Unakıtan: Cari acığa odaklanmayın
Abone olMaliye Bakanı Kemal Unakıtan, sadece cari açığa odaklanıp eskiden kalan alışkanlıklarla yapılan kriz senaryolarına itibar edilmemesini istedi.
Bakan Unakıtan, 2006 yılı bütçesini TBMM Plan ve Bütçe
Komisyonu'na sunarken yaptığı konuşmada, "Toplanan vergilerden daha
fazla kaynağın faiz ödemelerine aktarıldığı bizden önceki
hükümetlerin bütçelerinin aksine 2006 yılı bütçesi, ödenen
vergilerin her kuruşunun vatandaşlarımıza daha fazla aş, iş ve
hizmet olarak dönmesini sağlayacak bir anlayış ve titizlikle
hazırlanmıştır" dedi. Dünya ekonomisinin, 2004 yılında yüksek
petrol fiyatlarına rağmen yüzde 5.1 gibi yüksek bir oranda
büyüdüğüne dikkati çeken Unakıtan, şöyle konuştu: "2004 yılı
ortalarından itibaren yükselmeye başlayan petrol fiyatları, 2005
yılında da artışını sürdürmüş ve Ağustos ayı sonunda 70 dolarla
rekor seviyelere ulaştıktan sonra, son günlerde düşüş eğilimine
girmiştir. Petrol dışındaki diğer mal fiyatlarında da önemli
artışlar kaydedilmiştir. Özellikle onsu, son 10 yılın en yüksek
değeri olan 475 dolar seviyesine kadar çıkan altın fiyatlarındaki
artış dikkat çekmektedir. Petrol ve diğer mal fiyatlarındaki
artışların enflasyon üzerindeki etkisi, fiyat istikrarını bozacak
seviyede olmamakla birlikte, giderek hissedilmeye başlanmıştır."
Ekonomik ve sosyal istikrarın devamı açısından fiyat istikrarının
öneminin bilincinde olan Hükümet'in, enflasyonun düşürülmesini
temel öncelikleri arasına aldığını belirten Unakıtan, "30 yılı
aşkın bir süreden sonra tek haneli oranlar yakalanmıştır" görüşünü
kaydetti. Unakıtan, Eylül ayı itibariyle yıllık enflasyonun TÜFE'de
yüzde 8'in, ÜFE'de ise yüzde 5'in altına indiğini, enflasyondaki bu
başarının, yüksek petrol fiyatları dolayısıyla dünyanın hemen tüm
ülkelerinde fiyatların artma eğilimine girdiği bir dönemde elde
edildiğine dikkati çekti. Unakıtan, "Enflasyon konusunda geldiğimiz
bu noktayı da yeterli görmüyoruz. Nasıl ki bütçe açığı ve borç
stoku konusunda Maastricht kriterlerini tahmin edilenden de önce
yakaladıysak, enflasyon konusunda da çok yakında aynı başarıyı
göstereceğimizi hep beraber göreceğiz" dedi. Unakıtan, YTL'ye
geçişte de hiçbir sorun yaşanmadığını ve ulusal paranın, hak ettiği
istikrar ve saygınlık kazandığını anlattı. Unakıtan, siyasi ve
ekonomik istikrarın olumlu bir sonucunun da büyümede yaşandığını,
2002 ve 2003 yıllarında büyümenin hedeflerin üstünde
gerçekleştiğini, 2004 yılında yüzde 9.9 gibi yüksek bir büyüme
hızına ulaşıldığını kaydederek, bu oranın son 39 yılın en yüksek
büyüme oranı olarak iktisat tarihindeki yerini aldığını vurguladı.
Büyüme performansının kişi başına düşen milli gelir rakamlarında da
kendini gösterdiğini anlatan Unakıtan, "2002 yılında 2 bin 598
dolardan 2004 yılında 4 bin 172 dolara yükselen kişi başına
gelirin, bu yıl sonunda 5 bin dolara yakın bir seviyede
gerçekleşmesini bekliyoruz" dedi. Unakıtan, ekonomideki yüksek
büyümenin istihdama da yansımaya başladığını, 2005 yılının ikinci
dönemiyle 2003 yılının aynı dönemi karşılaştırıldığında istihdam
edilen kişi sayısının 1 milyon 25 bin kişi arttığını belirtti.
Unakıtan, 2002 yılında 87.6 milyar dolar olan dış ticaret hacminin,
2004 yılında 160.7 milyar dolara, 2005 yılında ise bir önceki yıla
göre yüzde 16.6 artışla 187.4 milyar dolar olacağının tahmin
edildiğini ifade etti. 2005 yılının Ocak-Ağustos döneminde
ihracatın 46.2, ithalatın 74.8 milyar dolar olduğunu belirten
Unakıtan, aynı dönemde cari işlemler dengesinde ise 15.8 milyar
dolar açık oluştuğunu vurguladı. Bakan Unakıtan, cari açıkla ilgili
olarak da, "Şu ana kadar olduğu gibi, bundan sonra da finansmanında
herhangi bir sorun beklemediğimiz cari açıkla ilgili gelişmeler
yakından izlenmektedir" diye konuştu. Konsolide bütçe borç stokunun
yapısında YTL lehine önemli bir değişim gerçekleştiğini vurgulayan
Unakıtan, şöyle devam etti: "2002 yılı sonunda borç stokunun yüzde
42'si ulusal paramız cinsinden iken Eylül 2005 sonu itibariyle bu
oran yüzde 62'ye yükselmiştir. Kamu borç stokunun makroekonomik
istikrar açısından kırılganlık oluşturmayacak seviyelere çekilmesi,
temel önceliklerimiz arasında yer almaya devam etmektedir.
Borçlanma alanında elde edilen başarılar, bütçeye faiz yükünün
azalması şeklinde yansımaktadır. 2001 yılında toplanan vergilerin
tamamı faiz ödemelerine yetmezken, 2005 yılının ilk 9 ayı
itibariyle faiz ödemelerinin vergi gelirlerine oranı yüzde 45
düzeyinde gerçekleşmiştir. Yıl sonu itibariyle bu oranın yüzde 41.2
olarak gerçekleşmesi öngörülmektedir."