Ümit Davala siyasete girdi
Abone olÜmit Davala sessizce futbolu bıraktı, İzmir'e yerleşti ve AKP'den siyasete atıldı.
UEFA Kupasını kazanan ekipten futbolcular bir bir maziye karışıyor. Ümit Davala sessizce futbolu bıraktı, İzmir'e yerleşti ve AKP'den siyasete atıldı.
İzmir'de villa yapmaya başlayan Ümit, 3 yıl sonraki seçimlerde belediye başkanlığına aday olacağını söyledi.
Haftalık Aksiyon dergisine konuşan ve bir döneme damgasını vuran, Türk futbolunu dünyaya tanıtan, Galatasaray'ın eski yıldızı Ümit Davala, Arif Erdem, Hakan Ünsal, Bülent Korkmaz'dan sonra bırakanlar kervanına katıldı. Son olarak Almanya'nın Werder Bremen takımında ter döken 33 yaşındaki Ümit Davala, sessiz sedasız İzmir'e yerleşti.
Davala, Narlıdere'deki evinin kapılarını da ilk Aksiyon'a açtı. Annesi Emine hanımın da hazır bulunduğu sohbette Ümit 12 yıl süren futbol yaşamını özetledi. Maziyi geride bıraktığını, gelecekle ilgili planlarını da anlattı.
İşte Ümit Davala'nın Aksiyon'a anlattığı birbirinden ilginç açıklamalar;
Ümit, futbola gurbetçi bir ailenin çocuğu olarak Almanya'da başlar. "İnanın o daha 1 yaşında yürümeye ve topa vurmaya başladı" diyor annesi Emine hanım. 16 yaşına kadar okul, iş ve futbolu beraber götürür. Ancak sık sık sakatlandığı için hem okuldan hem de işten geri kalır. Bir gün patronu 'ya iş ya futbol' der. "Okulda vardı ama ben futbolu seçtim". O hengamede soluğu Afyonspor'da alır. Bu ilk transferidir ve aldığı ücret 500 milyon liradır. Almanya'dan geldiği için zorluk yaşar. Ancak dayısı kendisine destek olur. Burada ortaya koyduğu futbolla İstanbulspor'un dikkatini çeker. Bu takıma gider lakin hocasıyla problem yaşadığı için yolu 2. Lig takımlarından Diyarbakır'a düşer. Şehri ve takımı çok sever. "Çoğu beni Diyarbakırlı bilir" diyor. Hatta futbolu bıraktığını duyar duymaz Diyarbakır Başkanının kendisini aradığını da belirtiyor.
Diyarbakır takımı o yıllarda bir yerlerden destek aldı mı şeklindeki sorumuzu ise, "Valla ben gençtim. O an oynamaktan başka bir şey düşünmüyordum" diyerek topu taca atarcasına savuşturuyor. Diyarbakır'da oynarken A Milli Takıma da seçilir. "Ümit Milli Takımı'ndaydım. A takımda 4 oyuncu sakattı. Fatih hoca benim de aralarında olduğum 4 genci antrenmana çağırdı. Ondan sonra da bir daha bırakmadı".
Fatih hoca onu gerçekten bırakmayacaktı. 1996 yılında Galatasaray'ın başına geldiğinde de Ümit'i transfer edecekti. "Ben o sıralar askere gittim. Galatasaray'a transferimi de gazetelerden öğrendim". Meslek hayatında daha sonra gazetecilerle sık sık karşı karşıya gelen Ümit Davala bu habere inandın mı sorumuz karşısında kahkaha atarak, "Tabi o gün inandım. Ama şimdi olsa hayatta inanmazdım" diye cevaplıyor bizi.
Galatasaray'ın ve A Milli Takımın 1996-2002 yılları arasında elde ettiği başarıların hepsinde vardı Ümit Davala. "Biz çok neşeli takımdık. Arkadaşlık üst düzeydeydi. Hep beraberdik. O yüzden de başarı geldi. Sürekli gırgır şamata. Antrenmanda ise kemik sesleri duyulurdu. Öyle takımdık. Güzel anlar geçti. O takım sonradan milli takımda da beraber yan yana oynadı".
O takımın en büyük zaferi hiç kuşkusuz UEFA Kupası'ydı. UEFA Kupası'nın kazanılmasındaki en önemli kilometre taşını da Ümit Davala örmüştü. Galatasaray grupta son maçını Ali Sami Yen'de Milan ile oynuyor. Cim Bom'un UEFA Kupası'na gidebilmesi için kazanmaktan başka çaresi yok. İlk yarı 1-1 bitiyor. Milan 2-1 öne geçiyor. 85. dakika da Hakan Şükür oyuna denge getiriyor. Ve 90. dakika Hakan rakibinin temasıyla yerde. Hakem penaltı noktasını gösteriyor. "Hakan abi yerde kaldığı an bana baktı, 'Ümit sen at' dedi. Ben de 'atarım' dedim. Sonra kulübeye baktım. Fatih hocayla göz göze geldik. O da benim atmamı istedi".
- ALİ SAMİ YEN'DE 30 BİN KİŞİ BANA SIRTINI DÖNDÜ -
Ümit bu anı anlatırken bir yandan da evde dev ekranda maçı yeniden izliyoruz. Sanki o günü yeniden yaşarcasına buz kesiliyor. Ekranda Hakan Şükür'ün yerde kaldığı ve eliyle onu işaret ettiği anı donduruyor. "Bak beni işaret ediyor." diyor. Sonra da devam ediyor. "Nasıl kader değişiyor değil mi? Kimsenin aklının ucundan bile geçmezdi UEFA Kupası'nı alacağımız. Hayat da normal devam ederdi. Ali Sami Yen'de 30 bin kişi sırtını döndü bana. (gülüyor). Bakamadı kimse. Fatih hoca dahil, o da sırtını döndü. Ama biz mecbur baktık topa (gülüyor)."
Bu sırada söze annesi Emine hanım giriyor. "Ekranda baktım top Ümit'in elinde. Ben nasıl kötü oldum. Yapma Ümit diyorum. Bırak o topu. Başkası atsın oğlum." Anne Emine hanımın korkusu 'ya golü atamasaydı'. Sonra Ümit devam ediyor, "Ondan önce de tek tük atıyordum ama hoca beni iyi tanıyordu. Soğukkanlı olduğumu biliyordu. Hayat böyle işte. Riskti ama biz çok riskin altına girdik. Mesela Dünya Kupası'nda kafayı 'mohikan traşı' yaptık. Ya gruptan çıkmasaydık ne olacaktı. Sence gazeteciler ne yazardı?". Bu soruyu sorduktan sonra foto muhabiri arkadaşım Yaşar Durukan ile bana kahve hazırlayan annesine yardıma gidiyor. Gelince yine aynı soruyu soruyor, "Ne yazarlardı sence?". Bu sefer topu ben taca atıyorum. "Ümit Davala'ya yeni saç traşı hiç yakışmadı' diye yazarlardı herhalde". Bu cevap ona inandırıcı gelmiyor. "Yok ya, ben sana söyleyeyim, 'saçını kestireceğine top oyna' diye yazarlardı".
Galatasaray'da başarılı günler yaşayan Ümit daha sonra Milan'a gider. Onu oraya da Fatih hoca transfer eder. Ancak Milan'da yönetici Galliani ona, "Evet, Fatih hoca seni istedi. Ama biz de seni almak istedik." diye hoş geldin der. "Takım beni kabullendi. Çok iyi dostluklar kurdum. Öyle ki birkaç ay önce Milano'ya gittiğimde Maldini, Pirlo, Ambrossini ile yine bir araya geldik". Derken Terim görevinden alınır. Yerine Ancolotti gelir. İtalyan hoca da ona ilk onbirde görev verir. Çünkü Ümit iyi oynuyordur. Ama ne kadar iyi oynasa da onu Terim'in adamı olarak görür. Takımdan kesmek için önce sol kanatta oynatır. Ardından 80. dakikada, bir sonraki maçta 60'da, 45'te oyundan dışarı alır, derken yedek kulübesine mıhlar. Ümit sezon sonu ayrılırken 4 milyon dolar para kazandırdığı Galatasaray'a kiralık geri gelir. Bu anda Okan ve Emre'yi hatırlatıyoruz kendisine. Çünkü onlar giderken Galatasaray'a para kazandırmamışlardı. "Okan ve Emre bence suçlu değil. Neden olsunlar ki, bonservisleri ellerindeydi. Gittiler. Hem hiç kimse unutmasın Okan bu takım için ayağını kırdı".
Fatih hoca da Galatasaray'dadır. Terim'in ikinci gelişinde neden işler iyi gitmedi şeklindeki soruyu, kafasını iki yana sallayarak; "İşler iyi gitmedi, ikinci olduk. Tabi burada başarı şampiyonluk" şeklinde imalı imalı cevaplıyor. Yine o dönemde de bugünkü gibi para sorunu yaşadıklarını söylüyor.
"UEFA Kupası'nı aldığımız sene 8 ay maaş alamadık. Ama arkadaşlık vardı. Kötü gitseydi bahanemiz hazırdı: 'Para alamıyoruz' derdik. Şimdi Fenerbahçe kötü oynarsa hiçbir mazereti yok. Herkes 'paralarını alıyorlar, oynamıyorlar' diyecek. Yani para almakta bir bakıma dezavantaj! (gülüyor)". Ya yabancılar, "Yabancılar bu sorunu yaşamadılar. Çünkü onlar FIFA'ya gidiyorlardı." diyor.
- ALMANYA'DA ŞAMPİYONLUK YAŞADI -
Ümit futbol hayatının son 2.5 yılını Almanya'nın Werder Bremen takımında geçirir. İlk sene hem şampiyon olurlar hem de Alman kupasını alırlar. Ondan sonra da sakatlıklar başlar.
"Sakatlandım. İyileştim, sonra tekrar sakatlandım. Tabi insanın zevki de kaçıyor. Sürekli yalnız çalışıyorsun. O yüzden yeter artık dedim. Ve futbolu bırakma kararı aldım. Ocak ayında da kulübümle sözleşmemi karşılıklı feshettik".
Hocası ve takım arkadaşları onun bu kararına üzülürler. Ümit aynı sakatlığını İstanbulspor'da iken de yaşadığını o zaman 12 ay futboldan ayrı kaldığını anlatıyor. "Şimdi de 9 ay sürdü. Karnımın altında bir yer burası. Doktorlar ne olduğunu tam bilmiyor. Şu an geçti. Ama yine olabilir. Hem yaşım 33 oldu. Bugün niye bırakıyorsun diyenler, birkaç sene sonra niye bırakmıyorsun diyecekler. Allah'a şükür iyi bir kariyerim oldu. Gözüm arkada bırakmıyorum futbolu".
Haliyle Türkiye'de çoğu kişi onun futbolu bıraktığını bilmiyor. Ama 'kesin' diyor, 'çok özel bir durum olmazsa dönmem futbola'. Ümit, Galatasaray ile konuştuğunu, uygun bir zamanda Avrupa'da oynadığı takımlardaki arkadaşlarından bir karma oluşturup jubile yapacağını belirtiyor.
Ümit futbolu bırakır bırakmaz soluğu İzmir'de annesinin yanında aldı.
Bu arada Denizli'li Tuğçe adında bir bayanla da nişanlandı. Düğün 25 Haziran'da. Düğünden sonra Almanya'ya giderek Köln'de 2 hafta süren antrenörlük kursuna katılmayı planlıyor. Milli futbolcu olduğu için antrenörlük lisansı bulunuyor. Ancak yurt dışında bir kurs bitirmenin önemine işaret ediyor. "Bir sürü hocayla çalıştın nasıl bir teknik direktör olacaksın' sorusuna ise "Hepsinden bir şey alacağım" diyerek kaçamak cevap veriyor. Ya ortaya 'Frankenştain' çıkarsa diyorum. "Yok yok, Süperman çıkacak" iddiasında bulunuyor. "Tabi en uzun süre Fatih hocayla çalıştım. Onu baz alacağım. Antrenör olursam da onun gibi hücum futbolu oynatacağım" diyor.
- VİLLALARIYLA YAKINDAN İLGİLENİYOR -
Ümit Davala, futbol sonrası hayata da hızlı başladı. Daha çok annesi ve dayılarının ilgilendiği, Ümit Davala İnşaat Limited Şirketi'ni kurdu. Bu iş aynı zamanda Ümit'in baba mesleği. Ümit'in babası yıllar önce gittiği Almanya'da inşaatlarda çalışıyordu. O ise 'Ben fazla anlamıyorum' diyor. Ama inşaatta olup biten her şeyden de haberdar. İzmir-Güzelbahçe'de deniz gören bir arsada 6 tane havuzlu süper lüks villa yapıyor. İnşaatta 35 kişilik bir ekip çalışıyor.
Röportajı burada keserek Narlıdere'ye 15 dakika uzaklıktaki inşaat alanına gidiyoruz. Bu arada Ümit'in oturduğu evin bulunduğu semtin yolları oldukça bozuk. Ona hayrına bu yolları da yaptırsan diyoruz. O ise belediye başkanından şikayetçi. "Bir belediye başkanımız var. Hiç çalışmıyor". Ve gelecekle ilgili bir başka planını bize oracıkta biz sormadan açıklıyor: "3 sene sonraki belediye seçimlerinde AK Parti'den Narlıdere Belediye Başkanlığı için aday olacağım".
Aracın arkasında olduğum için bendeki hayreti göremiyor. 2004 seçimlerinde de Narlıdere'de Ak Parti için çalıştığını, 4 bin oyla seçimi kaybettiklerini anlatıyor. "Ben seçim günü maçlarım olduğu için burada olamadım. Yoksa ta o zaman kazanırdık" diyor.
Neden Ak Parti sorusuna ise, "En doğrusu Ak Parti'de ondan" diye cevap veriyor. "Halka hizmet etmek istiyorum. Zaten elimden geldiğince de yardımcı olmaya çalışıyorum. İnsan oturduğu yerin güzel olmasını ister. Ben de bundan sonra Narlıdere'de oturacağım. Buranın güzel olmasını istiyorum. Bunun için de Belediye Başkanlığı çok güzel bir araç. O makamın imkanlarını kullanarak buradaki güzel insanlara hizmet edeceğim. Zaten halk beni seviyor, mutlaka kazanırım".
Başbakan Recep Tayip Erdoğan'ın eski bir futbolcu olduğunu ve gerek Avrupa Birliği yolunda gerekse ekonomik atılımlarıyla ülkeyi çok iyi bir noktaya doğru getirdiğini ifade ediyor. "Milletvekili olmak istemiyorum. Çünkü çok hizmet edemiyorsun. Belediye başkanı olmak direk halkla temas içinde olmak demek. Yanlışları düzeltmek için yetkilerin daha fazla".
Arabanın içindeki siyaset sohbetimiz bittiği anda Güzelbahçe'ye villaların olduğu yere varıyoruz. Ümit burada bize tek tek villaları gezdiriyor. Annesi Emine hanım ve dayısı Sadettin de bize eşlik ediyor. Burası 2380 metrekarelik bir alan. Villaların her biri 285, teraslarıyla birlikte 385 metrekare. Tüm villalar aynı tip. 5 oda bir salon, sauna, üç banyo, mafa mutfak, doğalgaz ısıtmalı, panjurlu, merkezi güvenlik, bahçede jakuzili havuz, dış çevre güvenliği. Malzemelerin çoğu ithal, yerli olanları da 1. sınıf. Her villa denizi görüyor. Ümit Davala, şu an için satışa başlamadıklarını belirtiyor.
"Her gün ziyaretçi geliyor. Ama villaları tümü bittikten sonra satmaya başlayacağım". Villalar 3 aya kadar bitecek. Gelenlere fiyat söylemiyor ama kafasındaki rakam 750 bin dolar. Futbolcu arkadaşlarından İlhan, Tayfur ve Tümer villaları görmüş. "Onlar almaz. Çünkü İzmir'de oturmazlar" diyor.
Ümit Davala, bu işi kotardıktan sonra daha büyük işlere gireceğim diyor. Zaten mevcut villaları yaptığı yerin yan tarafındaki arsayı da şimdiden satın almış durumda. Buraya da villalar yapmayı planlıyor. Daha sonra ise Çeşme'de inşaat işlerini sürdürmeyi düşünüyor. Tabi ekibinde işten anlayan dayıları ve annesi var. Özellikle annesi Emine hanım halen oturdukları villanın yapımında baştan sona bulunduğu için bir hayli tecrübe sahibi olmuş durumda.
Görünen o ki annesi Emine hanımın; azimli, renkli ve otoriter olarak tanımladığı Ümit Davala futbol sonrası kendisine tek bir rota çizmedi. O zaten çocukken de okula ve işe gidiyor aynı zamanda futbol oynuyordu. Yani bugünlere ta o zamanlar hazırlanmıştı.
- KASETİ 100 BİN SATTI -
Ümit Davala'nın 2004 yılında İstanbul Plak'tan rap tarzında bir kaseti çıktı. Bu kaset için Ufuk Yıldırım ile üç yıllık bir ön çalışma yaptı. Albümün bazı parçalarına Beşiktaş'lı Tayfur, Emre ve Tümer, Galatasaray'lı Ümit Karan, Volkan ve Cihan gibi oyuncular vokalistlik yaptı. Albüm ayrıca İzel, Kubat, Serdar Ortaç ve Ufuk Yıldırım'ın düetleriyle renklendi.
Albümün klip şarkısı ise Kayahan'ın duygusal parçası "Bir Aşk Masalı" nın rap haline dönüştürülerek düzenlenmiş hali oldu. Ümit Davala söz konusu kaset için "Sadece benim hobimdi" diyor.
"Bayağı ilgi gördü. Satışlar yurt içi ve dışında 100 bini geçti. Ufuk'la konuşuyorum. Yeni bir kaset yapma düşüncesindeyiz". Ümit Davala iyi para kazandın mı sorusuna ise, "Bir kuruş almadım. Sadece hobi olarak yaptım. Ne besteye, ne söze, ne aranjmana, ne klibe karıştım. İddialı değildim. Sadece söyledim. Hobimi gerçekleştirdim. O kadar yani".
Parayı kim kazandı? sorusuna ise "Bilmiyorum valla kim aldı. Hiç ilgilenmedim". Bari bir hayır kurumuna verseydin deyince ise, "Olabilirdi. İyi fikir. Bir daha sefer öyle yaparız. Zaten bağış yapıyorum ama bir sonrakinde bunu düşünebiliriz". Ümit Davala yeni çıkartmayı düşündüğü kasette iki parçanın kendisine ait olacağını belirtiyor.
Aktifhaber