Ulusoy'dan Özkök'e yanıt
Abone olOYAK Genel Müdürü Coşkun Ulusoy, Hürriyet'in genel yayın yönetmeni Ertuğrul Özkök'e bir mektup yollayarak yanıt verdi. Özkök ne demişti, Ulusoy nasıl yanıt verdi?
Ertuğrul Özkök 16 Eylül'deki yazısında Coşkun Ulusoy'u TÜPRAŞ VE ERDEMİR'in özelleştirmesi hakkındaki konuşması nedeniyle eleştirmişti. Coşkun Ulusoy, yanıtı Özkök'ün köşesinden veriyor.
Yazı: Ertuğrul Özkök
Kaynak: www.hurriyetim.com.tr
COŞKUN Ulusoy, ‘Homo Ekonomikus’un Kimyası’ başlıklı 16 Eylül Cuma günü çıkan yazımla ilgili bir mektup gönderdi.
Mektubunda benim yazdığım bazı konularda görüşlerini aktarıyor. Ulusoy’un mektubunu aynen yayınlıyorum.
* * *
Sayın Özkök,
16 Eylül 2005 tarihli yazınızı ilgiyle okudum. Değerlendirmelerinize temel teşkil ettiğini düşündüğüm bilgilerde yanlışlık olduğu kanısındayım. Video kayıtlarından ve ekte sunduğum Antalya’daki toplantıda yaptığım konuşmanın TÜPRAŞ ve ERDEMİR ile ilgili bölümünden de görülebileceği gibi, benim TÜPRAŞ’ın ‘yabancıya gidip gitmemesi’ hususunda veya ekonomik düşüncenin ötesinde başka mülahazalarla davranacağımız yönünde bir beyanım olmamıştır.
* * *
‘Konuşan, fikirlerini söyleyen bir Türkiye’ istediğimiz bir ortamda ben sadece şahsi fikrim olarak ‘özelleştirmeye prensipte karşı olmadığımı, fakat TÜPRAŞ, ERDEMİR ve Türk Telekom’un özelleştirmeye sunulmamış olmalarını arzu etmiş olduğumu, fakat özelleştirme yapılıyor olduğu için de neticede bizlerin, yani toplantıda bulunanların, yani OYAK’ın kullanımında olması’ için çalışacağımızı beyan ettim. Bir OYAK yöneticisi olarak TÜPRAŞ’ın OYAK’ın olmasını istememden de daha tabii bir şey olamaz sanırım. Böyle durumlarda uygun olan, öncelikle şahsi fikre gerekli saygı gösterildikten sonra, kişisel inançlardan dolayı herhangi bir ithama gitmeden, sadece, varsa karşı fikri beyan etmek olmalıdır diye düşünüyorum.
* * *
‘Bağnaz bir milliyetçilikle’ ilintili bir algılama olmaması için bir sohbet sırasında yaptığım açıklamama ve sadece ‘ekonomik olarak kárlı gördüğümüz için’ TÜPRAŞ ihalesine katılmayı düşündüğümüz hususlarına ise Hürriyet Gazetesi’nin 8 ve 9 Eylül 2005 tarihli sayılarında Sn. Erdal Sağlam ve Sn. Vahap Munyar değinmiş bulunmaktadırlar. Benzer beyanlarım, ‘ekonomik boyuta’ ilişkin değerlendirmelerim, ayrıca değişik gazetelerde de çıkmış bulunmaktadır. Örnek olarak 10 Eylül 2005 tarihli Milliyet Gazetesi’ndeki Murat Sabuncu’nun yazısında yer alan sözlerimi gösterebilirim:
‘...Oyak üyesinin emekliliklerini ipotek altına alarak, paralarını yok ederek ama Türkiye için iyidir iddiasıyla bir şey yapmayız. Düşündüğümüz şu: Hem üyelerimizin beklentilerine cevap verecek bir yatırım, hem de Türkiye için de yararlı bir yatırımla örtüştüğü için yapıyoruz.
Geçen sene bizim 1 katrilyona yakın net kárımız var. Bu kár nerede? Bir kısmı finansal yatırımlarda, bir kısmı şirket yatırımlarında. Şimdi biz güzel bir fırsat bulmuşken, bunun da kárlı bir yatırım olduğunu düşünüyoruz.’
Bu ve benzeri ‘homo ekonomikus’ ifadelerimin gözünüzden kaçtığını tahmin ediyorum.
* * *
Konuşmamda belirtmemiş olmakla beraber, burada ifade etmek isterim ki TÜPRAŞ’ın, şartları uygun olmak kaydıyla milli bir kuruluşumuzun kontrolünde olmasını ve böylelikle milli kuruluşun global bir oyuncu olma fırsatını Türkiye adına yakalamasını diliyor olmanın, ille bir taraf tutulacaksa gönüllerimizin bu yönde bulunmasının yanlış bir yönü bulunmadığı inancındayım.
Bu açıklamaların ışığında, bir haksızlığa yol açmamak için konuyu tekrar değerlendireceğinizi ve görüşlerimin kamuoyunda yanlış anlaşılmasını önleyeceğinizi ümit ediyorum.
İleride rahat bir ortamda daha detaylı görüşebilmek umuduyla.
Saygılarımla
Ş. Coşkun ULUSOY
Yazı: Ertuğrul Özkök
Kaynak: www.hurriyetim.com.tr
COŞKUN Ulusoy, ‘Homo Ekonomikus’un Kimyası’ başlıklı 16 Eylül Cuma günü çıkan yazımla ilgili bir mektup gönderdi.
Mektubunda benim yazdığım bazı konularda görüşlerini aktarıyor. Ulusoy’un mektubunu aynen yayınlıyorum.
* * *
Sayın Özkök,
16 Eylül 2005 tarihli yazınızı ilgiyle okudum. Değerlendirmelerinize temel teşkil ettiğini düşündüğüm bilgilerde yanlışlık olduğu kanısındayım. Video kayıtlarından ve ekte sunduğum Antalya’daki toplantıda yaptığım konuşmanın TÜPRAŞ ve ERDEMİR ile ilgili bölümünden de görülebileceği gibi, benim TÜPRAŞ’ın ‘yabancıya gidip gitmemesi’ hususunda veya ekonomik düşüncenin ötesinde başka mülahazalarla davranacağımız yönünde bir beyanım olmamıştır.
* * *
‘Konuşan, fikirlerini söyleyen bir Türkiye’ istediğimiz bir ortamda ben sadece şahsi fikrim olarak ‘özelleştirmeye prensipte karşı olmadığımı, fakat TÜPRAŞ, ERDEMİR ve Türk Telekom’un özelleştirmeye sunulmamış olmalarını arzu etmiş olduğumu, fakat özelleştirme yapılıyor olduğu için de neticede bizlerin, yani toplantıda bulunanların, yani OYAK’ın kullanımında olması’ için çalışacağımızı beyan ettim. Bir OYAK yöneticisi olarak TÜPRAŞ’ın OYAK’ın olmasını istememden de daha tabii bir şey olamaz sanırım. Böyle durumlarda uygun olan, öncelikle şahsi fikre gerekli saygı gösterildikten sonra, kişisel inançlardan dolayı herhangi bir ithama gitmeden, sadece, varsa karşı fikri beyan etmek olmalıdır diye düşünüyorum.
* * *
‘Bağnaz bir milliyetçilikle’ ilintili bir algılama olmaması için bir sohbet sırasında yaptığım açıklamama ve sadece ‘ekonomik olarak kárlı gördüğümüz için’ TÜPRAŞ ihalesine katılmayı düşündüğümüz hususlarına ise Hürriyet Gazetesi’nin 8 ve 9 Eylül 2005 tarihli sayılarında Sn. Erdal Sağlam ve Sn. Vahap Munyar değinmiş bulunmaktadırlar. Benzer beyanlarım, ‘ekonomik boyuta’ ilişkin değerlendirmelerim, ayrıca değişik gazetelerde de çıkmış bulunmaktadır. Örnek olarak 10 Eylül 2005 tarihli Milliyet Gazetesi’ndeki Murat Sabuncu’nun yazısında yer alan sözlerimi gösterebilirim:
‘...Oyak üyesinin emekliliklerini ipotek altına alarak, paralarını yok ederek ama Türkiye için iyidir iddiasıyla bir şey yapmayız. Düşündüğümüz şu: Hem üyelerimizin beklentilerine cevap verecek bir yatırım, hem de Türkiye için de yararlı bir yatırımla örtüştüğü için yapıyoruz.
Geçen sene bizim 1 katrilyona yakın net kárımız var. Bu kár nerede? Bir kısmı finansal yatırımlarda, bir kısmı şirket yatırımlarında. Şimdi biz güzel bir fırsat bulmuşken, bunun da kárlı bir yatırım olduğunu düşünüyoruz.’
Bu ve benzeri ‘homo ekonomikus’ ifadelerimin gözünüzden kaçtığını tahmin ediyorum.
* * *
Konuşmamda belirtmemiş olmakla beraber, burada ifade etmek isterim ki TÜPRAŞ’ın, şartları uygun olmak kaydıyla milli bir kuruluşumuzun kontrolünde olmasını ve böylelikle milli kuruluşun global bir oyuncu olma fırsatını Türkiye adına yakalamasını diliyor olmanın, ille bir taraf tutulacaksa gönüllerimizin bu yönde bulunmasının yanlış bir yönü bulunmadığı inancındayım.
Bu açıklamaların ışığında, bir haksızlığa yol açmamak için konuyu tekrar değerlendireceğinizi ve görüşlerimin kamuoyunda yanlış anlaşılmasını önleyeceğinizi ümit ediyorum.
İleride rahat bir ortamda daha detaylı görüşebilmek umuduyla.
Saygılarımla
Ş. Coşkun ULUSOY