Uluç'tan "1.İlker"e hodri meydan
Abone olSabah gazetesi yazarları arasında şimdi de polisin tinercilere olan tavrı yüzünden polemik çıktı. Hıncal Uluç, İlker Sarıer'e çok ilginç bir davette bulundu
Hıncal Uluç " başlıklı yazısında İlker Sarıer'i ailesiyle
birlikte bir hafta sonu gecesinde Beyoğlu'nda gezmeye davet
etti!
Yazı: Hıncal ULUÇ
www.sabah.com.tr
Gece yarısı evine kestirmeden dönmek isteyen İngiliz kızı parktan
geçerken saldırıya uğradı. Çığlıklarına yetişenler, tecavüzü
önlediler. Yargıç saldırgana 7 yıl hapis verdi. Gazeteciler
sordular: "Tecavüz gerçekleşmemiş. Adam kızı hırpalamamış bile.
Yedi yıl fazla değil mi?." Yargıç yanıtladı:
"Ben bu cezayı bir tecavüz teşebbüsü için vermedim.. Yedi yıl,
İngiliz genç kızlarının gece yarısı parkta gezme özgürlüklerini yok
etmeye kalkışmanın cezasıdır."
Cumartesi gecesi Esra Eron, gece yarısı ıssız bir parkta gezerken
değil, ülkenin en seçkin, en ışıklı, en kalabalık yerlerinden
birinde Beyoğlu'nda, NuPera'nın önünde tinercilerin saldırısına
uğradı. Allahtan orada yığınla paparazzi vardı. Esra onlara sığınıp
kurtuldu.
Bir hafta önce ben ayni kulüpten çıkınca kendimi birden 20 kadar
tinercinin arasında buldum. Hepsi beni tanıyor, adımı biliyor, para
istiyorlardı. Hiçbiri bilinçli değildi. Ercan ve Muzo sayesinde
arabama güçlükle binebildim. Kaçtık.
Geçen yıl Dolmabahçe Stadı'nın köşesindeki kırmızı ışıkta beklerken
arabamın etrafını birden bir tinerci ordusu sardı. Ercan camları
kapadı hemen. Tinerciler camlara ellerindeki taşlarla vurmaya,
birkaç tanesi de ön kaportanın ve bagajın üzerine çıkıp tepinmeye
başladılar. Mehmet tabancasını çekip kendini o kalabalığın içine
atıyordu ki, arkasından bastırıp güç bela durdurdum. O sırada yeşil
yandı, Ercan arabayı sürdü. Kurtulduk.
Allahın günü email geliyordu, Dolmabahçe ile ilgili..
Sonunda burası temizlendi. Ne oldu bilmiyorum, ama orada artık
tinerci yok.
Tinerci kafası dumanlı, kendini kontrol gücü olmayan adam.
Gazetelere yansıyan, yansımayan kaç tinerci olayı var. Cinayete
kadar varan.. Para istiyorlar.. Yetişkinleri seks istiyorlar..
Vermezseniz geçip gidenleri var, çekip vuranları.. Tinerci kurban
kayıtları poliste var.
Özet.. Tinercilerle karşılaşmak, sonu ölüme varabilecek bir korkunç
sürecin başlangıcı..
Beyoğlu, bir tarihte sokak sokak, karış karış tinercilerden
temizlenmişti. Başaran zamanın Beyoğlu Emniyet Amiri idi.. Elinde
bir plastik hortumla gezdiği için adını "Hortum Süleyman" koydu
medya.. Şiddet uyguluyor diye kıyamet koptu. Soruşturmalar açıldı.
Hortum Süleyman gitti. Tinerciler geri geldi.
"4. Murat kafası" diyor, İlker Sarıer kardeşim yazısının
başlığında. Sivil polisler Beyoğlu'nda bir tinerciyi döverken
resimlenmişler. Onu yorumluyor.
"Polis suçluyu yakalayıp adalete teslim etmekle yükümlüdür."
Doğru.. Bütün hukuk kitapları böyle yazar. Yazılı olmayan vicdan
hukukunda da kayıtlar böyledir. İdealist böyle konuşur. Ama
gerçekler her zaman ideallerle bağdaşmaz.
Polisin yakaladığı tinerciyi adalet ne yapıyor?.. Anında serbest
bırakıyor. Tinerci gene görev bölgesine..
Kendinizi polisin yerine koyun.. Bir tinerci ordusunun içine
dalmak, onları yakalamak bir yerde ölümü de göze alan savaştır.
Bunu yapıyor, adamı yakalıyorsunuz. Ertesi gün adam gene ayni
kapının önünde.. Bir daha yakalıyorsunuz, gene çocuklarınızın yetim
kalacağını düşünerek. Bir daha.. On daha.. Ama her defasında adam
gene orda..
Bu arada halk isyan ediyor.. Medya kıyameti koparıyor "İstanbul suç
kenti oldu. Malımız canımız tehlikede.. Beyoğlu'nda yürüyemez
olduk.. Polis nerde?.. Polis uyuyor mu?.. Bu ne zavallı
polis?.."
Polis sizsiniz.. Ne hissedersiniz?.. Ne yaparsınız?..
Sen yaparsın, Birinci İlker kafası?..
Birinci sorum bu.. İkinci sorum.. Ölümü önlemenin, bu ne
yapacakları bilinmeyen kafası dumanlı gurubun her gece her sokakta
ölümcül tehditler yaratmasını önlemenin yolu ne?..
Sakın bana, yıllar sürecek "İdealist" çözümler söyleme..
Bu gece ne yaparsın?.. Bu Çarşamba gecesi, eşini, kız arkadaşını,
yanına alıp benimle Beyoğlu sokaklarına çıkacak cesaretin var
mı?.
Birinci İlker Kafasının önereceği "Acil" çözümü hemen
bekliyorum!..