Uluç'tan Altaylı'ya taş
Abone olSabah yazarı Hıncal Uluç, medya sitelerini eleştirdi. Uluç'un asıl hedefi Fatih Altaylı'ydı. Uluç, Altaylı'ya hem kızgın hem de kırgın.
Hıncal Uluç, başlıklı yazısında Fatih Altıylı'ya hem kızdı, hem de kırıldı. Uluç, internet sitelerine de eleştirilerde bulundu.
Yazı : Hıncal Uluç
Kaynak :
İnternetteki medya dedikoduları ile geçinen sayfalarla hiç işim olmaz. Geçen yıllarda Yasemin bir tane çıkarıp önüme koyduğunda "Ne açıp bak, ne de bana söyle.. Boş ver" demiştim. Verdi. Verdik.
Bu defa Fener maçı öncesi Ünal getirip gösterdi.. Medyanın tavası mı, ızgarası mı, nedir bilmem.
Cafcaflarla ilan ediyor ki, Fatih Altaylı'ya yazdığım yazıyı çıkarmışlar, yerine Cennet Krallığı'nı koymuşlar..
Olur a.. Midesi bulanan çıkar.. Bunların amacı da zaten o ya.. Onun için anlatayım..
Bakın bu köşe hergün nasıl oluşur.. Ben hergün 8 konu yazarım. Üçü sabit.. Tebessüm, laf ve duvar.. Diğer beşi güncel.. Sayfanın boyutlarını ilan servisi belirler. O güne ait reklamların yerini ayırır, gerisi editörüm Fikret'e kalır.. Fikret'in önüne hergün bir liste bırakırım, öğleyin yazılarımı bitirip gazeteden ayrılırken.. O gün yazdığım beş konunun önem ve güncellik sırasıdır bu.. İlle o gün girmesi gerekenler üst sırada yer alır. Daha sonra, ya da herhangi bir gün girebilecekler de altlarda..
Sayfa editörüm Bülent, her zamanki gibi sayfada ilanlardan kalan yere yazılarımı yerleştirdi. 1 ve 2 numaralar girdi. 3'e yer kalmadı. Olay bu.. Bir kaşık su, bu..
Haa.. Gazetelerde bir de Şef Editörler vardır. Genel Yayın Müdürü bizdeki adı.. Şef editörler, adları edit etmek, yani yazıları ve gazeteyi kurgulamaktan gelir adları, haber ve yazılar üzerinde kayıtsız şartsız tasarruf hakkına sahiptirler. Genel Yayın Müdürü, herhangi bir yazıyı koymayabilir. Çünkü o gazetenin tümünden sorumlu adamdır. Hesap Genel Yayın Müdürü'nden sorulur. Yazardan değil.
Ergun'la bugüne dek, birkaç yazım üzerinde konuştuk. Bazen o beni ikna etti, bazen ben onu.. Hep dostça çözümledik. Dayatma olmadı. Bundan böyle de olmaz.. Çünkü Ergun yetkilerini iyi bilir, yıllarca yayın yönetmiş biri olarak ben de Genel Yayın Müdürlerinin hak ve sorumluluklarını çok iyi bilirim.
Fatih Altaylı yazım internette dolaştığı için burada tekrar uzun uzun yazmayacağım. Özeti şuydu: Fatih Altaylı, Turgay Ciner'in Sabah ve atv'yi ucuza aldığını iddia ediyor.
Ciner 435 milyon dolara anlaştı.. Tüm şirketlerini de kefil etti. Yani ödeme sağlam..
El konduğunda, Etibank'ın Sabah, atv ve bu satışa dahil olmayan Atel dahil tüm mal varlıklarının karşılayamayacağı iddia edilen borcu 400 milyon dolar civarındaydı. Altaylı bu gerekçeye dayanarak yıllarca bize saldırdı durdu..
Ne garip marka imişiz biz meğer, Sabah ve atv olarak.. Ne lastikli değerimiz varmış.
400 milyonluk borç için bankaya teminat olarak yetmez..
Amma velakin.. Turgay Ciner, ayni 400 milyona satın alırken ucuz olur!..
Fatih'e özel not: Fatih Kardeşim, Turgay Bey'i ziyarete gelmişsin. Onun odasına giden yol, benim kapımın önünden geçer. Kapı kapalı iken "Yazıyorum" demektir. Ama sana kapımın asla kapalı olmadığını, sen de, orada oturan Yasemin de iyi bilirsiniz.. Bir "Merhaba" demeliydin.
Bu arada.. Yemek ısmarlama sırası sende.. Kaç haftadır keyfini bekliyoruz. Özer öyle dedi..
Okur notu: İlk yazım gene çok çok uzun.. Reklamlar da bolsa, bu yazı da ertelenir.. O zaman seyreyleyin ızgara, tavaları.. Not 2: Aynen öyle oldu. Reklam basınca cuma girmedi. Bugün sırasını yükselttim. 2 numara yaptım.
Yazı : Hıncal Uluç
Kaynak :
İnternetteki medya dedikoduları ile geçinen sayfalarla hiç işim olmaz. Geçen yıllarda Yasemin bir tane çıkarıp önüme koyduğunda "Ne açıp bak, ne de bana söyle.. Boş ver" demiştim. Verdi. Verdik.
Bu defa Fener maçı öncesi Ünal getirip gösterdi.. Medyanın tavası mı, ızgarası mı, nedir bilmem.
Cafcaflarla ilan ediyor ki, Fatih Altaylı'ya yazdığım yazıyı çıkarmışlar, yerine Cennet Krallığı'nı koymuşlar..
Olur a.. Midesi bulanan çıkar.. Bunların amacı da zaten o ya.. Onun için anlatayım..
Bakın bu köşe hergün nasıl oluşur.. Ben hergün 8 konu yazarım. Üçü sabit.. Tebessüm, laf ve duvar.. Diğer beşi güncel.. Sayfanın boyutlarını ilan servisi belirler. O güne ait reklamların yerini ayırır, gerisi editörüm Fikret'e kalır.. Fikret'in önüne hergün bir liste bırakırım, öğleyin yazılarımı bitirip gazeteden ayrılırken.. O gün yazdığım beş konunun önem ve güncellik sırasıdır bu.. İlle o gün girmesi gerekenler üst sırada yer alır. Daha sonra, ya da herhangi bir gün girebilecekler de altlarda..
Sayfa editörüm Bülent, her zamanki gibi sayfada ilanlardan kalan yere yazılarımı yerleştirdi. 1 ve 2 numaralar girdi. 3'e yer kalmadı. Olay bu.. Bir kaşık su, bu..
Haa.. Gazetelerde bir de Şef Editörler vardır. Genel Yayın Müdürü bizdeki adı.. Şef editörler, adları edit etmek, yani yazıları ve gazeteyi kurgulamaktan gelir adları, haber ve yazılar üzerinde kayıtsız şartsız tasarruf hakkına sahiptirler. Genel Yayın Müdürü, herhangi bir yazıyı koymayabilir. Çünkü o gazetenin tümünden sorumlu adamdır. Hesap Genel Yayın Müdürü'nden sorulur. Yazardan değil.
Ergun'la bugüne dek, birkaç yazım üzerinde konuştuk. Bazen o beni ikna etti, bazen ben onu.. Hep dostça çözümledik. Dayatma olmadı. Bundan böyle de olmaz.. Çünkü Ergun yetkilerini iyi bilir, yıllarca yayın yönetmiş biri olarak ben de Genel Yayın Müdürlerinin hak ve sorumluluklarını çok iyi bilirim.
Fatih Altaylı yazım internette dolaştığı için burada tekrar uzun uzun yazmayacağım. Özeti şuydu: Fatih Altaylı, Turgay Ciner'in Sabah ve atv'yi ucuza aldığını iddia ediyor.
Ciner 435 milyon dolara anlaştı.. Tüm şirketlerini de kefil etti. Yani ödeme sağlam..
El konduğunda, Etibank'ın Sabah, atv ve bu satışa dahil olmayan Atel dahil tüm mal varlıklarının karşılayamayacağı iddia edilen borcu 400 milyon dolar civarındaydı. Altaylı bu gerekçeye dayanarak yıllarca bize saldırdı durdu..
Ne garip marka imişiz biz meğer, Sabah ve atv olarak.. Ne lastikli değerimiz varmış.
400 milyonluk borç için bankaya teminat olarak yetmez..
Amma velakin.. Turgay Ciner, ayni 400 milyona satın alırken ucuz olur!..
Fatih'e özel not: Fatih Kardeşim, Turgay Bey'i ziyarete gelmişsin. Onun odasına giden yol, benim kapımın önünden geçer. Kapı kapalı iken "Yazıyorum" demektir. Ama sana kapımın asla kapalı olmadığını, sen de, orada oturan Yasemin de iyi bilirsiniz.. Bir "Merhaba" demeliydin.
Bu arada.. Yemek ısmarlama sırası sende.. Kaç haftadır keyfini bekliyoruz. Özer öyle dedi..
Okur notu: İlk yazım gene çok çok uzun.. Reklamlar da bolsa, bu yazı da ertelenir.. O zaman seyreyleyin ızgara, tavaları.. Not 2: Aynen öyle oldu. Reklam basınca cuma girmedi. Bugün sırasını yükselttim. 2 numara yaptım.