Umman Sultanı Kabus bin Said hayatını kaybetti
Abone olUmman Sultanı Kabus bin Said'in (79) hayatını kaybetti. Sultan ailesinin, herhangi bir veliaht atamayan Sultan Kabus bin Said'in yerine geçecek ismi, 3 gün içinde seçmesi gerekiyor
Umman resmi ajansı ONA'da yer alan Sultanlık Divanı'ndan yapılan
açıklamaya göre, 2014 yılından bugüne kadar iki kez tedavi için
yurt dışına giden Sultan Kabus bin Said, son olarak 7
Aralık'ta sağlık sorunları nedeniyle tedavi gördüğü Belçika'dan 13
Aralık'ta ülkesine dönmüştü.
Vefatı nedeniyle 3 günlük yas ilan edilen ülkede, Umman Sultanı Kabus ölümünden önce yerine herhangi bir veliaht atamadı. Umman Anayasası'nın 6. maddesine göre, Sultanlık makamının boş kalmasının ardından, Sultan ailesinin toplanarak 3 gün içinde tahta geçecek ismi belirlemesi gerekiyor.
Söz konusu bu 3 günlük sürede ortak bir isimde uzlaşılamazsa Milli Güvenlik Konseyi, Yüksek Mahkeme Başkanı, danışma konseyinin iki kanadının başkanları bir arada Sultan Kabus'un tahta geçmesi için önerdiği ismin yer aldığı zarfı açacak ve o kişi ülkenin başına geçecek.
Sultan Kabus kimdir?
Sultan Kabus, 1940 yılında dönemin Umman Sultan'ı Said bin
Teymur'un ilk ve tek oğlu olarak dünyaya geldi.
İlk eğitimini Umman'da tamamlayan Sultan Kabus, lise eğitimi için 16 yaşında İngiltere'ye gitti. 20 yaşında Körfez monarşilerindeki ve İngiltere kraliyet ailesinde prenslerin eğitime katıldığı Sandhurst Kraliyet Askeri Akademisi'ne devam etti.
Sultan Kabus, kısa bir süre İngiliz ordusunda hizmet verdikten sonra eğitimini tamamlayarak 1966 yılında ülkesine döndü.
Sovyetler Birliği ve Güney Yemen’in 1970'de başlattığı krallık karşıtı ayaklanma sırasında, bölgenin o tarihteki etkin gücü İngiltere'nin desteklediği bir saray darbesiyle babasının yerine tahta çıkan Sultan Kabus, İngiliz, İran ve Ürdün desteğiyle Zufar bölgesindeki silahlı isyanı bastırdı.
Körfez’de İran devriminin ardından 1981 yılındaki Körfez İşbirliği Konseyinin (KİK) kurulmasına öncülük eden Sultan Kabus, İran-Irak savaşı boyunca iki ülkeyle de ilişkilerini sürdürerek tarafsızlığını korumayı başardı.
Irak’ın, Kuveyt’i işgali sırasında Birleşmiş Milletler kuvvetleriyle ortak hareket eden Umman, Irak ile diplomatik ilişkilerini de bu süreçte koparmadı.
Mısır'da Enver Sedat, Camp David Anlaşması'nı imzaladığında Umman, Kahire ile diplomatik ilişkileri kesmeyen üç Arap ülkesinden biriydi. Umman Sultanı, İsrail-Filistin çatışmasının çözülmesi için ise taraflar arasında doğrudan görüşme yapılmasını savundu.
Kabus, 1994 yılında İzhak Rabin’i Muskat’ta karşılayarak bir İsrail Başbakanı’nın tarihte ilk defa bir Körfez ülkesine ziyaretine ev sahipliği yaptı.
"Bağımsız, tarafsız ve ara bulucu" dış politika izledi
Orta Doğu tartışmalarında adı diğer ülkeler kadar anılmayan Sultan Kabus yönetimindeki Umman, tarafsızlık ilkesi ve özgün dış politikasıyla gözlerden uzak kalmayı başararak, birçok bölgesel çatışmada ara buluculuk rolünü üstlendi.
Sultan Kabus döneminde Muskat, diğer birçok bölgesel meselede olduğu gibi komşularının aksine İran-Suudi Arabistan geriliminde iki tarafla da güçlü ilişkiler geliştirmeyi başardı.
Basra Körfezi'nin Hint Okyanusu’yla buluşma noktasındaki Hürmüz Boğazı’nı İran ile paylaşan Umman, Arap Yarımadası’nın güneydoğu kıyısındaki jeopolitik kesişme noktasındaki konuma rağmen tarafsızlığını korudu.
Umman, Sultan Kabus döneminde Batı ile sürdürdüğü ilişkilere rağmen İran devrimiyle başa gelen yönetimle bağlarını korudu. Muskat yönetimi, Hürmüz Boğazı’nda sınır komşusu Tahran ile 1990'larda kıta sahanlığı konusunda anlaşma sağladı.
Sultan Kabus döneminde Muskat yönetimi, Suudi Arabistan ve Yemen ile sınırlarının belirlendiği müzakereler, Arap Baharı öncesi ve sonrasında Yemen yönetiminin KİK ile ilişkileri, 2014 yılında Körfez ülkelerinin Katar'a uyguladığı ambargo krizi, İran'ın nükleer programına ilişkin imzalanan anlaşma gibi birçok bölgesel ve uluslararası kritik anlaşmazlığın müzakeresinde ara bulucu rol üstlendi.
Muskat bugün İran ile sürdürdüğü ılımlı ilişkilere rağmen güvenlik politikalarında Batı ile beraber hareket ediyor. ABD'nin ülkedeki 5 askeri üssünde yaklaşık 2 bin kadar yabancı askerin bulunduğu kaydediliyor.