Uludere raporu katliamı aydınlatacak mı?
Abone olTBMM Uludere Komisyonu Başkanı İhsan Şener, 34 köylünün ölümüne ilişkin 10 aydır yaptıkları inceleme sonucunda yazacakları raporun içeriğine ilişkin bilgi verdi.
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu bünyesindeki
Uludere Alt Komisyonu, çalışmalarında son aşamaya geldi. Komisyon,
14 Kasım Çarşamba günü yapacağı toplantıda raporun yazımına
başlayacak.
Alt komisyon, Şırnak Uludere’de 34 köylünün öldürüldüğü hava
bombardımanı ile ilgili, yaklaşık 10 aydır sürdürdüğü
incelemelerinde son aşamaya geldi. Komisyon Başkanı AKP Ordu
Milletvekili İhsan Şener konuyla ilgili yaptığı
açıklamada 14 Kasım'da yapacakları toplantıda milletvekillerinin
raporun sonuç bölümünde olmasını arzu ettikleri düşüncelerini ifade
edeceklerini, bunların raportör tarafından kaleme alınacağını
söyledi. Raporun yeni yıldan önce çıkacağını düşündüğünü ifade eden
Şener, “Kesin bir tarih vermek istemiyorum, çünkü muhalefet partisi
milletvekilleri her seferinde yeni bir teklifle geliyor. Hem 'rapor
niye çıkmadı?' diyorlar, hem de her toplantıda yeni bir işle
geliyorlar ama bundan sonra buna müsaade etmeyeceğiz”
dedi.
“MUHALEFET BEKLENTİYİ YÜKSELTTİ”
Sürecin uzadığı, raporun geciktiği konusundaki eleştirilerin
sorulduğu Şener, “Biz bugüne kadar bütün kararlarımızı oybirliği
ile aldık. Muhalefetin en son 'NATO'ya, Kuzey Irak'a, ABD Savunma
Bakanlığı'na yazı yazalım' teklifleri vardı, bunları reddettik.
Çünkü makul değil, bunlar süreci çok uzatacak şeylerdi. Herkes şu
ana kadar elde ettiği bilgilerle, görüşmelerle kanaatlerini rapora
yansıtacak.”
Olayın karanlıkta kalan noktalarının özellikle talimatı kimin
verdiği sorusunun raporda yanıtlanıp yanıtlanmayacağı konusunda ise
Şener şu yanıtı verdi, “Türkiye bir hukuk devleti, derebeylik
değil. Hukuk devletinde herkesin görev ve yetki alanı bellidir. Biz
tabi ki bazı noktalara soru işaretleri koyacağız ama bu olay, adli
bir olaydır ve bu adli olayın ortaya çıkartılmasını, 'kusurlu,
hatalı kimdir, eksik kalan nedir?' sorularının cevaplarının ortaya
çıkartılmasını sağlayacak olan adalet mekanizmasıdır. Özel yetkili
savcılığın hazırlık soruşturması devam ediyor. Biz raporumuzu
tanzim edip kamuoyu ile paylaşacağız. Bizimki inceleme
komisyonudur, araştırma ve soruşturma komisyonu değildir. Bazıları
buna çok fazla anlam yüklüyor ama İçtüzük'te herkesin görevi
bellidir. İnceleme komisyonu olayla ilgili fotoğrafı çeker ve bunu
kamuoyuyla paylaşır. Biz suçluyu bulacak, ceza verecek konumda olan
bir komisyon değiliz. Böyle anlamlar yüklenilmesi de hoş değil.
Basının burada etkisi çok büyük. Biz mümkün mertebe, doğru
anlaşılır cümleler kurmaya çalışıyoruz ama muhalefetten belki iyi
niyetli arkadaşlarımız, haber olsun diye bazı cümleler
kullanıyorlar, bunlar tabii kamuoyunda bir kanaat oluşturuyor. Bu
beklentiyi çok fazla yükseltmenin mantığı yok. Biz fotoğrafımızı
çekeceğiz, raporumuzu ilgili bakanlıklar, kurum ve kuruluşlara
göndereceğiz. Ama bu, şu anlamı taşımıyor; 'Suçlu Ahmet'tir, cezası
şu kadardır, Mehmet'in ihmali vardır...' Böyle bir şey beklemek
yanlış, böyle bir şey olmaz. Bu, görevimizi, haddimizi aşmış olur,
sınırlarımızı aşamayız.
“EVET, HATA YAPILMIŞTIR AMA…”
Konuya ilişkin kendi kanaatlerini de paylaşan Şener, “Evet bir
hata yapılmıştır. Ancak eksikliklerin, kusurların, hataların ortaya
çıkarılması mekanizması bizim komisyona ait bir konu değildir. Bunu
adalet teşkilatı ortaya çıkaracaktır. Gerekli soruşturma devam
ediyor. Bunun neticesinde ne olacağını şahsen ben de merak ediyorum
bir vatandaş olarak. Burada bir hata olduğunu başından beri
Hükümetimiz de kabul etmiştir. Onlara anında tazminatları
ödenmiştir. Bu, şu anlamı taşımıyor; 'Kanla, parayla alınmaz' gibi
laflar söyleniyor, bu o değildir. Bunu, o hatanın, hem o mağdurlar
hem de kamuoyu nezdinde hafifletilmesi, iç barışa katkıda
bulunulması için Hükümetin çabaları olarak değerlendirmek lazım.
Ötekileştirerek, 'bize ne bundan' dememiştir” dedi.
“DUYGUSAL DEĞİLİM AMA BEN DE AĞLADIM”
Uludere'deki incelemelerinde gördüklerini de değerlendiren Şener
şunları söyledi, “Benim de 13 yaşında bir oğlum var, orada bir anda
onu düşündüm. O ağlayan annelerin acısı yüreğimde sızladı, hâlâ
sızlıyor. 13-15-20 yaşındaki çocukların bu halde ölmeleri kabul
edilecek bir olay değil. Çok duygusal biri değilim ama onlarla
birlikte orada ağladım. Ama ağlamak çözüm üretmiyor. Bundan sonra
bu tür hataların yapılmaması için tedbirlerin alınması lazım. Belki
de Türkiye'de ilk defa askeri bir operasyonla ilgili Meclis
komisyon kurdu. Bunların önemsenmesi lazım. Bundan sonra bu tür
hataları engelleyeceğini umut ediyoruz bu tür şeylerin. Bu tür
hataların tekerrür etmemesi için, bütün tedbirlerin alınmasına
yönelik, oradaki sınır güvenliği, güvenlik birimlerinin ve idari
birimlerin koordinasyonu, kaçakcılık, kaçakçılık adı altında
yapılan alışverişler... Bunların tamamına yönelik bilgiler
raporumuzda olacak.”