Ümit Kocasakal'dan Erdoğan'a cevap
Abone olÜmit Kocasakal, Erdoğan için "%52 oyla ne kadar milleti temsil ediyorsa, ben de aldığım %67 oyla o kadar İstanbul Barosu avukatlarını ve baroyu temsil ediyorum” dedi.
İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal, kendisini
eleştiren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a düzenlediği bir
basın toplantısıyla yanıt verdi. Ümit Kocasakal, “Ey Cumhurbaşkanı
benim için iyi bir şey söylese zaten şaşırır ve kendimden şüphe
ederdim. Kendisi aldığı %52 oyla ne kadar milleti temsil ediyorsa,
ben de aldığım %67 oyla o kadar İstanbul Barosu avukatlarını ve
baroyu temsil ediyorum” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan muhtarlarla buluşmasında
İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal’a sert ifadelerle yüklendi.
İsim vermeden İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal’ı eleştiren
Erdoğan açıklamasında, “Senin yaptığın hareketler eski
Türkiye’deydi, artık yeni Türkiye var. Sen de bütün avukatları
temsil etmiyorsun, yargı oylarının da üçte birini temsil ediyorsun.
Adeta yargı adına konuşuyorum havasına da girme. Bunları milletçe
çok iyi bilmemiz lazım.” dedi.
İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal da saat 17.00’de Baro’da
düzenlediği bir toplantıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yanıt verdi.
Ümit Kocasakal açıklamasında şunları söyledi:
KENDİSİNİ BAŞBAKAN SANIYOR
“Ey Cumhurbaşkanı benim için iyi bir şey söylese zaten şaşırır ve
kendimden şüphe ederdim. Kendisi her gün yaptığı açıklamalarla
ülkeyi germeyi, toplumu parça parça bölerek kamplaştırmayı,
kişileri ve kurumları hedef göstermeyi herhalde iyi bir şey
zannediyor ama ülkeye büyük zarar veriyor. Anayasayı, hukuku
tanımıyor. Kendisini her şeyin üzerinde görüyor ve zannediyor.
Kartallar yüksek uçar ama çakılmaları da şiddetli olur… Sanırım
kendisini halen başbakan zannediyor. Birilerinin kendisine artık
başbakan olmadığını, ettiği yemin ışığında tarafsız olması gereken
bir Cumhurbaşkanı olduğunu hatırlatmasında yarar
bulunmaktadır.”
İNSAN YAŞAMI ÜZERİNDEN HESAP YAPILMAZ
“Bilindiği gibi ben olay yerine kendiliğimden gitmedim. Faillerin
bazı kişilerle birlikte beni talep ettikleri bilgisinin
Başsavcılıkça tarafıma iletilerek yapılan davet ve rica üzerine,
bir zorunluluğum bulunmadığı halde insani ve vicdani bir görevi
yerine getirmek üzere gittim. Sonuçlarını da hiç düşünmedim.
Nitekim konuşmada açıkça güvenlik güçlerinin her yola başvurarak
baro başkanını ve babayı getirttiğini, görüştürdüğünü bizzat
kendisi ifade ediyor. İnsan yaşamı söz konusuyken hesap yapılmaz.
Bugün olsa yine yaparım. Vicdanen müsterihim. Çünkü bu süreçte
gerek ben, gerekse avukat meslektaşlarım elimizden gelen her şeyi
yaptık. Bunun şahitleri de var. Nitekim bu nedenle gerek İstanbul
İl Emniyet Müdürü, gerekse Başsavcılık şahsıma teşekkür
etmişlerdir. Teşekküre gerek olmamakla birlikte ben de kendilerine
teşekkür ediyorum. Elbette başarılı olmak, netice almak isterdim
ama elimde sihirli bir değnek maalesef yok. Ancak emniyet
görevlileri de görüştü, peki onlar netice aldılar mı? Netice
almanın bir garantisi mi var? Benim suçu önleme, suçla mücadele
gibi bir görev ve yetkim mi mevcut? Yoksa o görev siyasi
iktidarlara, savcılara ve emniyet kuvvetlerine mi ait ? Kaldı ki
benim sözlerim çok dinleniyor olsa, bugün ülkedeki bu
hukuksuzluklar olmazdı… Saldırı ile ilgili yaklaşımımız ve
açıklamalarımız ise ortadadır. Üstelik bizimkisi timsah gözyaşları
da değildir.”
BEN DE YÜZDE 67 OY ALDIM
“Benim bütün avukatları temsil etmediğim, yargı oylarının üçte
birini temsil ettiğim iddiasına gelince: Herhalde burada bir
matematik hatası var. Kendisi, aldığı %52 oyla ne kadar
milleti temsil ediyorsa, ben de aldığım %67 oyla o kadar İstanbul
Barosu avukatlarını ve baroyu temsil ediyorum. Bu çerçevede yargı
adına değil, şerefli cübbem vesilesiyle yargının kurucu
unsurlarından birisi olan savunma adına konuşuyorum ve konuşmaya da
devam edeceğim. Hesap vereceğim tek yer de avukatlardan oluşan
İstanbul Barosu Genel Kuruludur. Türkiye’de sorun cübbelilerin ülke
gündemi ile ilgili olarak konuşması değil, cübbesiz olanların ve
asla giyemeyecek olanların cübbe giymeye, yargı rolüne
soyunmalarıdır. Yeni Türkiye’ye gelince, Anayasanın ve hukukun
askıya alındığı, toplumun ayrıştırılarak birbirine düşman edildiği,
yalan, talan, gerginlik ve kaosun hüküm sürdüğü, dış politikada
bataklığa saplanıldığı, gelecekten endişe duyulan Yeni Türkiye’niz
alın sizin olsun. Bana eski Türkiye’mi geri verin.”
KİMSE AVUKATLARI SUÇLU GÖSTEREMEZ
“Kimse, avukatların hiçbir dahli olmadığı, avukatlarla ilgisi
olmayan bir olayı avukatların üzerine yıkamaz, tekil örneklerden
hareketle onları birer potansiyel suçlu gibi göremez. Bugün bu
olaydan hareketle bilinçaltlarında gizledikleri avukat düşmanlığını
ortaya koyanlar, yarın bir gün kendilerine de savunma ve adil
yargılanma hakkı, dolayısıyla avukat gerekeceğini bilmelidir.
Cumhurbaşkanı bu tarz konuşma ve yaklaşımları ile insanları tahrik,
hukuku tahrif ve tağyir etmektedir. Ancak bilinmesini isterim ki bu
tür hedef göstermeler, hedef saptırmalar, üstü kapalı tehditler
beni ve İstanbul Barosunu, doğru bildiğini yapmaktan ve
söylemekten, hukuk devleti ve demokrasi mücadelesinden alıkoyamaz.
Bizler bir yemin ettik ki dönemeyiz, dönmeyiz. Ettiğimiz yemini
çiğnemeyiz. Bunun için gerekirse her türlü bedel ödemeye hazırız.
Tarih herkesi hak ettiği yere koyacaktır.”
“HERKES ARANACAK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Savcı Mehmet Selim Kiraz’ın şehit edildiği
saldırı sonrası adliyelerde sıkılaştırılan güvenlik önemlerini
eleştiren avukatları topa tutan Erdoğan, “ ’Adliye saraylarına
giren tüm insanlar, avukatlar da dahil hepsi aranmalıdır’ dedim.
Vakanın olduğu gün de adalet sarayına girerek ’Bizi arayamazsınız’
türü ifadeler kullanmaya başladılar. Bağlı oldukları baro ve
barolar da ’Asla buna müsaade etmeyeceğiz’ dedi. ’Yargının
susturulması’ dediler. Çok açık söylüyorum evet herkes aranacak,
aranmalıdır. Sen avukat mısın, dürüst müsün, tamam niye aranmaktan
çekiniyorsun? X-rayden geç, iş olsun bitsin. Vatandaş ne diyor,
’güvenlik güçleri görevini yerine getirmedi’ diyor, ’aramadı’
diyor. Hakikaten öyle. Sahte bir cübbe koltuğunun altında, bir
diğerinin elinde şemsiye. İçeri giriyorlar, altı kat yukarı
çıkıyorlar” dedi.
“EY BARO BAŞKANI...”
İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal’ı da eleştiren
Cumhurbaşkanı, “Ey baro başkanı, sen telefonla görüştün
teröristlerle, hangi neticeyi aldın? Hiçbir netice alamadın. Hani
senin sözün çok dinleniyordu ya, alsaydın ya bir netice. Bu
terörist terörist, bunu bileceksin, bunu göreceksin. Sende
bulunduğun makam sebebiyle gazetelere çarşaf çarşaf ilan vererek
ürkütemezsin. Senin yaptığın hareketler eski Türkiye’deydi, artık
yeni Türkiye var. Sen de bütün avukatları temsil etmiyorsun, yargı
oylarının da üçte birini temsil ediyorsun. Adeta yargı adına
konuşuyorum havasına da girme” diye konuştu.