ULUSOYa istifa daveti
Abone olTürkiye Futbol Federasyonu Başkanı Haluk Ulusoy'a sürpriz istifa daveti!
Futbol Federasyonu'nda 1996 yılından beri yer alan ve Haluk
Ulusoy ile Levent Bıçakçı yönetiminde görev alan eski yönetici
Serdar Güzelaydın, mali genel kurulun atlatılmasına rağmen her an
olağanüstü genel kurul olabileceği sinyali vererek, Haluk Ulusoy'u
yönetim kurulunu yenilemek üzere istifaya davet etti.
Güzelaydın, Futbol Extra Dergisinin Haziran sayısında yer alan
röportajında, şu andaki mevcut tablodan başkan Haluk Ulusoy da
dahil olmak üzere kimsenin memnun olmadığını iddia etti.
Güzelaydın, bu yönetimin, tanıdıkları Haluk Ulusoy yönetimi
olmadığını savunarak, şunları söyledi: ''Gümbür gümbür esen,
yürüdüğü zaman yerleri titreten Haluk Ulusoy yok ortada. Son derece
içine kapanık bir Ulusoy var. Başkanda bir durgunluk ve keyifsizlik
var. Başkan Ulusoy idealize ettiği yönetim kurulunu oluşturamadı. O
meşhur pazar günü Ayhan Bermek'e destek olmaya karar verilmese ve
tek aday Haluk Ulusoy olsaydı, bu yönetimin yüzde kaçı o zaman
hazırlayacağı listede olurdu? Bana göre en az yarısı farklı isimler
olurdu. Son gece liste yaparken bırakın Haluk Ulusoy'un, benim bile
telefonlarımı aşındıranların 'Başkanım bizi listeye almasan iyi
olur' dediğine şahit oldum. Bu yapı böyle devam ederse kimseye
faydası yok. Haluk ağabeyin sağduyusuna inanırım. Yastığa kafasını
koyduğu zaman mevcut ortamdan memnun olmadığına inanıyorum. Bunu
hissettiği için son gece kazanacağına inanmasına rağmen, çekilmeye
de seçimi ertelemeye de 'Olur' dedi. Bu işin böyle gideceğini
öngörüyordu.''
Yasal olarak 2004-08 döneminin Ulusoy'un son dönemi olduğunu
hatırlatan federasyon eski yöneticisi, ''Bu dönemde çok huzurlu
çalışmak ve başarılı olmak ister. Bana göre bu yapıda, şu geçirdiği
6 aylık sürece baktığınız zaman, bundan sonraki sürecin çok
başarılı olacağını zannetmiyorum. Çünkü sponsorlar bir bir
bırakmaya başladı. Kaybedilecek gelirlerin yeri dolamayacak gibi
gözüküyor. Kulüplerin büyük beklentisi olan iddia gelirleri bırakın
artmayı, azalıyor. Kulüplerin kamuyla arası çok sağlıklı değil''
şeklinde konuştu.
-''ULUSOY YÖNETİMİNİ DEĞİŞTİRMELİ''-
Ulusoy dönemiyle geçen 6 aya bakıldığında bundan sonraki sürecinde
çok başarılı olmayacağı mesajını verdiğini ifade eden Serdar
Güzelaydın, ''Hatta bu geçen kısa dönem, o Levent Bıçakçı dönemini
dahi aratır hale gelmişti. Mutlaka bir şey değişmeli, mutlaka yeni
bir seçim olmalı'' dedi. Gelecek yeni yönetimin de başkanı
gerekirse yine Haluk Ulusoy olması gerektiğini vurgulayan
Güzelaydın, ''Haluk Ulusoy'a bu son seçimde verilen destek şahsıyla
ilgili değildi, bunun altı çizilmeli. Karşısındaki modeleydi. O
modele itirazın sonucudur Haluk Ulusoy yönetiminin göreve gelişi.
Ortada bir dayatma algısı vardı. O dayatma algısına izin vermemek
için gelen bir yönetim var. Bana göre 2007'nin Haziran ayına kadar
her an bir olağanüstü genel kurul olabilir. Bu çok yakında da
olabilir. Şu anda ben Haluk Ulusoy'un mutlu olmadığını
düşünüyorum'' diye konuştu. Güzelaydın, 2004 Temmuz seçimlerinde
Haluk Ulusoy ile yola devam edilmemesinin arkasında yatan kilit ve
kritik ismin ise Tahkim Kurulu Başkanı Türker Arslan olduğunu iddia
ederek, ''Türker Aslan'ın bakanla bir polemik konusu olmuştu.
Dolayısıyla 'Onun görevini sürdürmesi, yeni yönetimin Ankara ile
olan bağını zayıflatır' kararına varılmıştı'' dedi.
-''BIÇAKCI'NIN EN KÖTÜ TARAFI AYRIM YAPMASIYDI''-
Eski Federasyon Başkanı Levent Bıçakcı'nın yönetimde ayrım
yaptığını ve ön yargılarından dolayı başarılı olunamadığını
belirten Güzelaydın, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Sayın Bıçakcı,
listeye kendisinin yazdığı üç kişi ve diğer 11 kişi diye ayırmıştı.
Bu üç kişi Osman, Erdoğan ve Zekeriya ağabeylerdi. Bu
şablonlaştırma o yönetimin en önemli sorunlardan biriydi. Bana
karşı ön yargılıydı, 'Serdar, Ulusoy'un adamı' diye. Benimle ilgili
önyargısı hep devam etti. İlk toplantıda 'Arkadaşlar biliyorsunuz
ben Galatasaraylıyım. Usuldendir, başkan Galatasaraylı olursa
başkan vekillerinden biri Beşiktaşlı, diğeri de Fenerbahçeli olur.
Ben de Hasan Doğan ile Şekip Mosturoğlu'nu başkanvekili olarak
öneriyorum' dedi. Bu tavrı yönetimi baştan huzursuz etmişti. Sayın
Bıçakcı'nın en kötü tarafı ayrım yapmasıydı. Tabii bir başka
problem o dönemle ilgili kendi yanında çalışan avukatın temsilci
yapılması, arkadaşının 17 milyar maaşla çalışması ya da eşinin kız
arkadaşının kızı olduğu söylenen birinin istihdam edilmesi gibi
şeyler vardı ve bunların yapılması yanlıştı.''
Yönetim olarak Levent Bıçakcı döneminin, başkan olarak da Haluk
Ulusoy'un hiç tartışılamayacağını kaydeden eski yönetici, ''Bu
yönetim öz benliğini aşabilseydi, 2008'e kadar da devam edebilirdi.
Bazı hesaplar yapılmamış olsaydı bugün futbolun başkanı hala Levent
Bıçakcı idi. Bıçakcı, paylaşma konusunda ve yönetim kurulunu
önemseme konusunda cimriydi. Daha paylaşımcı olmalıydı'' dedi.
Levent Bıçakcı yönetiminde yer alan Hasan Doğan'ın, başkanın
otoritesini korumak ve zinde tutmakla ilgili inanılmaz derecede
gayreti olduğunu ileri süren Güzelaydın, ''Doğan'ı kendisine biraz
yakın hisseden bazı yönetim kurulu arkadaşları da onunla beraber
başkana inanılmaz derecede hoşgörülü yaklaşıyordu. Doğan'ın desteği
olmasaydı Bıçakcı yönetimi Ocak 2006'ya kadar devam etmezdi''
dedi.
-DENİZ BARIŞ KONUSU-
Deniz Barış kararında çıkan ilk tazminat bedelinin 150 bin Avro
olduğunu ifade eden Güzelaydın, şunları söyledi: ''Deniz Barış ile
ilgili ilk kararı Konya'daki toplantıda vermiştik. O toplantıda
hukuk kurulu üyesi şimdiki başkanvekili Kemal Kapulluoğlu vardı.
Bize Deniz Barış ile ilgili dosyayı incelediklerini ve Deniz
Barış'ın Gençlerbirliği'ne 150 bin Avro tazminat ödemesine karar
verdiklerini iletti. Ben de Deniz Barış konusunda alınan karara
karşı olduğumu söyledim. Bu konudaki fikrim tartışıldı ve başkan
alınan bu kararı iptal ederek bir sonraki toplantıya bıraktı. Bu
konuda bana yetki verdi. Ocak ayındaki toplantıda da 1 milyon Avro
teklifi ilk Hasan Doğan'ın ağzından çıkmıştı. Şu anda vicdanen
Fenerbahçe'ye karşı kendimi sorumlu hissediyorum. Çünkü 150 bin
Avro tazminat ödenmesine karar verilmiş ve benim muhalefetimle
gelinen noktada, bu tazminat 1 milyon avroya çıkmıştı, ama doğru
yaptım. Bugün de olsa yine aynısını yaparım.'' Serdar Güzelaydın,
milli takımlar eski teknik direktörlerinden Ersun Yanal'ın ipinin
yönetim kurulunun, Nisan 2005'de Telegol programında yayınlanan
kasetten önce çekildiğini ifade etti.
-''FATİH TERİM'İ KAMUOYU GETİRDİ''-
Serdar Güzelaydın, milli takımlar teknik direktörü Fatih Terim'i
kendilerinin getirmediğini belirterek, ''Kamuoyu bu kararı
vermişti, bize sadece onaylamak düştü'' dedi. Terim'den başka
birini getirmenin o dönem için maça 1-0 geride başlamak gibi
olduğunu savunan Güzelaydın, ''Bir zorunluluktu zaten'' derken,
Almanya'ya gidilmemesi yönündeki soruyu ise ''Yönetimin varlığı,
başarı iklimini hazırlamakla ilgilidir. O başarı iklimi
oluşturulamamıştı. Başlıca sorumlu yönetimdir o yüzden'' diye
yanıtladı.