Ulusalcı yazardan İhsanoğlu'na hırsız suçlaması!
Abone olUlusalcıların Ekmeleddin İhsanoğlu isimine muhalefeti sürerken Soner Yalçın, çatı aday İhsanoğlu'nun "akademik hırsızlıkla" suçladı...
İNTERNETHABER.COM
CHP ve MHP'nin Cumhurbaşkanlığı için aday gösterdiği
Ekmeleddin İhsanoğlu'na karışı ulusalcı yazarların
muhalefeti tam gaz devam ediyor. Sözcü si yazarı
Soner Yalçın bugünkü yazısında İhsanoğlu'nun
akademik kariyerini sorgularken "intihal"
suçlamasında bulundu.
Yalçın "Ekmel Bey ”intihalci” çıktı" başlıklı yazısında İhsanoğlu'nun, Prof. Dr. Fahri Unan'a ait olan ”Fatih Külliyesi Medreseleri” ile ilgili doktorluk tezini çaldığı ve tahrif ederek kendi imzasıyla yayınladığını iddia etti.
İşte Yalçın'ın yazısındaki ilgili bölüm:
ÇATI ADAY İÇİN AKADEMİK HIRSIZLIK
İDDİASI
''Çatı'' çevresi, Çankaya Köşkü'ne aday gösterdiği Ekmeleddin
İhsanoğlu'nun özellikle bilim adamlığı ve kibarlığına övgü
yarışında. Söylenenler-yazılanlar ne kadar gerçek? Gelin sizi
yıllar önce yapılan bir intihal tartışmasına götüreyim. Konu, Fatih
Medresesi idi. Ekmel Bey'in kaleme aldığı makalesi çalıntı mıydı?
''Akademik hırsızlık'' iddiasına Ekmel Bey nasıl şaşırtıcı yanıt
verdi?..
FATİH KÜLLİYESİ
İstanbul Fatih’te Fevzi Paşa Caddesi üzerindedir. Büyük devrimci
Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethinden sonra İstanbul’da inşa
edilen ilk külliye idi.
Külliye yıllardır Nakşibendilerin kontrolündedir. Ekmeleddin
İhsanoğlu’nun baba dostlarının-öğrencilerinin ders verdiği bir
yerdir. Ama konumuz başka…
Yıl 1993…
Hacettepe Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih bölümü öğretim
üyesi Prof. Dr. Fahri Unan, ”Fatih Külliyesi Medreseleri” ile
ilgili doktorluk tezini; görüşlerini almak üzere İslam Tarih, Sanat
ve Kültür Araştırma Merkezi (IRCICA) başkanı Prof. Dr. Ekmeleddin
İhsanoğlu’na gönderdi. Ekmel Bey, tez ile ilgili tek kelime etmedi;
ne eleştirdi ne de övdü.
Prof. Unan bu teziyle doktor ve ardından doçent, profesör oldu.
Fakat akademik dünyanın merdivenlerini çıkmak pek öyle kolay
olmadı.
Yıl 1996…
Ekmel Bey, “Fatih Külliyesi Medreseleri Ne Değildi! Tarih
Yazıcılığı Bakımından Tenkit ve Değerlendirme Denemesi” başlıklı
uzun bir makale kaleme aldı… Sunuşunu Recep Tayyip Erdoğan’ın
yazdığı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür İşleri Daire
Başkanlığı yayınlarında (Sayı 17, s.105-136), ”İstanbul
Armağanı/Fetih ve Fatih” konu başlıklı dergide yayınladı.
Fahri Unan, dergiyi okuyunca küçük bir şoke geçirdi. Çünkü Ekmel
Bey’in makalesi, üç yıl önce yazdığı tezinin aynısıydı!
Dayanamadı…
EKMEL BEY'İ BİLİM DÜNYASINA ŞİKAYET
ETTİ
Türkiye Günlüğü Mart-Nisan 1996 tarihli dergiye, Ekmel Bey’in
intihalini/ yani tezinden aldığı alıntıları ve fikirlerini kaynak
göstermeden kendi görüşüymüş gibi yazmasını eleştirdi. Bilim
dünyasına şikayet etti. ”Tezimizin Sayın İhsanoğlu’na böyle bir
ilham kaynağı teşkil etmesi bizi elbette sadece memnun eder. Ancak,
bizim çalışmamız vesilesiyle kaleme alınmış olan bir yazının, bir
taraftan taşıdığı başlıkla fazla bir ilgisinin bulunmaması, diğer
taraftan ciddi yanlışlarla, peşin hükümlerle ve tenakuzlarla dolu
olması ve nihayet henüz yayımlanmamış bulunan çalışmamızda ileri
sürülen bazı düşüncelerin açıkça kaynak gösterilmeden aktarılması,
bizi bu yazıyı yazmaya sevk etti…”
OSMANLICA'YA HAKİM
DEĞİL
Prof. Dr. Unan’a göre, Ekmel Bey’in makalesi doçentlik tezinin
özetiydi. Ekmel Bey ”bilimsel makalesini” tezinde yer alan o ana
kadar Fatih külliyesiyle ilgili çalışmalarda başvurulan kaynakların
dışında, hiçbir yeni veri ve argümana dayandırılmamıştı. “Sayın
İhsanoğlu, konu üzerinde çalışan her araştırmacının şu veya bu
şekilde gözden geçirdiği kaynakların ihtiva ettikleri verileri,
orijinal sayılabilecek değerlendirmelere tabi tutmadığı gibi,
kaleme aldığı söz konusu yazısında, üzerinde durduğu konular
hakkında şimdiye kadar bilinenlerden çok farklı bir şey de
söylememektedir.”
TEZDEKİ HATALAR DA
ÇALINMIŞ
Öyle ki… Prof. Unan’ın tez kapsamında yaptığı hataları bizzat Ekmel
Bey de yapmıştı!
Keza… Ekmel Bey sadece doçentlik tezinden değil başka yazarlardan
da intihal yapmıştı. “İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi, Halis
Efendi kitapları arasında siyaset kısmında 206 numarayla kayıtlı
olduğu belirtilen ve ilk defa Şerafettin Yaltkaya tarafından
neşredilen” metin buna örnekti. Ekmel Bey, ”Yaltkaya’nın metnini
aktarırken metnin aslına sadık kalmamakta, metin üzerinde kendisine
göre düzeltmelerde bulunmaktadır.”
İNTİHAL VAR AMA TAHRİF DE
VAR!
Ekmel Bey makalesinde Osmanlıca’ya da hakim olmadığı için hatalar
da yapmıştı. “Eski Türkçe’nin yapısının tam olarak farkına
varamadığı için, metinde doğru olarak okunan kelimeleri, tashih
edildiği zannıyla” bozmuştu.
Akademik detaylara girmeyeyim; ilgilenenler dergiye bakabilir.