Uluç, Muhtar'la papaz oldu
Abone olRehe Muhtar ve Savaş Ay arasındaki kavganın boyutu değişti. Hıncal Uluç, Muhtar'a tavsiye için kavgaya girdi. Fakat bu sefer de Muhtar'la burun buruna geldi.
Savaş Ay'a Hıncal Uluç'un bir Amerikan sözüyle cevap veren
Muhtar, istemeden de olsa Uluç'la karşı karşıya geldi. Sözü yanlış
söylediğini söyleyen Uluç'a bu sefer fena patladı. diye Uluç'a
diklendi...
Yazı : Reha Muhtar
Kaynak :
Size önce iki paragrafı alt alta yazacağım ve soracağım...
Lütfen bunların arasındaki anlam farkını anlatınız diye...
"Sigara içmeyiniz... Siz de kül olup yere dökülebilirsiniz..."
Şimdi ikincisi... "Sigara içmeyiniz... Yere dökülen sizin külünüz olabilir..."
Bu ikisinin arasında anlam açısından ve iki kelimenin farklı kullanımı dışında, bir farklılık görebiliyor musunuz?..
Vallahi ben göremedim... Üstelik Sabah gazetesi'nin yazı işleri ve yazarları arasında fark görenine de rastlamadım...
En az on kişiye sordum, hepsi de, "Arada bir fark göremiyoruz dediler.."
Hıncal abi, kendi söylediği ile benim yazdığım arasında dağlar kadar fark olduğunu söylemiş...
Bir de dumanlı kafadan söz etmiş...
Bak Hıncal abiciğim... Ben, yemekte konan ikinci kadeh kırmızı şarabı bile bitiremeden, bütün gece Machiato ve yeşil çay içtim...
İçtiğim çok güzel bir İtalyan kahvesi...
Üstünde süt olduğundan onun da üstü rakı gibi beyaz...
Biri fincanda, diğeri uzun kadehte içilir ama buna rağmen sen onu sanıyorum rakı zannettin...
Ben senin, başka yerlerde beraber yemek yediğin, içip içip rakip takım yöneticilerine viski fırlatan arkadaşlarına benzemem...
Yazı : Reha Muhtar
Kaynak :
Size önce iki paragrafı alt alta yazacağım ve soracağım...
Lütfen bunların arasındaki anlam farkını anlatınız diye...
"Sigara içmeyiniz... Siz de kül olup yere dökülebilirsiniz..."
Şimdi ikincisi... "Sigara içmeyiniz... Yere dökülen sizin külünüz olabilir..."
Bu ikisinin arasında anlam açısından ve iki kelimenin farklı kullanımı dışında, bir farklılık görebiliyor musunuz?..
Vallahi ben göremedim... Üstelik Sabah gazetesi'nin yazı işleri ve yazarları arasında fark görenine de rastlamadım...
En az on kişiye sordum, hepsi de, "Arada bir fark göremiyoruz dediler.."
Hıncal abi, kendi söylediği ile benim yazdığım arasında dağlar kadar fark olduğunu söylemiş...
Bir de dumanlı kafadan söz etmiş...
Bak Hıncal abiciğim... Ben, yemekte konan ikinci kadeh kırmızı şarabı bile bitiremeden, bütün gece Machiato ve yeşil çay içtim...
İçtiğim çok güzel bir İtalyan kahvesi...
Üstünde süt olduğundan onun da üstü rakı gibi beyaz...
Biri fincanda, diğeri uzun kadehte içilir ama buna rağmen sen onu sanıyorum rakı zannettin...
Ben senin, başka yerlerde beraber yemek yediğin, içip içip rakip takım yöneticilerine viski fırlatan arkadaşlarına benzemem...