ANKARA'da Aleyna Çakır, 3 Haziran'da Keçiören ilçesinde evde ölü bulundu. Çakır’ın kendini asarak yaşamına son verdiği iddia edildi. Sevgilisi olduğu belirtilen Ümitcan Uygun'un, daha önce Çakır'a şiddet uyguladığı anlara ait görüntüler ise ölümünden kısa süre sonra sosyal medyada yer aldı.Bunun üzerine polis tarafından gözaltına alınan Ümitcan Uygun, ifadesinin ardından serbest bırakıldı. Günlerce televizyon programına katılan Aleyna Çakır'ın ailesi, kızlarının ölümünden Ümitcan Uygun'u sorumlu tuttu. Uygun'un annesi Gülay Uygun, 17 Eylül akşamı, Ankara Keçiören'de bir akrabasının evine yakın dağlık alanda başından silahla vurulmuş halde ölü bulundu. Olay yerinde yapılan incelemede el yazısıyla yazılmış intihar notu bulundu. Savcılığın yaptığı ilk incelemede kadının başının sağ tarafından vurulduğu tespit edildi.Ölü bulunduğu alana nasıl gittiği ortaya çıktı: Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Gülay Uygun'un ölümüyle ilgili soruşturma başlattı. Savcılığın talimatıyla olayı araştıran polisin hazırladığı fezleke, dosyaya girdi. Fezlekede yer alan güvenlik kameralarına ilişkin görüntü inceleme tutanağı, Gülay Uygun'un ölü bulunduğu alana nasıl gittiğini ortaya koydu. Taksiye bindi: Fezlekede yer alan görüntü inceleme tutanağına göre, Uygun evinden çıktıktan sonra saat 08.58’de Aleybey Sokak’ta bir iş yerinin kameralarına yansıdı. Uygun, saat 08.59’da ise Sanatoryum Caddesi’nde başka bir kameranın açısına girdi. Elinde beyaz renkli bir poşet bulunan Uygun, caddede bir süre durduktan sonra kameranın açısından çıktı. Daha sonra Uygun’un başka bir kamera tarafından taksiye binerken görüntülendiği yer aldı.Görüntülerin incelenmesinin ardından polis, plakası tespit edilen taksi şoförüne ulaştı. Fezlekede ifadesi yer alan taksi şoförü, şunları anlattı: "44-50 yaşlarında sarışın bir kadın taksiye bindi ve Bağlum son duraktaki villalara doğru sürmemi istedi. Elinde bir poşet vardı. Maskesi de çenesinin altındaydı. Arka koltukta olduğu için uyarma ihtiyacı duymadım. Aramızda başka bir konuşma geçmedi.''''Son durakları geçtikten sonra meskenin kalmadığı bölgeye gelince devam edip etmeyeceğimizi sordum. Bana, 'siz devam edin, geldiğimde söyleyeceğim' dedi. Yaklaşık 5 kilometre sonra durmamı söyledi. 100 lira verdi, para üstünü verdikten sonra inerek yolun karşısına geçti.''''Geri döndüm, aynadan baktığımda kadınında aynı istikamete yürüdüğünü gördüm. Oradaki hobi bahçelerine gittiğini düşündüm. Daha önce gördüğüm biri değildi. Yol boyunca telefon görüşmesi yapmadı. Yalnız dalgın ve boş baktığını hatırlıyorum." Uygun’un telefon incelemesi sonucu hazırlanan rapor da fezlekede yer aldı. Bu kayıtlarda Uygun’un ölmeden önceki telefon aramaları ve mesajlaşmaları yer aldı. Savcılık, bu kayıtları inceleyerek, Uygun’un o sabah kimle konuştuğunu, kimle mesajlaştığını ve cevapsız çağrıları olup olmadığını araştıracak. Öte yandan fezlekede Uygun'un WhatsApp kayıtları da yer aldı. Uygun'un üye olduğu WhatsApp gruplarının akraba grupları olduğu, kendisi tarafından oluşturulmuş bir WhatsApp grubunun bulunmadığı notu düşüldü.Öte yandan geçtiğimiz günlerde Ümit Köse kız kardeşi Gülay Uygun'un hayatını kaybettiği gün yaşananları anlattı: Abimi aramış hakkını helal et demiş: "Polisten önce biz bulduk, kocası, ben, benim kardeşim ve dayım. Dört kişiydik. Ben o gün bir buçuk gibi, bir yakınımı aradım. Yakınım bana, 'Abi panik yapma da Gülay ablam kayıp onu arıyoruz. Abimi aramış, hakkını helal et demiş ve gitmiş' dedi. Biz daha sonra, oradaki kız kardeşim ve annemle birlikte beş buçuk sularında Bağlum'a geldik. Son durakta eniştemle görüştük.''Piknik alanındayım: ''Eniştemi aramış, 'Canım seni çok seviyorum, hakkını helal et, Bağlum son durakta piknik alanındayım' demiş. Eniştem sabah dokuz gibi dayısını arayıp, Ulus'tan buraya kendisinin geldiğini söyledi. O saatten bu yana ablamı arıyorlarmış. Enişteme pikniğe nereye gittiklerini sordum. Şu an olayın olduğu yeri söyledi. Biz gittik baktık orada yoktu. Bir kere daha bakalım dedik. Sonra olayın olduğu yere gittik.'' Kafasının arkasından değil kulağının üzerinden kurşun...: ''Arabada durağın yanındaydı, biz çok dik bir yerden çıktık. Herkes farklı bir yere giderek aramaya başladı. Bir süre sonra dayım telefonla beni arayarak bulduklarını söyledi. Daha sonra diğer kardeşim beni gördü onu da alarak, olayın olduğu yere doğru koştum. Bacımı kendini vurmuş bir şekilde gördüm, üzerine kapandım. Kafasının arkasından değil, kulağının üzerinden gelen kurşunla intihar etmiş. Yüksek sesle bağırdım, dağları inlettim.''Yüzünü örttüm: ''O bir kamyoncu bağlandı da, orada bir erkek sesi vardı diyordu ya, o beyaz araba da bizdik, erkek sesi de benim sesimdi. Saat altı gibi Gülay'ı bulduk. Ayakkabısı çıkık falan diyorlar ya, ayakkabısını Birol çıkardı, annesinin ayağını öptü. Ben gömleğini çıkardım. Yüzüne sinekler geliyordu, yüzüne örttüm.'' Çoktan ölmüştü: ''Biz dokuz gibi ticari taksiye binip olay yerine gittik. Edindiğimiz bilgiye göre, saat on ya da on buçuk civarında intihar ettiği yani, yedi sekiz saat cansız bir şekilde yattığı ortada. Yani kamyoncunun verdiği ifadede söylediği zaman, bacım çoktan ölmüştü.''Ümitcan'ın silahı var: ''Bacımın silahı nereden bulduğu hakkında bir bilgim yok. Ümitcan'ın kuru sıkı silahı var. Ben de kızardım, oğlum bunları gerçek zannederler falan diye. Silahı nerden aldığı konusunda hiçbir fikrim yok. Bacımla telefonla konuşurduk bana, 'Ben herkesle konuşuyorum ama senle konuşamıyorum, doluyorum, zaten ben doluyum. Seninle konuşurken içimden ağlamak geliyor, sana her şeyimi anlatamıyorum. Abi doldum ben, artık dayanamıyorum' dedi. Bacım altın kalpli birisiydi, iyilik meleğiydi.''Ölmeyi düşünmüyordu: ''Ümitcan'ın daha iyi bir çocuk olması için çok uğraştı bacım. Aleyna olayında en son, olayın içine kendi adı girince... Aslında bacım hayatı, yaşamayı çok seven birisiydi. Kesinlikle ölmeyi düşünmüyordu. Bizde hiç öyle bir ihtimal vermiyorduk. Kendini intihar edeceğini hiç düşünmemiştik. 'Abicim balkondan atmayı denedim, cesaret edemedim' dedi sonra dolu dolu ağladı.''Yalan konuşmayı sever: ''Ümitcan biraz hırçın büyüdü. Ama Ümitcan'da cani değildir, altın kalplidir aynı annesi gibi. Yeğenim biraz atarlıdır, yalan konuşmasını sever. Hava atmak için etrafına ayda 80 bin lira kazanıyorum diye konuşmuştur. Ümitcan'ın arkadaş çevresi çok zengin bir kitleye sahip. Öyle de söylüyordu. Onlardan etkilenerek söylemiştir ayda 80 bin lira kazandığını. "Dayıcım arkadaşlarım var, şunla gidiyorum, bunla gidiyorum" diye sürekli söylüyordu. Nasıl olduğunu bilmiyorum.''Yurttaki kızlara yemek yapardı: Bacımın evine haftada bir ya da iki gün iş dolayısıyla uğrardım. Bacım kazanlarla yaprak sarardı. Defalarca gördüm. Bu kadar sarmayı ne yaptığını sorduğumda yavrularına götüreceğini söylerdi. Kızım devlet senden zengin, devlette yok mu bunlar diye tepki verdiğimde, 'Abi devlette tabii var ama ben kendi ellerimle sarıyorum' derdi.''Ümitcan ve Aleyna'nın gözlerindeki aşkı gördüm: ''Ben çocukların gözlerindeki sevgiyi ve aşkı gördüm, Aleyna'ya dedim ki, kızım babanın evine git de seni gelip isteyelim. Aleyna da bana 'Siz beni Allah'ımdan ve benden isteyin, aileme ben gitmem, ben onları sildim' dedi."