getireceklerini
söyleyen Unakıtan, daha sonra vergi politikalarına ilişkin
görüşlerini açıkladı. Kayıt dışı ekenominin üstüne gideceklerini
bildiren Unakıtan, ''bundan sonra vergsini zamanında dürüstçe
ödeyenler sigaralarını, çubuklarını yakıp rahat otursunlar.
Ödemeyenler ise akıllarını başlarına alsınlar. Her an kapılarını
çalabiliriz. Vergi ödemeyen, noksan ödeyen her an bizi karşısında
görebilir. Bundan sonra barış marış da yok ha onu da söyleyeyim''
diye konuştu. Enflasyon muhasebesini de getireceklerini kaydeden
Unakıtan, bunun Türkiye'de bir devrim yapacağını savundu. Unakıtan,
yabancılarla yurtiçindeki büyük kuruluşların da enflasyon
muhasebesini beklediğine işaret etti. Finans sektörü Ekonominin
gelişmesi için her türlü gayreti gösterdiklerini de anlatan Maliye
Bakanı, yeni dönemde finans sektörünün de güçlendirilmesi
gerektiğini belirtti. Günümüzde finans sektörünün derinliğinin
bulunmadığını bildiren Unakıtan, şunları kaydetti: ''Bankaların
mevduat toplamı 80-85 milyar dolar. Bugün Avrupa'ya bak, ortalama
büyüklükteki bir İtalyan Bankası'nın da bu kadar. Ufkumuzu
genişletmemiz, ekonomiye geniş bakmamız lazım. Ufkunuzu ne kadar
geniş tutarsanız, o kadar büyürsünüz. Bugün Almanya'da 11. bankanın
büyüklüğü, bütün Türkiye'nin büyüklüğüne eşit. Finans sektörünü
kuvvetlendireceğiz, İstanbulu finans merkezi haline getireceğiz.
Borsası ile, bankaları ile, diğer firans kuruluşları ile ama herkes
de ayakta kalmayı öğrensin. Başta da devlet. Devlet sanki sahibi
yok gibi bu hale getirilmiş, bu kadar borç, bu kadar reel faiz olur
mu canım. Bu Afrika'nın bile neresinde var.'' Özelleştirme
çalışmaları Maliye Bakanı Unakıtan, konuşmasının son bölümünde
özelleştirme çalışmalarına ilişkin bilgi verdi. Bu konuda
kaybedilen vakti telafi etmek için uğraş verdiklerini belirten
Unakıtan, ''öyle yerler var ki alan adama üstüne para vereceğim.
Özelleştirilecek kuruluşları önüme gelene satırım arkadaş,
satacağım da'' dedi. Kimini az, kimini ise çok para ile ama
değerini de bularak elden çırakacaklarını bildiren Unakıtan,
''değerini bulmak için çeşitli numaralar da yapıyorum, bunu da
bilin''şeklinde konuştu. Kuruluşlara talip olanları, fiyat düşük
olduğu için önce borsaya yönelttiğini, ''fiyat biraz yükselsin
sonra bakarız'' dediğini anlatan Unakıtan, şözlerini şöyle
sürdürdü: ''Bugün birisi geldi, bir kuruluşa talip. Parayı nasıl
ödeyeceğini sordum, (peşin ödeyeceğim) dedi. Aferin. Ne kadar
yatırım yapacağını, kaç işçi çalıştıracağını sordum. (Şu kadar
yatırım yapacağım, şu kadar da işçi çalıştıracağım ama Sayın
Bakanım devlet kadar para ödeyemem) dedi. Bir hesapladık, devlette
giydirilmiş ücret 2 milyar lira. Bunlar da böyle gitmez, bir
yumurta da 9 kişiye taşıtılmaz.'' Maliye Bakanı, konuşmasının
sonunda devleti küçülterek efektif hale getireceklerini
vurgularken, ''idareciler önce güzelleştirelim, sonra
özelleştirelim diyorlar. Buna dur diyoruz'' açıklamasında
bulundu.