Ümit Özat 'Ölene kadar Aziz Yıldırımcıyım' deyip Ersun Yanal'ı bombaladı
Abone olTeknik direktör Ümit Özat, "Ölene kadar Aziz Yıldırımcıyım. Hep söylüyorum sen 32 yaşında gönderdiğin Emre Belözoğlu'nu 39 yaşında tekrar aldın. Bu Ersun Yanal'ın acizliğidir" dedi.
Bosna Hersek'ten, kulübünün vergi borçları sebebiyle lisansı
çıkmadan döndüğünü belirten eski Fenerbahçeli futbolcu, AA
muhabirine açıklamada bulundu.
Fenerbahçe Teknik Direktörlüğü için adı geçen isimlerin her birinin değerli kişiler olduğunu vurgulayan 43 yaşındaki teknik direktör, "Benim kimseden bu konuda bir beklentim yok. Bu ten bu canda olduğu sürece bir gün Fenerbahçe'yi çalıştıracağım ama bugün değil. Hayırlıysa olsun, değilse olmasın. Fenerbahçe teknik direktörülüğü için ismimin geçmesi gibi bir beklentim yok. İsmi geçen herkes değerli arkadaşlarımız." ifadelerini kullandı.
''Bu Ersun Yanal'ın acizliğidir''
Fenerbahçe'deki sorunun teknik direktör olmadığını dile
getiren Özat, şöyle devam etti: "Fenerbahçe'de kimler kimler
görev yaptı, bu ismi geçenler neden yapmasınlar. Fenerbahçe'de
problem teknik direktör problemi değil. Fenerbahçe doğru bir
yapılanma yapması lazım. Hep söylüyorum; sen 32 yaşında gönderdiğin
Emre Belözoğlu'nu 39 yaşında tekrar aldın. Bu Ersun Yanal'ın
acizliğidir. Ersun Yanal'ın lider vasfı olmadığı için Emre'nin
liderliğiyle bunu kapatmaya çalıştı."
Bosna Hersek'ten lisansının çıkmamasına karşın tecrübe edinerek döndüğünü aktaran Özat, "Spor kültürü yüksek olan bir ülke. Neticede Yugoslavya'dan ayrılan bir ülke. Türkiye'deki rakamlara bakınca çok daha ucuza oynayan çok daha yetenekli oyuncular gördük. Bunun için bizim adımıza bir avantaj oldu. Neticede kötü tecrübenin de iyi tecrübenin de size faydası olur. Güzel bir tecrübeydi inşallah bu faydalarını ilerde görürüz." değerlendirmesinde bulundu.
Özat, başka bir ülkede çalışmanın zorluğuna değinerek yabancı
teknik direktörlere biraz daha anlayış gösterilmesi gerektiğini
belirtti.
Dil sorununun futbolculara hırs ve duyguyu aşılama konusunun önüne geçtiğini dile getiren genç teknik adam, henüz Türkiye'den hiçbir kulüple görüşmediğini aktardı.
"Rızıkla ölüm habersiz gelir''
Pandemi sürecinde kulüplerin takım planlamasını ikinci plana atmak
zorunda kaldığını vurgulayan Özat, şunları kaydetti:
"Rızıkla ölüm habersiz gelir. Nasibiniz nerde bilemezsin. Ben buna da inanırım. Benim arkamda hacılar, hocalar ya da dayılar, amcalar yoktu. Ben bugüne kadar alnımın teriyle geldim. Kimsenin bir şeyiyle gelmedim. Rızkımız varsa, Rabbim nasip ederse, alnımıza yazıldıysa gider çalışırız. Antrenörlük yaptığımızı herkes biliyor, böyle bir antrenör vardı diye sağı solu aratmanın bir anlamı yok. Dolayısıyla ben böyle bir yola girmeyi tercih etmiyorum. Cumhurbaşkanı da hep diyor ya Nasibinde varsa mermere geçirir dişini, nasibinde yoksa muhallebi yerken kırar dişini. Varsa nasibi gelir bulur."
"Ben Türkiye'de çok takım çalıştırmadım''
Ümit Özat, Türkiye'de istikrarı yakalayamadığına ve çok fazla
takım çalıştırdığına dair bir önyargı olduğunu anlatarak, şöyle
konuştu: "Ben Türkiye'de çok takım çalıştırmadım. Ben antrenörlüğe
çok erken başladım. 32 yaşında başladım ama Ankaragücü'nü
çalıştırdıktan sonra 3 sene ara verdim. Sonra Elazığ'a gittim.
Samsun ve Mersin İdman Yurdu, akabinde de Gençlerbirliği ve Adana
Demirspor. Şimdi Boluspor görünüyor ama ben orada çalışmadım. Sezon
başlamadan yani istediklerimin olmayacağına kanaat getirince oradan
ayrıldım. Ben Giresun'da devam edebilirdim kimse bana git demedi.
Ayrılmadan 2 hafta önce açıklama yaptım. Ya buradaki düzeni
bozacağım ya da umrumda değil gideceğim dedim. Ben kendim bıraktım
gittim. Ben Adana Demirspor'da başladım tam olarak. Ben onları
çalışmış gibi görmüyorum."
"Bizim mizacımız biraz daha farklı''
Türkiye'de birçok tecrübeli ve başarılı teknik direktörün takımları
küme tutamadığını da hatırlatan Özat, "Bizim mizacımız
biraz daha farklı, tanımayan insanın bizi sevme şansı yok. 81
milyona kendimizi tanıtma şansımız yok. Başarı başarısızlık
tabela demek değildir. Tercihtir, bazen çok mutlu olacağın yer
vardır gidersin alt liglerde de çalışırsın. Ben Fenerbahçe ile UEFA
Şampiyonlar Ligi'nde devam etmek varken Bundesliga 2'ye gittim.
Kimse bana git demedi. Bazen inandıklarınızı yapmanız lazım. Bugün
inandığım bir proje olsun ben gidip alttanda başlarım ya da nasip
olur Süper Lig'den de başlarım. Bugün el vurduğunuz kapıda yarın el
pençe durmayacağınızın garantisi yok. O yüzden büyük konuşmamak
lazım." ifadelerini kullandı.
"Ölene kadar Aziz Yıldırımcıyım"
Ümit Özat, ölene kadar eski Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz
Yıldırım'ın yanında olacağını söyledi.
Kimseden bir beklentisi bulunmadığının altını çizen Özat, "Ben burnum yere düşse eğilip almam. Benim mevcut yönetimle bu tarz bir ilişkim yok. Buna ihtiyacım da yok. Ben 50 kere söyledim. Ben ölene kadar Aziz Yıldırımcıyım. Hiçbir zamanda bunu inkar etmedim. Bunu bir kere daha söyliyeyim. Öyle art niyetli insanlar varki bu konuda konuşan. Sanki Aziz Yıldırım başkan adayı ya da federasyon başkanlığına aday. Sanki ben onun yanına yanaşmışım da beklentim varmış. Ben Aziz Yıldırım'ı en zor zamanında destekledim." diye konuştu.
"O kaptanlık bandını koluma takan Aziz
Yıldırım'dır''
Eski Fenerbahçe Teknik Direktörü Christoph Daum döneminde
gönderilmek istediğini ve buna o dönemki başkan Yıldırım'ın ısrarla
karşı çıktığını unutmadığını aktaran Özat, "O kaptanlık
bandını koluma takan Aziz Yıldırım'dır. Oğuz Çetin ile beraber
benim Fenerbahçe'de oynamama vesile olan ve 100. yıl kaptanlığında
bana en büyük onuru yaşamama vesile olan insandır. Ben çok merak
ediyorum bugün Ali Koç'un yanında olanlar yarın başkanlığı
bırakınca nerede olacaklar çok merak ediyorum."
değerlendirmesinde bulundu.
"Fenerbahçe'nin transfer politikası yanlış"
Ümit Özat, Fenerbahçe'nin son yıllarda yanlış transfer
politikası izlediğini ifade etti.
Özat, 39 yaşındaki kaptan Emre Belözoğlu'nun hala takımın en iyi futbolcularından biri olmasının transfer politikasının yanlışlığını ifade ettiğini dile getirerek, şöyle devam etti:
"32 yaşında gönderdiğiniz adam 7 yıl sonra dönüp hala Fenerbahçe'nin en iyileri arasında yer alıyorsa, Fenerbahçe'nin yaptığı transferlerde problem var demektir. Diyebilirlerki eski yönetim gönderdi, sen de vardın o yönetimde. Belki de yoktun önemli değil. O yönetim gönderdi ben alırım diye bir şey yok. Sen Emre'den sportif direktör, menajer, teknik adam, antrenör olarak faydalan ama 32 yaşında gönderdiğin bir adamdan 7 sene sonra teknik olarak performans beklemen futbol aklına aykırı, adama gülerler. Bu aldığın adam da hala diğer aldıklarından daha iyiyse demek ki diğer aldıklarında bir problem var. Bu doğru transfer yapılmadığını gösteriyor.
"Hadi çıksın bir oyuncu Fatih Terim'in önüne
geçsin"
Genç teknik adam, herkesin hatalarını kabul etmesi gerektiğini
belirtti.
Hiçbir kulüpte oyuncunun liderlik vasfının teknik direktörün önüne geçmemesi gerektiğini dile getiren Özat, "Oyuncunun liderliği teknik adamın liderliğinin önüne geçerse o takımdan bir şey olmaz. Hadi çıksın bir oyuncu Fatih Terim'in önüne geçsin. Çalıştırdığım hiçbir takımda bir oyuncu lider olarak benim önüme geçemez. Çok yeteneklidir performansı vardır önüme geçebilir, bu da onun hakkıdır. Ama lider olarak benim kararlarımın önüne geçemez. Bir kulüpte bu her kulüp için geçerli bir oyuncunun liderlik vasfı teknik adamın önüne çıkıyorsa o takımdan bir şey olmaz." şeklinde görüş belirtti.
''Aynaya bakmak lazım''
Eski başkan Aziz Yıldırım ile sürekli görüştüklerini ifade
eden Özat, şunları aktardı: "Ben kişiler üzerine konuşmuyorum.
Bugün Fenerbahçe Başkanı Ali Koç değil Aziz Yıldırım ya da Ali Şen
de olsa 6. ise aynı şeyleri söylerim. Ben makama saygı duyarım.
Ayna gibi olmak lazım, ayna yanlış göstermez. Başarı varsa
başarıyı, başarısızlık varsa başarısızlığı gösterir. Dolayısıyla
sen 2 senelik başarısızlığı hala geçmiş yönetime borca bağlıyorsan
biraz da aynaya bakmak lazım."
"Fenerbahçe'nin bu çıkmazdan çıkması zor"
Ümit Özat, Fenerbahçe'nin eski günlerine dönmesinin gittikçe
zorlaştığını ifade etti.
Sarı-lacivertlilerin ligdeki diğer rakiplerinin yükselişte olduğunu dile getiren Özat, "Ümit ediyorumki inşallah Fenerbahçe bir an önce eski günlerine kavuşur. Zor mu zor. Başakşehir'in güçlendiği, Sivasspor'un bu kadar seri galibiyetler aldığı, Galatasaray'ın neredeyse 3. şampiyonluğunu kovaladığı, Beşiktaş'ın daha iyi bir yapılanmaya gideceği, Trabzonspor'un eski günlerine döneceği bir ortamda Fenerbahçe'nin bu çıkmazdan çıkması zor." diye konuştu.
Fenerbahçe'nin formasının formasının ve taraftarlarının maça çıkarken 1'er puan getirdiğini yineleyen Özat, kalan 1 puanı da futbolcuların elde etmesi gerektiğini dile getirdi.
"Heykel dikilmesine, isim verilmesine
karşıyım"
Ümit Özat, her kim olursa olsun bir yere isminin verilmesinin
ya da heykel dikilmesinin doğru olmadığını ifade etti.
Fenerbahçeli efsanevi futbolcu Alex de Souza'nın ya da Aziz Yıldırım'ın neredeyse tüm Fenerbahçelilerin gönlünde olduğunu hatırlatan Özat, "Ben heykel, isim verme gibi durumlara karşıyım. Alex'in heykelinin dikilmesi doğru değildi. Gönüllere verilen isim tabelaya verilse ne olur, heykele dönüştürülse ne olur. Önemli olan isimlerin gönüllerden silinmemesi. O heykel olsada olmasada Alex herkesin gönlünde. O isim olsada olmasada Aziz Yıldırım birçok Fenerbahçelinin gönlünde. Önemli olan gönüllere yazılabilmek." değerlendirmesinde bulundu.
"Ben ona sormadan imza atmıştım''
Sarı-lacivertli formayı giydiği dönemde Köln'e transfer olurken o
dönemki başkan Aziz Yıldırım ile kırgın olduklarını ifade
eden Özat, "Ben ona sormadan imza atmıştım. Biraz kırgın
ayrılmıştık. Hatta ben çok ağlayarak gitmiştim. Geçen sosyal medya
hesabından bir şey paylaştım. Havalimanında herkes karşılanırken
havaya atılır, önemli olan veda anında nasıl uğurlandığındır.
Herhalde benim Fenerbahçe'den ayrılış şeklim hiçbir futbolcuya
nasip olmamıştır. Kolay kolay da olmayacaktır. Plan, program
yapsan, para versen böyle bir şey yaşayamazsın. " ifadelerini
kullandı.
"Kaptanlığımdan sonra Fenerbahçe'nin 13 senede 2
şampiyonluğu var"
Ümit Özat, kendisinin takımdan ayrıldıktan sonra
Fenerbahçe'nin büyük bir düşüş yaşadığını belirtti.
Şampiyon oldukları dönemde Nicolas Anelka, Stephen Appiah ve Alex de Souza gibi isimlerle bunun başarıldığının söylenmesinin doğru olmadığını düşündüğünü aktaran Özat, şunları aktardı: "Ümit Özat'ın kaptanlığından bu yana baksınlar Fenerbahçe'nin 13 yılda 2 şampiyonluğu var. Bir sene Anelka yaptı, bir sene Appiah yaptı bir sene Alex yaptı dediler. Ben bunların hepsinin kaptanıydım. Ben 2007 yılında ayrıldım, 13 sene geçti. Ne antrenörler geldi, ne futbolcular geldi. Benim kaptanlığımdan sonra 13 senede Fenerbahçe'nin 2 şampiyonluğu var. Ben 4 senelik kaptanlığımda 3 şampiyonluk yaşadım. Benim dönemimde oynadığım futbolculardan daha kaliteli futbolcular geldi Fenerbahçe'ye. Benim dönemimde çalıştıklarımdan daha kaliteli antrenörler de geldi. Niye olamamış şampiyon ? Niye 13 senede 2 şampiyonluk yaşamış ? Benden sonra Alex kaç sene kaptanlık yaptı ? Alex'in kaptanlığında 1 tane şampiyonluk vardı. Alex 2013'te ayrıldı ben 2007'de. 6 yıl kaptanlık yaptı 1 şampiyonluk var. Biz sadece bir takım değildik, biz bir aileydik. Biz bir takımdan fazlasıydık."
''Şenol Güneş tabii ki başarılı''
Ümit Özat, sözlerini A Milli Futbol Takımı ve teknik direktörü
Şenol Güneş ile ilgili şu ifadelerle tamamladı: "Milli takım çok
iyi durumda. Burada hem Lucescu'yu, hem Şenol Güneş'i tebrik etmek
lazım. Lucescu kadroyu ve böyle bir altyapıyı kurdu, sonrasında kim
gelirse gelsin bundan faydalanacaktı. Şenol Güneş tabii ki
başarılı. Hakkaniyet diye bir şey var. Bir adamı seversiniz ya da
sevmezsiniz ama bu başarısını değiştirmez. Bu artık tamamen art
niyete girer. Tabii ki başarılı, çok başarılı hatta. Hakkaniyetli
olmanız yeterli bunu söylemeniz için. Ben o zamanda ifade
ettim, beni A Milli Takım'a ilk alan Şenol Güneş'tir dedim. Ama o
tabi sonra öyle kilomla ilgili açıklama yapınca bende farklı bir
tepki verdim. Görüşüyor muyuz derseniz görüşmüyoruz. Önceden çok
görüşüyor muyduk yine maçtan maça karşılaşıyorduk aramız iyiyken de
çok görüşmüyorduk zaten. Her antrenörün hayalinde bir takım ve
milli takım vardır. Bunu inkar eder yalancıdır. Dolayısıyla hangi
antrenör milli takım çalıştırmayı hayal etmez. Her şeyin bir zamanı
var. Başarılar hep bize örnek, ilham. Hayal görmek başka, hayal
kurmak başka. Biz hayal görmüyoruz ,hayal kuruyoruz. İnşallah
kurduğumuz hayaller gerçeğe dönüşür."