Ümit Özdağ'ın Filistin davası sözleri olay oldu Ebubekir Sofuoğlu 'öldüğünde cenazesinin camiye gelmemesi gerekir' dedi

İsrail-Hamas çatışması 11. gününe girerken yeni bir tartışmanın fitili ateşlendi. 

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, iki gün önce bir konferansta yaptığı konuşmada "Filistin davası bir Arap davasıdır. Aslında sadece Filistinli Arapların davasıdır. Diğer Arap ülkeleri Filistin davasına kendi milli çıkarları ile uyuştuğunu ölçüde destek vermişlerdir." dedi.

"Arkadan vurulma olmuştur"

Türk milletinin kanı ile canı ile malı ile 1058’den 1918’e kadar 860 sene bütün İslam dünyasını tek başına birleşik Avrupa kıtasına ve Hristiyanlığa karşı savunduğunu söyleyen Özdağ, "Bu 860 senenin sonunda Türk Milleti bir kez Araplardan yardım istemiştir. Aldığı ise arkadan vurulma olmuştur. Bundan dolayı bugün “Filistin’e gidelim, savaşalım” diyenlere Filistin bir İslam davası değildir, bir Arap davasıdır. Arap davası için ölmek isteyenleri hiç tutmayız hatta size bilet parası yardımı bile yaparız, yeter ki gidin diyoruz." ifadelerini kullandı.

Özdağ'dan yeni açıklama: Arapların Kıbrıs Türklüğü davası yok

Öte yandan yeni bir açıklama yapan Özdağ, sözlerinin arkasında olduğunu belirtti. Filistin-İsrail sorununda iki devletli çözümü savunduklarını aktaran Özdağ, "Zafer Partisi, Filistin devletine İsrail ile görüşmelerinde destek vermeyi Filistin devletinin KKTC, Doğu Türkistan, PKK, FETÖ ve Ermenistan konusunda Ankara’nın politikalarına verdiği destek ile orantılı olarak verecektir. Arapların Kıbrıs Türklüğü davası yok. Doğu Türkistan davası yok. Biz Türklerin de Filistin davamız yok." dedi.

Özdağ'ın tartışılan sözlerine zaman zaman sert çıkışlarıyla gündeme gelen Sakarya Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ebubekir Sofuoğlu yanıt verdi.

Sosyal medya hesabından açıklama yapan Sofuoğlu, "Bu adamın, öldüğünde cenazesinin camiye gelmemesi gerekir." diyerek tepki gösterdi.

"İmanından şüphe edilir"

"Müslümanların ilk kıblesi Kudüs-Filistin, bizim davamız değildir diyen bir kişinin imanından şüphe edilir. Çünkü siyonistler bile orayı kendilerine göre kutsal yerler olması sebebiyle işgal altında tutmaya çalışırken bir Müslüman ilk kıblesinden nasıl bigâne kalabilir?" diye soran Sofuoğlu, sözlerine şöyle devam etti:

"Müslümanlar için de orası daha önceki Peygamberlerin yaşadığı yerler ve Peygamber Efendimiz SAV'in Mirac'a çıktığı, bütün Peygamberlere namaz kıldırdığı yer olması ve daha birçok manevi hususiyetleri olması hasebiyle kutsaldır ve İslam'ın davasıdır. Ayrıca, Müslümanların ilk kıblesine bu denli saygısızca tutum sergileyen bu şahsa oy verenlere Allah bunun hesabını kıyamet günü soracaktır. Şamanizmden kopamamış herhangi biri için önemli olmayabilir ama Kudüs, Müslümanların ilk kıblesi ve bu anlamda Müslümanların namusudur."

"Mossad'la ilişkini temize çıkarmayacaktır"

Kudüs'ün kaybedilmesinde İttihaçıların sorumlu olduğunu belirten Sofuoğlu, sözlerine böyle devam etti: "Kudüsü, İsrailin başkenti olarak tanımıyoruz sözün de mossad'la ilişkini temize çıkarmayacaktır Türk tarihinde senin kadar tarihi çarptıan bir kişi az gelmiştir. Adını ağzına almaya layık olmadığın Tuğrul Bey ve Yavuz Sultan Selim Han senin dediğin gibi Filistin, İslamın davası değildir dememiş, İslam beldelerini sapkın inançlardan kurtarmış, Kudüsü Osmanlı yapmıştır. "

Ebubekir Sofuoğlu kimdir?

52 yaşındaki Sofuoğlu, Marmara Üniversitesi Tarih Bölümü'nden 1992 yılında mezun oldu. Yüksek lisansını İstanbul Ünversitesi'nde, doktora çalışmalarını da Sakarya Üniversitesi'nde tamamladı.
Osmanlı İmparatorluğu dönemindeki yeniden yapılanma süreçleri ve ıslahatlarla ilgili çalışmalar yapıyor.
Sofuoğlu, daha önce de bazı açıklamalarıyla tepki toplamış ve tartışma yaratmıştı.

Temmuz 2019'da ilahiyat fakültelerinde görev yapan meslektaşlarını eleştirmiş ve ilahiyat öğretim üyelerini "deist, ateist, hadis düşmanı ve Kuran düşmanı" olarak nitelendirmişti.
Sofuoğlu, Ayasofya'nın cami olarak Müslümanlar için yeniden ibadete açılması sürecinde ikonaların kapatılmaması halinde bu yapının "fahişenin sergilendiği ilk cami" olacağını öne sürmüştü.
Sofuoğlu, İstanbul Sözleşmesi'nden çıkılmasını savunan akademisyenler arasında yer alıyor.
Daha önceki bazı açıklamalarında hem sözleşmeyi hem de sözleşmeye destek veren muhafazakar kadın örgütlerini sert dille eleştirmişti.