Umut davası sonuçlandı
Abone olGazeteci-yazar Uğur Mumcu'nun da aralarında bulunduğu çok sayıda olayı kapsayan Umut Operasyonu davasında nihayet karar çıktı. Sanıklara verilen cezalar şöyle:
Gazeteci-yazar Uğur Mumcu, Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı, Prof.
Dr. Muammer Aksoy ve Doç. Dr. Bahriye Üçok'un öldürülmesi
olaylarının aralarında bulunduğu, çok sayıda olayı kapsayan ''Umut
Operasyonu''na ilişkin davada, sanık Ferhan Özmen, ''Anayasal
düzeni cebren değiştirmeye teşebbüs etme'' suçundan ağırlaştırılmış
müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Davada, 1 sanık 15 yıl, 2 sanık
6'şar yıl 3'er ay, 4 sanık 3'er yıl 1'er ay, 1 sanık da 3 yıl 9 ay
hapis cezasına mahkum edildi. Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde
görülen davanın bugünkü karar duruşmasına, tutuklu sanıklar Ferhan
Özmen, Hasan Kılıç, Mehmet Ali Tekin ve Ekrem Baytap ile tutuksuz
yargılanan Abdulhamit Çelik ve Mehmet Şahin ile sanıkların
avukatları ve müdahil avukatları katıldı. Cumhuriyet Savcısı Salim
Demirci, sanıkların cezalandırılması yönündeki eski mütalaasını
tekrar etti. Müdahil avukatlarından Halil Sevinç, Cumhuriyet
savcısının mütalaasına katıldıklarını, sanıkların
cezalandırılmasını istediklerini söyledi. Sevinç, Uğur Mumcu, Ahmet
Taner Kışlalı, Muammer Aksoy ve Bahriye Üçok'u öldürülmelerini
organize eden güçler de ortaya çıkarılıp yargılanmadığı sürece,
dosyanın müvekkilleri açısından kapanmayacağını belirterek, kamu
vicdanının da tatmin olmayacağını kaydetti. Müdahil avukatlarından
Mehmet Cengiz de meslektaşına katıldı. Duruşmada söz verilen sanık
avukatları, eski savunmalarını tekrar ettiklerini belirterek,
beraat ve tahliye isteminde bulundu. Son sözleri sorulan Ferhan
Özmen, müdahil avukatlarından Sevinç'in ''karanlık güçlerden'' söz
ettiğini ifade ederek, ''Karanlık güçler varsa, bunlar ortaya
çıkarılsın. Şimdiye kadar hiç karanlık güç falan ortaya çıkmadı.
Çıksa da biz rahat etsek. Beraatimi istiyorum. 6 yıldır ilk defa
beraat isteminde bulunuyorum'' diye konuştu. Hasan Kılıç ve Mehmet
Ali Tekin de beraat ve tahliye isteminde bulundu, Topluma
Kazandırma Yasası'ndan yararlandırılmaları yönünde karar verilmesi
istedi. Diğer sanıklar da beraat isteminde bulundu. -KARAR- Mahkeme
Başkanı Mehmet Orhan Karadeniz, duruşmaya karar için ara verdi.
Öğleden sonraki oturumda kararı açıklayan Karadeniz, sanık Ferhan
Özmen'in ''Anayasal düzeni silah zoruyla yıkarak, yerine din
kurallarına dayalı devlet kurmak için oluşturulan silahlı örgüte
üye olup, Anayasal düzeni değiştirmeye cebren teşebbüs etme''
suçundan eski TCK'nın 146/1. maddesi uyarınca ağırlaştırılmış
müebbet hapis cezasına çarptırıldığını bildirdi. Karadeniz, sanığın
eylemlerinin yoğunluğu ve sürekliliği, her biri idam cezasını
gerektiren öldürme ve yaralama eylemlerini gerçekleştirmiş olması
ve eylemlerden sonraki davranışları, ceza adaletinin sağlanması,
hak ve nefaset kuralları gözönüne alınarak, Özmen hakkında ceza
indirimine yer olmadığının kararlaştırıldığını kaydetti. Kamu
hizmetlerinden ömür boyu yasaklanmasına karar verilen Özmen'in
tutukluluk halinin de devamına karar verildi. -TOPLUMA KAZANDIRMA
YASASI'NDAN YARARLANDILAR- Mahkeme heyeti, tutuklu sanıklar Hasan
Kılıç ve Mehmet Ali Tekin'i ''silahlı örgütün özel görevli
yöneticisi olma'' suçuna uyan ve lehlerine uyan 5237 sayılı yeni
TCK'nın 314/1. maddesi uyarınca, 10'ar yıl hapis cezasına
çarptırdı. Terörle Mücadele Yasası'nın ceza artırımını öngören 5.
maddesi uyarınca sanıkların cezasını 15'er yıla çıkaran mahkeme
heyeti, Kılıç ve Tekin'in duruşmadaki iyi halleri, sosyal
ilişkileri, eylemlerinden sonraki davranışlarını dikkate alarak,
cezalarını 12 yıl 6'şar aya indirdi. Mahkeme, 4959 sayılı Topluma
Kazandırma Yasası'ndan yararlanma isteklerini de yerinde bularak,
yasanın 4/c-2. maddesi uyarınca Kılıç ve Tekin'in cezalarını 6 yıl
3'er aya indirdi. Mahkeme, ceza miktarı ve tutuklu kaldıkları
süreyi dikkate alarak, Kılıç ve Tekin'in tahliyesine karar verdi.
Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, Mehmet Şahin, Fatih Aydın, uzaffer
Dağdeviren ve Abdulhamit elik'in, ''silahlı örgüt üyesi lma''
suçunu düzenleyen yeni TCK'nın 314/2. maddesine göre, 5'er yıl
hapis cezasına çarptırdı. Sanıkların Terörle Mücadele Yasası'na
göre cezalarını 7 yıl 6'şar aya çıkaran heyet, ''iyi hal'' ve
Topluma Kazandırma Yasası'ndan yararlanma durumlarını dikkate
alarak, sanıkların cezalarını 3'er yıl 1'er ay 15'er güne indirdi.
Mahkeme heyeti, sanık Yusuf Karakuş'u, suçu işleyiş biçimi ve
yoğunluğunu, sosyal durumunu gözeterek, yeni TCK'nın 314/2. maddesi
uyarınca 6 yıl hapis cezasına mahkum etti. Karakuş'un cezası önce
artırıldı, daha sonra Topluma Kazandırma Yasası da uygulanarak 3
yıl 9 aya düşürüldü. Sanıklardan Ekrem Baytap'ı ise yeni TCK'nın
314/1. maddesi uyarınca, suçun işleniş şekli ve özelliği, sosyal
durumu dikkate alarak, 12 yıl hapse mahkum eden mahkeme heyeti,
cezayı Terörle Mücadele Yasası uyarınca önce artırdı, daha sonra
iyi halini dikkate alarak 15 yıl hapse mahkum etti. Baytap'ın
Topluma Kazandırma Yasası'ndan ve yeni TCK'nın ''etkin pişmanlık''
hükmünden yararlanma başvuruları, şartları oluşmadığından
reddedildi. Mahkeme heyeti, aldığı ceza miktarı ve tutuklu kaldığı
süreyi dikkate alarak, ileri mağdur olmaması için Baytap'ı tahliye
etti. Müdahil avukatları, kararı temyiz edeceklerini açıkladılar.
Avukatlar, mahkemeye süre tutum dilekçesi verdiler. -UMUT
OPERASYONU VE DAVA SÜRECİNDEN NOTLAR- ''Umut Operasyonu'',
İstanbul'da terör örgütü Hizbullah'ın İlim Grubu'na yönelik 17 Ocak
2000 tarihinde düzenlenen operasyonda elde edilen CD ve
disketlerdeki bilgiler üzerine, Gazeteci-Yazar Uğur Mumcu
suikastının faillerini yakalamak amacıyla 21 Şubat 2000 tarihinde
başladı. CD ve disket çözümlerinden yasadışı Tevhid-Selam ve Kudüs
Ordusu örgütleri ortaya çıkarılırken, operasyonda ilk gözaltılar,
İstanbul'da 6 Mayıs 2000 tarihinde gerçekleşti. Türkiye geneline
yayılan operasyonlarda, 100'ün üzerinde şüpheli gözaltına
alınırken, 13 Mayıs 2000 tarihinde, Sincan'ın Çimşit köyünde, bomba
ve plastik patlayıcılarla çok sayıda silah ele geçirildi. Prof. Dr.
Kışlalı suikastının faili olarak 14 Mayıs 2000'de Ankara'da
gözaltına alınan Necdet Yüksel'in de yer göstermesi sonucu,
Sincan'da çok sayıda patlayıcı, silah ve mühimmat bulundu. ''Umut
Operasyonu''na ilişkin soruşturmayı yürüten Savcı Hamza Keleş, 11
Temmuz 2000 tarihinde, 9 kişi hakkında idam istemiyle olmak üzere
17 sanık hakkında dava açtı, 111 kişi hakkında takipsizlik kararı
verdi. İddianamede, yasadışı Tevhid-Selam ve Kudüs Ordusu
örgütlerinin yöneticisi ve üyesi olan, bu örgütlere yardım ve
yataklık etmekle suçlanan sanıkların amaçlarının, ''Türkiye'deki
mevcut anayasal düzeni silah zoruyla değiştirerek, yerine İran
rejimine benzer bir İslam devleti kurmak'' olduğu belirtildi. Kudüs
Ordusu'nun, 1979'da İran devriminden sonra kurulan Devrim
Muhafızları içinde oluşturulduğu, amacının Türkiye'de İslam dinini
kullanarak önce toplumda karşıt gruplar oluşturmak, sonra bu
gruplar arasında öldürme, bombalama, yaralama, adam kaçırma gibi
olaylar yaratarak, kin ve düşmanlığı körüklemek; güvensizlik ortamı
yaratarak silah zoruyla rejimi değiştirmek olduğu ifade edilen
iddianamede, örgütün Türkiye'deki faaliyetlerinin kültürel yönden
Hasan Kılıç, Mehmet Ali Tekin, Nurettin Şirin ve Talip Özçelik,
askeri yönden Ferhan Özmen, Selçuk Şanlı, Necdet Yüksel, Oğuz Demir
ve Rüştü Aytufan tarafından sürdürüldüğü kaydedildi. -AYDINLARA
YÖNELİK EYLEMLER- İddianamede, Ferhan Özmen'in, Prof. Dr. Muammer
Aksoy'u 31 Ocak 1990'da Bahçelievler'deki evinin girişinde, Doç.
Dr. Bahriye Üçok'u ise 6 Ekim 1990'da evine gönderdiği bombalı
paketle öldürdüğünü hazırlık soruşturmasında verdiği ifadelerde
itiraf ettiği belirtildi. Savcılığın iddianamesinde, 24 Ocak
1993'te Mumcu'nun aracına konulan bombanın Özmen tarafından
yapıldığı ve araca Necdet Yüksel'in gözcülüğünde Oğuz Demir
tarafından yerleştirildiği ifade edildi. İddianamede, 21 Ekim 1999
günü, Prof. Dr. Kışlalı'nın Çayyolu'ndaki evinin önünde bulunan
otomobiline bombanın, Yüksel'in gözcülüğünde Rüştü Aytufan
tarafından yerleştirildiği kaydedildi. -DAVA SÜRECİ- Umut Davası,
Ankara 2 No'lu DGM'de 14 Ağustos 2000 Pazartesi günü başladı. Savcı
Keleş, Prof. Dr. Kışlalı'nın aracına bomba koyduğunu, Prof. Dr.
Yuda Yürüm'ün aracına bomba konulması olayına katıldığını itiraf
eden sanık Rüştü Aytufan hakkında idam istemiyle, 3 sanık hakkında
da ''Kudüs Ordusu Örgütü'ne yardım ve yataklık ettikleri''
gerekçesiyle 12 Ekim 2000 tarihinde dava açtı. Daha sonra 3 kişi
hakkında açılan davaların birleştirilmesiyle, ''Umut Operasyonu''
davasında sanık sayısı 24'e çıktı. Kapatılan Ankara 2 No'lu DGM'nin
7 Ocak 2002 tarihinde verdiği ilk kararda, sanıklar Musa Koca,
İsmail Koçhan, Şeref Dursun ve Adnan Yükdağ beraat etti. Abdullah
Argun Çetin, ''Uğur Mumcu'nun taammüden öldürülmesi olayına fer'i
fail olarak iştirak etmek suçunu işlemediği'' gerekçesiyle, bu
suçtan beraat etti. Çetin'in, ''cürüm işlemek için oluşturulan
teşekküle üye olma'' suçundan dosyası ayrıldı. Arif Tarı hakkındaki
davanın kesin hükme bağlanması, 4616 Sayılı Şartla Salıverilmeye,
Dava ve Cezaların Ertelenmesine Dair Kanun uyarınca ertelendi.
Devriş Polat ile Yüksel Pekdemir, 3 yıl 9'ar ay ağır hapis cezasına
mahkum edildi. Mehmet Ali Tekin, Abdulhamit Çelik, Muzaffer
Dağdeviren, Fatih Aydın, Mehmet Şahin, Talip Özçelik, Hakkı Selçuk
Şanlı, Mehmet Kassap, Mehmet Gürova, Adil Aydın ve Murat Nazlı,
''Türkiye'de mevcut anayasal düzeni silah zoruyla yıkıp, yerine din
kurallarına dayalı devlet kurmayı amaçlayan silahlı çetenin sair
efradı oldukları'' gerekçesiyle, 12 yıl 6'şar ay ağır hapis
cezasına çarptırıldı. Yusuf Karakuş, 15 yıl ağır hapis cezasına
çarptırıldı. Sanık Hasan Kılıç, ''mevcut anayasal düzeni silah
zoruyla yıkıp, yerine din kurallarına dayalı devlet kurmayı
amaçlayan silahlı çetenin özel görevli yöneticilerinden olduğu''
gerekçesiyle 18 yıl 9 ay ağır hapis cezasına mahkum edildi. Ferhan
Özmen, Necdet Yüksel ve Rüştü Aytufan ise ''mevcut anayasal düzeni
silah zoruyla yıkıp, yerine din kurallarına dayalı devlet kurmak
için oluşturulan silahlı çeteye üye olup, anayasal düzeni
değiştirmeye cebren teşebbüs ettikleri'' gerekçesiyle TCK'nın
146/1. maddesine göre ölüm cezasına çarptırıldı. Yargıtay 9. Ceza
Dairesi, Ferhan Özmen, Mehmet Ali Tekin, Hasan Kılıç, Yusuf
Karakuş, Muzaffer Dağdeviren, Abdulhamit Çelik, Fatih Aydın ve
Mehmet Şahin hakkındaki hükmün bozulmasına, diğer sanıklar yönünden
beraat ve mahkumiyet kararlarının onanmasına karar verdi.
Yargıtay'ın bozma kararının ardından Ankara 2 No'lu DGM'de yeniden
görülmeye başlanan dava, DGM'lerin kapatılması üzerine Ankara 11.
Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam etti. Bozmadan sonraki yargılamada
İranlı Abbas Gulamzade'nin kaçırılması olayıyla ilgili olarak
İstanbul'da yargılanan Ekrem Baytap'ın dosyası da Umut Davası ile
birleştirildi.